15) Beraat Suresi'nin tebliğinde İmam Ali (a.s.):
Hicretin dokuzuncu yılının sonunda Hicaz'ın hemen hemen bütün noktalarında tevhid inancı hakim olmuştu. Ancak az bir grup eski batıl inançlarından vazgeçmiyordu.
Bu sırada Beraat Suresi nazil oldu. Burada Peygamberimizin müşriklere karşı takınacağı tavır belirleniyordu ve Allah Resulü (s.a.a.) gerekirse askeri kuvvetle putperestliği ortadan kaldırmaya memur oldu. Ve bu durumu Kurban Bayramı günü Hicaz'ın her noktasından gelen kalabalık bir insan topluluğuna ilan etmekle görevlendirildi.
Beraat Suresi indiği zaman Allah Resulü'nün hacca gitmek gibi bir niyeti yoktu. Bu sebeple Hz. Ebu Bekir'i huzuruna çağırdı ve ona Beraat Suresi'nin ilk ayetlerini öğretti. Ve onu kırk kişiyle birlikte Kurban Bayramı günü bu ayetleri okumak üzere Mekke'ye gönderdi.
Hz. Ebu Bekir Mekke'ye doğru yola çıktıktan sonra, Hz. Peygambere bir vahiy nazil oldu: "Bu emirleri ya Hz. Peygamberin Kendisi ya da O'ndan olan biri insanlara ulaştırsın. Bu iki kişiden başka kişinin bu işe salahiyeti yoktur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.325, 326; Sire-i İbn-i Hişam, c.4, s.545)
Bunun üzerine Hz. Peygamber Hz. Ali'yi huzuruna çağırdı. O'na Mekke'ye hareket etmesini, yolda Ebu Bekir'e yetişerek ayetleri ondan almasını ve Cenab-ı Hakk'ın, Hz. Peygambere bu ayetleri ya Kendisinin ya da Ehl-i Beyt'inden olan birisinin insanlara okumasını emrettiğini, bu yüzden bu işin Kendisine havale edildiğini söylemesini istedi.
Hz. Ali, Hz. Peygamberin özel devesine bindi. Hz. Peygamberin yakın ashabından bir grup ile Mekke'ye hareket etti. Hz. Ebu Bekir'e yetişerek, durumu ona izah etti. Ve ayetleri kendisinden teslim aldı. Mekke'ye girdi ve Zilhicce'nin onuncu günü Cemre-i Akabe'nin üstüne çıkarak yüksek sesle Beraat Suresi'nin on üç ayetini okudu. Ve şöyle seslendi:
"Bu yıldan sonra hiçbir müşrik Mekke'ye giremeyecektir. Kabe çıplak olarak tavaf edilmeyecektir. Müşriklerden kimin Hz. Peygamberle imzaladığı bir antlaşma varsa bu, belirlenen süreye kadar geçerlidir." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.326; El-Bidaye Ve'n-Nihaye, İbn Kesir, c.5, s.45)
Bu olayın insanlar üzerinde büyük tesiri oldu. Müşrikler grup grup İslam dinini kabul ettiler. Hicret'in onuncu yılında Hicaz'da şirk tamamen ortadan kalkmıştı. Bu arada, Hz. Ebu Bekir Resulüllah'ın huzuruna vardı ve korkmuş bir halde şöyle dedi:
"Ya Resulallah, benim hakkımda bir şey mi nazil oldu? Kötü bir şey mi yaptım?"
Peygamberimiz "hayır" dedi. "Ancak Bana o ayetleri Benim ya da Benden olan birinin tebliğ etmesi emredildi. Benim tarafımdan Ali'den başkası bu ayetleri tebliğ edemezdi" buyurdu. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.326; El-Kamil Fi't-Tarih, İbn Esir, c.2, s.291; Fezailu'l-Hamse Mine's-Sihahi's-Sitte, c.2)
16) Tebük Seferi'nde İmam Ali (a.s.)
Tebük seferi, Hicret'in dokuzuncu senesinin Receb ayında meydana geldi. Peygamberimiz, Rumların Arap Yarımadası'na saldırmak üzere planlar yaptıklarının haber almıştı. Bunun üzerine Kendisi de gereken hazırlıklara başladı. Ancak Hz. Peygamber Kendi yokluğunda Medine'yi yalnız bırakmak istemiyordu.
