Herkes muhtemel büyük İstanbul depremini konuşuyordu. 7'nin üzerinde büyük bir depremin İstanbul'da oluşturacağı yıkım tartışılıyordu. Ama kötü haber Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'dan geldi.
Dün saat 04.17'de Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde bir depremle tüm Türkiye sarsıldı.
10 ilde yıkıcı bir etki oluşturan bu büyük deprem, Trabzon da dahil birçok ilde hissedildi.
Saat 13.30 sıralarında bu sefer 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha oldu.
Depremlerin büyüklüğünün 7'den fazla olması, artçı depremlerin de büyüklüklerinin 6.6, 6.4 gibi yüksek olması, yüzeye yakın, sığ olması ve de boşalan enerjinin çok fazla olması... çok geniş bir alanda büyük yıkım etkisi oluşturmasına neden oldu.
İlk depremin olduğu saatin herkesin evinde ve uykuda olduğu bir saat olması da can kayıplarının artmasına yol açtı.
Malum, deprem, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep, Diyarbakır, Adana, Hatay, Kilis, Osmaniye, Adıyaman, Şanlıurfa illerinde yıkıcı etkisi oldu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fuat Oktay, dün yaptığı basın açıklamasında, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısının 1651, yaralı sayısının 11 bin 119, yıkılan bina sayısının ise 3 bin 471 olduğunu söylemişti.
Tabi, deprem bölgelerinde yoğun bir şekilde enkaz altında kalanları arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Bu sebeple vefat eden ya da yaralanan vatandaşlarımızın sayısında malesef ciddi bir artış olacaktır.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. İnşallah enkaz altında bu soğuk hava şartlarında hayatta kalmaya çalışan ve kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımızın da en kısa zamanda kurtulmasını niyaz ediyorum.
Deprem denilince şu sözü hatırlamamak olmaz: "Deprem öldürmez, bina öldürür."
Toplamda yıkıldığı ifade edilen 3 bin 471 binanın illere göre dağılımı şöyle:
Kahramanmaraş'ta 310 bina, Gaziantep'de 581 bina, Malatya'da 300 bina, Hatay'da 1278 bina, Osmaniye'de 101 bina, Adıyaman'da 600 bina, Diyarbakır'da 20 bina, Şanlıurfa'da 201 bina, Kilis'te 50 bina, Adana'da 24 bina yıkıldı.
Çok acı bir tablo...
Binalar yıkıldıkça insanlarımız ölüyor, yaralanıyor.
İşte bu sebeple, 'depremle mücadele' derken ilk atmamız gereken adım vatandaşlarımıza içinde güvenle yaşayabileceği, sağlam, depreme dayanıklı binalar temin edebilmektir.
Ülkemizin tamamı deprem açısında risklidir. Depremi bekleyip sonuçlarına acı bir şekilde katlanmak yerine, gerekli tedbirleri almak, her yönüyle hazırlıklı olmak zorundayız.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dediği gibi, önceliklerimize doğru karar vermeliyiz.
Yaşadığımız son deprem bir kez daha gösterdi ki, deprem ülkemiz için en önemli ve en öncelikli konudur.
Ve depremle mücadele, sadece vatandaşlara, sadece belediyelere ve müteahhitlere bırakılmayacak kadar önemli ve stratejiktir.
Kiraların bile ateş pahası olduğu, konuta ulaşımın neredeyse imkansızlaştığı bir ekonomik atmosferde, devletin müdahil olmadığı bir kentsel dönüşüm asla bir sonuç getirmeyecektir.
Güçlü ve sosyal devlet yaklaşımıyla konuya bakılmalı ve evi olmayan vatandaşlara, evi yıkılan vatandaşlara, hatta evi sağlıklı olmayan vatandaşlarımıza depreme dayanıklı, sağlam ve sağlıklı bir ev imkanı sunulmalıdır.
Bu, yıllık 660 milyar lira bütçe açığı hedefleyen bir maliye anlayışıyla elbette olmaz, olamaz.
Güçlü ve sosyal devlet ancak ve ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile olur.
Bunun nasıl olacağını modelin sahibi Prof. Dr. Baş yıllarca anlattı, bugün de BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş anlatıyor.
Dünyanın birçok ülkesinin uyguladığı ve çok fayda gördüğü bu eşsiz modele sırtımızı döndükçe maalesef bu depremlere karşı asla hazır olamayacağız.
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025