Şimdi birileri diyecek ki: "Bu satırların yazarı G.Saray sempatizanı daha da ötesi hastalık derecesinde CimBom'lu "... Ama lütfen biraz insafa gelip, dikkatli olarak; Hollanda'da ki Şili maçımızı süzgeçten geçirirseniz; hasta G.Saraylı olmadığım ve objektif anlatışım ortaya çıkacaktır...
Haydi buyrun girelim, 6 yıl sonra kazandığımız bu özel milli maçımızın içine...
Ben defalarca saydım; Şili önündeki ay-yıldızlı on birimizde 8 G.Saray kökenli oyuncu mevcuttu... Diğer 3 kişi G.Antepli kaleci Ömer, eski Fenerli yeni Real Soiceadlı Tayfun ve yeni Beşiktaşlı İlhan Mansız'dı...
Bir dakika bitmedi; Teknik patronumuz Şenol Güneş'de, G.Saray'ın o meşhur yıllarındaki oyun sistemini (4-4-2) sahaya yaymıştı... Savunmada (Fatih-Emre-Bülent-Hakan Ünsal) en ufak bir hata gözümüze çarpmıyordu. Yanlışlığım herhalde yoktur; Şili forvetleri bizi bir kez daha "korku tüneline" sokmadı. Orta dörtlünün 3 şahin adamı (G.Saray kökenli Tugay-Emre-Ergün) rakibe oynama fırsatı tanımadı ve sahanın her bölgesine ayak basıp, yardım kollarını uzattılar... Hücum oyuncularımız Hakan ve İlhan vurucu timin en iyi örneklerini verdiler. Gollerdeki fırsatçılıkları gözümün önüne geliyorda, bir anda; G.Sarayın Şampiyonlar LigiÜndeki Hakan-Arif'i hık demiş bu ikilinin burnundan düşmüş diyorum...
O Şili ki bize bir türlü direnç gösteremiyor... Varları, yokları; bize tekmeyle karşı koymaları...! Güneş hocamız işi garantiye alınca; çoğulcu değişime gidiyordu. Haklıydı, oyuncuları görevini en iyi şekilde yapmanın gururu içinde olduğu için; onları kenara alarak ödüllendiriyordu. Çünkü hepsinin hafta sonunda lig arenalarında önemli maçları vardı...
Peki şimdi ben soruyorum; yukarıda kısaca tanımlamaya çalıştığım olaylar yalan mı...? Yalansa o zaman ben Galatasaraylı'yım...!
Haydi buyrun girelim, 6 yıl sonra kazandığımız bu özel milli maçımızın içine...
Ben defalarca saydım; Şili önündeki ay-yıldızlı on birimizde 8 G.Saray kökenli oyuncu mevcuttu... Diğer 3 kişi G.Antepli kaleci Ömer, eski Fenerli yeni Real Soiceadlı Tayfun ve yeni Beşiktaşlı İlhan Mansız'dı...
Bir dakika bitmedi; Teknik patronumuz Şenol Güneş'de, G.Saray'ın o meşhur yıllarındaki oyun sistemini (4-4-2) sahaya yaymıştı... Savunmada (Fatih-Emre-Bülent-Hakan Ünsal) en ufak bir hata gözümüze çarpmıyordu. Yanlışlığım herhalde yoktur; Şili forvetleri bizi bir kez daha "korku tüneline" sokmadı. Orta dörtlünün 3 şahin adamı (G.Saray kökenli Tugay-Emre-Ergün) rakibe oynama fırsatı tanımadı ve sahanın her bölgesine ayak basıp, yardım kollarını uzattılar... Hücum oyuncularımız Hakan ve İlhan vurucu timin en iyi örneklerini verdiler. Gollerdeki fırsatçılıkları gözümün önüne geliyorda, bir anda; G.Sarayın Şampiyonlar LigiÜndeki Hakan-Arif'i hık demiş bu ikilinin burnundan düşmüş diyorum...
O Şili ki bize bir türlü direnç gösteremiyor... Varları, yokları; bize tekmeyle karşı koymaları...! Güneş hocamız işi garantiye alınca; çoğulcu değişime gidiyordu. Haklıydı, oyuncuları görevini en iyi şekilde yapmanın gururu içinde olduğu için; onları kenara alarak ödüllendiriyordu. Çünkü hepsinin hafta sonunda lig arenalarında önemli maçları vardı...
Peki şimdi ben soruyorum; yukarıda kısaca tanımlamaya çalıştığım olaylar yalan mı...? Yalansa o zaman ben Galatasaraylı'yım...!
Osman Korkmazel / diğer yazıları
- Canaydın'a yapılan vefa mı, cefa mı? / 28.12.2005
- Kupa iştah kabartıyor da? / 25.12.2005
- Enfes görüntüler... / 19.12.2005
- Kimlik değiştirmeyin / 16.12.2005
- Ya sporcu olmasam!.. / 13.12.2005
- Yıla damga vurun / 10.12.2005
- Rus ruleti / 20.09.2002
- Özele, özel ilgi / 23.08.2002
- Onun yeri başka... / 14.08.2002
- Ben bulamadım..! / 19.06.2002
- Kupa iştah kabartıyor da? / 25.12.2005
- Enfes görüntüler... / 19.12.2005
- Kimlik değiştirmeyin / 16.12.2005
- Ya sporcu olmasam!.. / 13.12.2005
- Yıla damga vurun / 10.12.2005
- Rus ruleti / 20.09.2002
- Özele, özel ilgi / 23.08.2002
- Onun yeri başka... / 14.08.2002
- Ben bulamadım..! / 19.06.2002