Münafıkların fitne çıkarma ihtimalleri yüksekti. Ve öte yandan Medine'ye her an bir düşman saldırısı da meydana gelebilirdi. Bu sebeple Hz. Peygamber, geride güvenilir, liyakat sahibi birini bırakmak düşüncesindeydi. Bu hassas görev için Hz. Ali'yi seçti.
Resulullah Tebük'e doğru yola çıktı. Ancak Hz. Ali'nin geride kalması münafıkların işine gelmedi. Bu sebeple Hz. Peygamberin Hz. Ali'yi aşağıladığı ve o'na kızdığı için geride bıraktığı söylentisini yaymaya başladılar. Hz. Ali bu dedikodulardan haberdar olunca, kılıcını alarak Hz. Peygambere yetişti. Ve şöyle dedi: "Ya Resulallah! Münafıklar Senin, Beni aşağılamak ve Bana duyduğun öfkeyi belli etmek için Beni geride bıraktığını söylüyorlar."
Resulüllah şöyle buyurdu:
"Yerine dön. Çünkü Medine Bensiz ya da Sensiz olmaz. Sen ailem, hicret yurdum ve kavmim hususunda Benim halifemsin. Ey Ali! Musa için Harun neyse, Sen de Benim için o olmak istemez misin? Şu farkla ki Benden sonra peygamber gelmeyecektir."
Bunun üzerine Hz. Ali Medine'ye döndü. Hz. Peygamber de yoluna devam etti. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.341, 342; Tarih-i Taberi, c.2, s.368; el-İrşad, Şeyh Müfid, s.138; es-Siretü'l-Halebiyye, c.3, s.132; Sahih-i Buhari, Bab-u Gazvet-i Tebuk, c.6, s.3; Sahih-i Müslim, Kitab-u Fedaili's-Sahabe, c.5, s.23; Tirmizi, c.2, s.300; Müsned-i Ahmed, c.1, s.185; Sünen-i İbn Mace, c.1, s.42; Tarih-i Bağdat, c.1, s.432)
Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.
Yarın devam edeceğiz.
Hicretin dokuzuncu yılının sonunda Hicaz'ın hemen hemen bütün noktalarında tevhid inancı hakim olmuştu. Ancak az bir grup eski batıl inançlarından vazgeçmiyordu.
Bu sırada Beraat Suresi nazil oldu. Burada Peygamberimizin müşriklere karşı takınacağı tavır belirleniyordu ve Allah Resulü (s.a.a.) gerekirse askeri kuvvetle putperestliği ortadan kaldırmaya memur oldu. Ve bu durumu Kurban Bayramı günü Hicaz'ın her noktasından gelen kalabalık bir insan topluluğuna ilan etmekle görevlendirildi.
Beraat Suresi indiği zaman Allah Resulü'nün hacca gitmek gibi bir niyeti yoktu. Bu sebeple Hz. Ebu Bekir'i huzuruna çağırdı ve ona Beraat Suresi'nin ilk ayetlerini öğretti. Ve onu kırk kişiyle birlikte Kurban Bayramı günü bu ayetleri okumak üzere Mekke'ye gönderdi.
Hz. Ebu Bekir Mekke'ye doğru yola çıktıktan sonra, Hz. Peygambere bir vahiy nazil oldu: "Bu emirleri ya Hz. Peygamberin Kendisi ya da O'ndan olan biri insanlara ulaştırsın. Bu iki kişiden başka kişinin bu işe salahiyeti yoktur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.325, 326; Sire-i İbn-i Hişam, c.4, s.545)
Bunun üzerine Hz. Peygamber Hz. Ali'yi huzuruna çağırdı. O'na Mekke'ye hareket etmesini, yolda Ebu Bekir'e yetişerek ayetleri ondan almasını ve Cenab-ı Hakk'ın, Hz. Peygambere bu ayetleri ya Kendisinin ya da Ehl-i Beyt'inden olan birisinin insanlara okumasını emrettiğini, bu yüzden bu işin Kendisine havale edildiğini söylemesini istedi.
