Derisi kalsın sana, sen kurbana dokunma

Hayırlı evlat, salih evlat listesine girememiş olsan da sana bırakılan altından daha değerli maddi ve manevi mirasa sahip olma ehliyetinden ve de gayretinden yoksun isen de sen anana, sen babana dokunma.

Sürüler senden köşebucak, diyar diyar kaçıyorsa da her dalışında bir kaçının canına dokunuyorsan da, sen sen ol da sen çobana dokunma.

Kendini Cerrah Paşa'dan daha ehil, daha büyük bir cerrah zannediyorsan da, cerrahlığın sende kalsın sen çıbana dokunma.

Nereden gelip nereye gidiyorsun, kimden gelip kime gidiyorsun, nasıl geldin nasıl gidiyorsun, niye geldin niçin gidiyorsun bilinmez, bütün bu soruların cevabı sende, ama ne olur bu mazlum millete, bu Evlad-ı Fatihan'a dokunma.

Yol kesicilik mesleğin olabilir, kefen soyuculuk branşın olabilir, herhangi bir çete reisi olabilirsin, emrine amade sayısız çete üyelerin olabilir ve soyduğunuz kervanların sayısı hesapsız olabilir ama sakın Hak'tan gelmiş Hakka giden bu kervana dokunma.

Derisi senin olsun, barsakları senin olsun, başı, ayağı senin olsun, hatta eti-kemiği senin olsun ama sakın ceddimiz İbrahim ve İsmail peygamberlerin sünneti, son peygamber, alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v'in tebliğ ettiği son dinin emri olan, yüzyıllardır fakirin fukaranın, yetimin yoksulun yüzünü güldüren bu kurbana dokunma.

İnsanlığın, inkar karanlığından, şirk bataklığından, zulüm cehenneminden kurtulmak için, canhıraş feryatla kaçıp sığınmaya çalıştığı, rahata erdiği, huzur bulduğu tevhid inancına, bu limana dokunma.

Zalimi de, münkiri ve müşriği de elinden tutup beri alacak, ateşe yuvarlanmaktan kurtaracak, hem içinde bulundukları bu cürümlere bir son verecek, hem de inandıkları takdirde oldukça kabarık olan dosyalarını rafa kaldıracak olan bu evrensel ve ilahi plana dokunma.

Anana, babana, çobana, çıbana, Evlad-ı Fatihan'a, kervana, kurbana, limana, plana dokunma.

Dokunacak gücün, cesaretin mi var? Uğraşacak vaktin, gayretin mi var?

Sana o kadar çok iş alanı var ki, günün tamamını ömrünün sonuna kadar aralıksız çalışsan yetiştiremezsin.

İnsanlığı şirke çağıran şirketler, fuhşa, ahlaksızlığa çağıran şirketler, hırsızlığa yolsuzluğa, soygunculuğa çağıran şirketler... Hepsi inceleme, araştırma ve oyunlarını bozma alanı.

Tevhid inancını temelinden sarsma çalışmaları ve açıklamaları, işsiz ve aşsız bırakılan gençlerimizi bir takım vaadler karşılığında inancından eden şebekeler sizi bekliyor.

Dizi adı altında, kültür sanat adı altında her çeşit edepsizliği yaygınlaştıran, insanların iffetini, edebini, hayasını yok etmeyi hedefleyen görünen ve görünmeyen tahripkarlar sizi bekliyor.

Çeşitli dalaverelerle vatan toprağının altını oyma gayretleri, bin yıldır kardeşçe yaşamış, etle tırnak gibi kaynaşmış kardeşleri birbirinden ayırma planları, programları sizin himmet ve gayretlerinizi bekliyor.

Bilginizi, becerinizi, birikiminizi, unvanınızı, vaktinizi, servetinizi öyle yere, öyle doğru istikamette harcayın ki, hem dünyada hem de ahirette sizin için hüsran vesilesi olmasın.

Öyle yaşayın ki, durukça yaşadıkça sizi el beğensin, ölünce de yer beğensin.