Ülkemizde ekonomik, siyasi, toplumsal her konuda çok büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Ve bu sorunlar her geçen gün azalmıyor, artarak devam ediyor, kangrenleşiyor.Sorunların temeline indiğimizde, bunları çözmek için iktidar koltuğunda oturanların kalıcı çözüm bulmada yeterli olmadıklarını, çözümü ülke dışında aradıklarını, akıl danıştıkları devlet ve kuruluşların ise ülkemizin yararına değil de kendi çıkarlarına uygun tavsiyelerde bulunduklarını, oluşan yabancı tekelleşmesinde halkımızın sahipsiz kaldığını ve sürekli mağdur olduğunu görmekteyiz.Problemleri çözmesi gerekenlerde bilgi yok, proje yok, adım yok, her şeyden önemlisi niyet yok. Akıl yok diyemeyeceğim, çünkü konu uygulanan yanlış politikalar hususunda halkı ikna etme, halkın gözünü boyama olunca her türlü demogoji sanatı, psikolojik ve felsefik metotlar kullanılabiliyor. Yabancılar karşısında dut yemiş bülbüle dönen siyasetçilerimiz, halkın karşısında aslan kesiliveriyor. Özellikle son 5 yıllık döneme bir göz attığımızda atılan bütün adımların global sermayedarların, azınlıkların, belli çıkar çevrelerinin lehine, halkın ise aleyhine olduğunu görürüz. Halkımıza sürekli kemer sıkma politikaları uygulanmıştır. Para ile para kazananlardan vergi dahi alınmazken, adaletsiz vergi dediğimiz herkesten, kazansa da kazanmasa da alınan dolaylı vergiler sürekli artırılmıştır. Devletin sosyal güvenlik kapsamında halka harcanan bütçesi sürekli daraltılmıştır. Borcu borçla çevirme mantığıyla yerli para rafa kaldırılmış, yüksek faizli yabancı para ülkeye hakim olmuştur. Bu yanlış para politikasının faturası yine halka kesilmiştir. Neticede bir taraftan halkımızın geliri, alım gücü sürekli düşerken, her konuda dışa bağımlılık sebebiyle maliyetler sürekli artmış ve halkımız daha az gelirle daha pahalı tüketim yapma durumuna gelmiştir. Gerçekte halkımıza ait olan karlı kamu kuruluşları, maden arazileri yabancılara peşkeş çekilmiştir. Serbest piyasa adı altında devleti küçültelim diyenler, aslında devletin halka hizmetini daraltmışlar, devlet kurumlarını global tefecilerin menfaatine halka baskı aracı olarak kullanmada daha güçlü olmasını istemişlerdir. Bu yapılanların hiçbirisi Türk medeniyetine, Türk kültürüne ait değildir; Atatürk'ün miras bıraktığı bağımsızlık ruhuna uygun değildir.Bu tekelleşme politikaları onu ortaya atan ülkeleri memnun etmedi ki bizi memnun etsin. Bugün ABD ekonomisi perişan vaziyette. AB ekonomisi de tıkandı. Küreselleşme bataklığına giren bütün ülkeler "ah vah" ediyorlar.IMF'den kaçan kaçana. Kurtulan ekonomisini düzeltiyor. İşte Rusya, İşte Brezilya, işte Malezya... Peki, Türk milletine yakışan devlet anlayışı nasıl olmalıdır? Bu sorunun cevabını sadece Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ortaya koyuyor: "Kapitalizm nedir? Modern köleliktir. Ne yapar, milleti çalıştırır. Güya serbest ekonomi adı altında vatandaşı çalıştırır, vergi yoluyla o da vatandaşı haraca bağlar. Devlet ne yapıyor? Beş on tane Karun var. O da Karunları besliyor. Peki bizim devlet anlayışımızın mantığı nedir? Halk kendisine çalışacak. Yetmiyor! Devlet de halka çalışacak. Bizim mantığımızda devlet babadır. Devlet tebaasını bakmaya memurdur." "Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık yeraltı kaynağı var. Bu ham halidir. İşlediğiniz zaman en az bu rakam 30 katrilyon dolardır. Düşünebiliyor musun? Bu servet üstünde şu millet aç duruyor. Bunlar kim, siyaset kim? Bunlar kim, idare kim? Bunlar hiçbir şey bilmiyorlar. Yeminle konuşuyorum bunların yaptığı iş ezbercilik ve taklitçiliktir. Batı ne diyor onu hayata geçirmektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025