Depremde sona yaklaşıyoruz
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Anadolu plakasının ortalama her sene 2.5 santimetre batıya doğru kaydığına işaret ederek, "Burada bir enerji birikiyor. Bir sona doğru yaklaşıyoruz. Ama bu sonun ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Dolayısıyla hazır olmamız lazım" dedi
27.09.2019 00:00:00
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Kandilli Rasathanesi'nde düzenlediği basın toplantısında, 26 Eylül'de 13.59'da Silivri'nin güneyinde yaklaşık 20-25 kilometre açığında 5.7 büyüklüğünde yaklaşık 13 kilometre derinlikte; 24 Eylül'de de 4.7'lik deprem meydana geldiğini hatırlattı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün 1895'ten bu yana deprem gözlemleri yaptığına işaret eden Özener, son 30 yılda Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi içinde 3.5 ile 4 büyüklüğü arasında 253, 4 ile 4.5 büyüklüğü arasında 100 deprem kaydedildiğini aktardı.
Depremin zamanı bilinemez
Prof. Dr. Haluk Özener, depremle ilgili çıkan spekülasyonlara ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunun kabul edilmesi ancak kişilerin psikolojini de bozmaması gerektiğini belirterek, bilim insanlarının depremin nerede olacağını ve yaklaşık olarak büyüklüğünü de bilebildiğini, ancak zamanı konusunda bir şey söylemenin mümkün olmadığını kaydetti.
Özener, şunları söyledi: "Depremle ilgili tartışmalarının kamuoyu önünde yapılmasını hatalı ve yanlış buluyorum. Depremin kaç büyüklüğünde olacağı, ne zaman olacağı veya olmayacağı konularının halk önünde tartışılmaması gerektiğine inanıyorum. Vatandaş şunu bilecek: Marmara Denizi'nde tarihsel depremler var. 1509-1766 depremleri var. Ülkemiz dinamik. Bunu uydu teknolojisiyle, GPS ile takip ediyoruz. Anadolu plakası ortalama her sene 2.5 santimetre batıya doğru kayıyor. Burada bir enerji birikiyor ve bu enerji bir gün dışarı çıkacak. Ne zaman çıkacağını bilmiyoruz ama bir sona doğru yaklaşıyoruz. Ama bu sonun ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Dolayısıyla her zaman bugün deprem olacakmış gibi hazır olmamız lazım."
Depremler orta segmentte oluyor
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, depremlerin daha çok doğuda ve batı segmentleri üzerinde olduğunun, orta segmentte nispeten daha az deprem meydana geldiğinin görüldüğünü dile getirerek, şöyle devam etti: "Son 4 günde olan depremlerin de bu orta segmentin yakınında, hemen üstünde, kuzeyinde olduğunu; kimi depremlerin de artçıların da ana segmente yaklaştığını görüyoruz. Bu fay hattı yani orta segment, 1766 depreminin olduğu fay, 1766'da kırılan fay. Son 4 günlük deprem aktivitelerine baktığımızda, 200'ün üzerinde deprem kaydettik. 24 Eylül'deki 4.7'lik depremin kırdığı yerden bahsedersek, bunu bir tarihi fay olarak tanımlayabiliriz. Perşembe günkü 5.7 büyüklüğündeki depremin de yine tarihi fayın üzerinde olduğunu görebiliyoruz. Daha sonraki artçılara baktığımızda 26 Eylül'de olan 4.4'lük depremin ana fayın hemen üzerinde olduğunu görüyoruz, bir sonraki 4.3'lük deprem de bu ikisinin arasında."
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün 1895'ten bu yana deprem gözlemleri yaptığına işaret eden Özener, son 30 yılda Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi içinde 3.5 ile 4 büyüklüğü arasında 253, 4 ile 4.5 büyüklüğü arasında 100 deprem kaydedildiğini aktardı.
Depremin zamanı bilinemez
Prof. Dr. Haluk Özener, depremle ilgili çıkan spekülasyonlara ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunun kabul edilmesi ancak kişilerin psikolojini de bozmaması gerektiğini belirterek, bilim insanlarının depremin nerede olacağını ve yaklaşık olarak büyüklüğünü de bilebildiğini, ancak zamanı konusunda bir şey söylemenin mümkün olmadığını kaydetti.
Özener, şunları söyledi: "Depremle ilgili tartışmalarının kamuoyu önünde yapılmasını hatalı ve yanlış buluyorum. Depremin kaç büyüklüğünde olacağı, ne zaman olacağı veya olmayacağı konularının halk önünde tartışılmaması gerektiğine inanıyorum. Vatandaş şunu bilecek: Marmara Denizi'nde tarihsel depremler var. 1509-1766 depremleri var. Ülkemiz dinamik. Bunu uydu teknolojisiyle, GPS ile takip ediyoruz. Anadolu plakası ortalama her sene 2.5 santimetre batıya doğru kayıyor. Burada bir enerji birikiyor ve bu enerji bir gün dışarı çıkacak. Ne zaman çıkacağını bilmiyoruz ama bir sona doğru yaklaşıyoruz. Ama bu sonun ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Dolayısıyla her zaman bugün deprem olacakmış gibi hazır olmamız lazım."
Depremler orta segmentte oluyor
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, depremlerin daha çok doğuda ve batı segmentleri üzerinde olduğunun, orta segmentte nispeten daha az deprem meydana geldiğinin görüldüğünü dile getirerek, şöyle devam etti: "Son 4 günde olan depremlerin de bu orta segmentin yakınında, hemen üstünde, kuzeyinde olduğunu; kimi depremlerin de artçıların da ana segmente yaklaştığını görüyoruz. Bu fay hattı yani orta segment, 1766 depreminin olduğu fay, 1766'da kırılan fay. Son 4 günlük deprem aktivitelerine baktığımızda, 200'ün üzerinde deprem kaydettik. 24 Eylül'deki 4.7'lik depremin kırdığı yerden bahsedersek, bunu bir tarihi fay olarak tanımlayabiliriz. Perşembe günkü 5.7 büyüklüğündeki depremin de yine tarihi fayın üzerinde olduğunu görebiliyoruz. Daha sonraki artçılara baktığımızda 26 Eylül'de olan 4.4'lük depremin ana fayın hemen üzerinde olduğunu görüyoruz, bir sonraki 4.3'lük deprem de bu ikisinin arasında."