Dünya dönüyor, İsrail vuruyor

10 günlük bir tatilin ardından yeniden merhaba. Tatil için yaşadığınız şehirden, yaşadığınız ülkeden ve hatta yaşadığınız kıtadan ne kadar uzaklaşsanız da gündemde yaşanan sıcak gelişmeler peşinizi bırakmıyor. Dünya her yerde dönmeye, aynı hız ve ritimde devam ediyor. 10 gün önce bıraktığımız yerde Dünya savaş halindeydi, bugün de bu savaş şiddetini artırmış bir şekilde devam ediyor. Biz yine kaldığımız yerden devam edelim...Bahreyn'de yayınlanan Vasat gazetesine yazan Muhammed Hüseyin Fadlallah şöyle diyor:"Irak ve Afganistan'ı tamamlayan, Suriye ve İran'a yönelik saldırı planlarının öncüsü niteliğinde, Lübnan'a açılmış bir Amerikan savaşı bu. ABD, İsrail aracılığıyla açıyor savaşını. Arap ülkeleriyse hiçbir güce sahip değil. İsrail ve ABD'nin dalga geçtiği Beyrut'taki Arap zirvesinde bunu gördük; zirvede barış kararı İsrail'e teslim edildi."Fadlallah'ın bu cümleleri önemli ve anlamlı bir tespit ama eksik. Sadece Araplar mı derin bir sessizliğe gömülüp, barışı İsrail'in vicdanına terk edenler?Tüm dünya aynı sessizlikte ve İsrail'e örtülü destek veriyor. Maalesef Türkiye de bu utanç verici ürkek dünya koalisyonunun içinde yer alıyor. Nitekim önceki gün Roma'da toplanan dünya ülkeleri sıradan ve etkisiz bir ateşkes çağrısı konusunda bile uzlaşamadı. Formalite icabı Roma'da biraraya gelindi, ABD'nin gösterdiği sopa tüm ülkelere baş eğdirdi. Sonuç olarak, İsrail, vahşet ve katliamlarına zoraki de olsa destek buldu. İsrail Adalet Bakanı Haim Ramon haklı olarak şunları söyleyebiliyor: "Dün Roma'da Hizbullah Güney Lübnan'dan yok oluncaya ve silahsızlandırılana dek operasyonlarımızı sürdürmek için izin aldık.''Bu izni verenler arasında Türkiye'nin de olması çok üzücü...***İsrail iki haftayı aşkın bir süredir Lübnan ve Filistin'de katliamlarını devam ettiriyor. Bu katliamların Fadlallah'ın yazımızın başına aldığımız cümlelerinde de ifade edildiği üzere İran ve Suriye operasyonlarının öncüsü pozisyonunda ve tümüyle ABD tarafından yönlendirilen bir operasyon. Bu operasyonların 3. dünya savaşına dönüşme ihtimali her zamankinden daha yüksek. ABD, Dışişleri Bakanı Rice marifetiyle dünyaya  ve özellikle de Ortadoğu ülkelerine gerekli mesajı İsrail Başbakanı Olmert ile birlikte İsrail'de gayet açık bir şekilde verdi: "Yeni bir Ortadoğu için zaman geldi."Rice'ın bu açıklaması, yaklaşık 10 gün önce Türk medyasında yer alan ABD'li emekli albay Ralp Peters'ın "kanlı sınırlar"ını tekrar gündeme getirdi ve ABD'li albayın yeni ve olması gereken Ortadoğu haritasını kafasına göre çizmediğini ve ABD yönetiminin bu haritaları hayata geçirmek için çoktan harekete geçtiğini açık bir şekilde ortaya koydu.Bölgemizde büyük ve kanlı savaşların yaşanacağı sürecin fitili ateşlendi. Kan ve savaşla beslenen İsrail bu süreçte ABD ile birlikte başrolü paylaşıyor. Filistin ve Lübnan'da başlayan savaş yakın zamanda tüm bölgeyi etkisi altına alacak şekilde genişleyecek.Bu savaş ve katliam sürecinin bölgenin yapısını tümden değiştirme potansiyeline bürünmesinde Türkiye'ye çok kilit bir rol düşüyor. Her zaman olduğu gibi Türkiye, yine tarihin ve takvimin en kritik yerinde duruyor. Yüzyıllardır kendisine biçilen bu misyon 2000'lerin dünyasında yine başucunda asılı duruyor.