Hz. Ali, Hz. Peygamberin özel devesine bindi. Hz. Peygamberin yakın ashabından bir grup ile Mekke'ye hareket etti. Hz. Ebu Bekir'e yetişerek, durumu ona izah etti. Ve ayetleri kendisinden teslim aldı. Mekke'ye girdi ve Zilhicce'nin onuncu günü Cemre-i Akabe'nin üstüne çıkarak yüksek sesle Beraat Suresi'nin on üç ayetini okudu. Ve şöyle seslendi:
"Bu yıldan sonra hiçbir müşrik Mekke'ye giremeyecektir. Kabe çıplak olarak tavaf edilmeyecektir. Müşriklerden kimin Hz. Peygamberle imzaladığı bir antlaşma varsa bu, belirlenen süreye kadar geçerlidir." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.326; El-Bidaye Ve'n-Nihaye, İbn Kesir, c.5, s.45)
Bu olayın insanlar üzerinde büyük tesiri oldu. Müşrikler grup grup İslam dinini kabul ettiler. Hicret'in onuncu yılında Hicaz'da şirk tamamen ortadan kalkmıştı. Bu arada, Hz. Ebu Bekir Resulüllah'ın huzuruna vardı ve korkmuş bir halde şöyle dedi:
"Ya Resulallah, benim hakkımda bir şey mi nazil oldu? Kötü bir şey mi yaptım?"
Peygamberimiz "hayır" dedi. "Ancak Bana o ayetleri Benim ya da Benden olan birinin tebliğ etmesi emredildi. Benim tarafımdan Ali'den başkası bu ayetleri tebliğ edemezdi" buyurdu. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.326; El-Kamil Fi't-Tarih, İbn Esir, c.2, s.291; Fezailu'l-Hamse Mine's-Sihahi's-Sitte, c.2)
16) Tebük Seferi'nde İmam Ali (a.s.)
Tebük seferi, Hicret'in dokuzuncu senesinin Receb ayında meydana geldi. Peygamberimiz, Rumların Arap Yarımadası'na saldırmak üzere planlar yaptıklarının haber almıştı. Bunun üzerine Kendisi de gereken hazırlıklara başladı. Ancak Hz. Peygamber Kendi yokluğunda Medine'yi yalnız bırakmak istemiyordu.
Münafıkların fitne çıkarma ihtimalleri yüksekti. Ve öte yandan Medine'ye her an bir düşman saldırısı da meydana gelebilirdi. Bu sebeple Hz. Peygamber, geride güvenilir, liyakat sahibi birini bırakmak düşüncesindeydi. Bu hassas görev için Hz. Ali'yi seçti.
Resulullah Tebük'e doğru yola çıktı. Ancak Hz. Ali'nin geride kalması münafıkların işine gelmedi. Bu sebeple Hz. Peygamberin Hz. Ali'yi aşağıladığı ve o'na kızdığı için geride bıraktığı söylentisini yaymaya başladılar. Hz. Ali bu dedikodulardan haberdar olunca, kılıcını alarak Hz. Peygambere yetişti. Ve şöyle dedi: "Ya Resulallah! Münafıklar Senin, Beni aşağılamak ve Bana duyduğun öfkeyi belli etmek için Beni geride bıraktığını söylüyorlar."
Resulüllah şöyle buyurdu:
"Yerine dön. Çünkü Medine Bensiz ya da Sensiz olmaz. Sen ailem, hicret yurdum ve kavmim hususunda Benim halifemsin. Ey Ali! Musa için Harun neyse, Sen de Benim için o olmak istemez misin? Şu farkla ki Benden sonra peygamber gelmeyecektir."
Bunun üzerine Hz. Ali Medine'ye döndü. Hz. Peygamber de yoluna devam etti. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.341, 342; Tarih-i Taberi, c.2, s.368; el-İrşad, Şeyh Müfid, s.138; es-Siretü'l-Halebiyye, c.3, s.132; Sahih-i Buhari, Bab-u Gazvet-i Tebuk, c.6, s.3; Sahih-i Müslim, Kitab-u Fedaili's-Sahabe, c.5, s.23; Tirmizi, c.2, s.300; Müsned-i Ahmed, c.1, s.185; Sünen-i İbn Mace, c.1, s.42; Tarih-i Bağdat, c.1, s.432)
Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.
Yarın devam edeceğiz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024