Almanya'daki tarihi Milli Ekonomi Modeli Kongresi'yle ilgili aktaracak çok şey var ama sütunlarımız bu notları aktarmaya yetmeyeceği için, kongreye katılan ilim adamlarının konuşmalarından özet bazı bölümler vermekle iktifa edeceğiz. Kongreye katılan ilim adamlarının önemli bir kısmıyla yaptığımız özel görüşmelerde şuna şahit olduk: Kongreye katılan ilim adamları kendi ülkelerinde söz sahibi ve üst düzey devlet görevlerini yürütüyorlar. Kimisi ülkesindeki hükümetin ekonomi danışmanı, kimisi ülkesinin BM nezdindeki temsilcisi, kimisi uluslar arası sigorta şirketleri yöneticisi, kimisi de ülkesinin ekonomik araştırmalar grubu başkanı...Yani kongreye katılan ilim adamları sıradan insanlar olmayıp, ülkelerinde sözü dinlenen ve sözü geçen insanlar. Bu bilgiyi neden hatırlattım? Aşağıda okuyacağınız notlarda geçen ifadeler, o ilim adamının ülkesinde yakın zamanda uygulamaya geçerse şaşırmayın diye.İlk olarak İtalya Parma Üniversitesi'nden Prof. Dr. Francesco Daveri ile başlayalım... Daveri şöyle diyor: "Kapitalist sistemde üreten insan kıymetlidir. Üretme kabiliyetini yitiren yaşlılar bu yüzden kıymetsizdir. Ama Milli Ekonomi Modeli(MEM)n'de tüketen insan kıymetlidir. Yaşlı da tükettiği için kıymetlidir. Milli Ekonomi Modeli'nin insana değer veren, insan merkezli model olma özelliği de buradan kaynaklanmaktadır." Daveri'nin bu önemli tespiti, hem Milli Ekonomi Modeli tezini ne kadar iyi kavradığını göstermesi, hem de Avrupa'nın en temel problemi olan yaşlılık nokta-i nazarından, MEM'in Avrupa insanı için yegane kurtuluş yolu olduğunu ifade etmesi bakımından kritiktir.Borçlanmadan büyümenin formülüBosna Hersek'ten kongreye katılan Prof. Dr. İsmet Busaddıc şunları söylüyor: "MEM güçlü devlet anlayışı ile tüketiciyi destekleyerek üretimi artırmakta ve bu ülkenin borçlanmadan büyümenin, tam istihdamın sağlanmasının ve gelir dağılımında adaleti sağlamanın formüllerini ortaya koymaktadır."Tarım stratejik sektörAlmanya'da oldukça etkili bir bilim adamı olan Bonn Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ernst Zurek de MEM'in tarım kesimini kollayan kısmını vurgu yapıyor: "MEM tarımı stratejik alan olarak değerlendirmekte ve yerli tarımın devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini ifade eder. Gıda maddeleri için başka ülkelere serbestiyeti salık veren AB ve ABD'nin kendi tarımlarının korunması hususunda en büyük koruyucu olmaları ilginçtir."MEM bir şansYine Almanya'dan Prof. Dr. Martin Maier şunları altını çiziyor: "Küresel sermayenin sınırötesi serbestiyeti milli ekonomileri tehdit ederek bağımsızlıklarını tehlikeye atmaktadır. Ülkelerin bu küresel tuzaktan kurtulabilmeleri için Milli Ekonomi Modeli'ni bir şans olarak görüyorum.MEM madenlerin devlet millet ortaklığıyla işletilmesiyle halktan alınandan daha fazlasını vermeyi amaçlamaktadır. MEM kölelik sistemine son veriyor. MEM'in pratiğe geçmesi bizi memnun edecektir."Kavgayı bitirecek modelAvusturya'dan kongreye katılan Prof. Dr. Hans Peter Aubauer ise sınırsız kaynak bölümünü vurguluyor: "MEM'i kaynakları sınırsız gören görüşü kaynak paylaşımındaki kavgayı bitireceği için çok önemli buluyoruz."İdeal değil, uygulanabilirAlmanya Dressden Üniversitesi'nden Prof. Dr. İrina Hundt tek cümleyle şunu söylüyor: "Bu model bir ideal değil uygulanabilecek bir modeldir."Akıl ve gönülle anlaşılırLetonya'dan Prof. Dr. Henrish Soms'un oldukça önemli bir tespiti var: "Ülkenizin geleceği için herhangi bir ekonomi modeli tercihiniz var mı sorusuna "bu arayışımız olduğu için buradayız" şeklinde cevap veriyoruz. MEM'in tavsiye ettiği formülleri anlayabilmek için akıl ve gönül gereklidir. MEM insan hayatının kalitesinde bir artış öngörüyor."Tek umut kaynağı MEMProf. Dr. Sekib Sekoloviç- Bosna Hersek: "MEM'in en önemli özelliklerinden birisi de kendi sosyal devletini oluşturmasıdır. MEM gibi bir modele sahip olmamamız bizim açımızdan büyük bir kayıp."Prof. Dr. İstvan Frederik- Macaristan: "MEM geçiş ekonomisi problemleriyle boğuşan Macaristan için çok köklü çözümler sunmaktadır." Prof. Dr. Georgia Chobanov- Bulgaristan: "AB'ye giriş sürecimizde IMF ve dünya bankasının direktiflerini dinledik, ekonomimiz allak bullak oldu. Elimizdeki son kaynakları da kaybettik. MEM, Macaristan için de tek umut kaynağıdır."Prof. Dr. Jyri Kadak- Estonya: "Özellikle sovyetlerin çöküşünden sonra bir adaptasyon süreci yaşadık, bir bocalama süreci geçirdik bu dönemde ekonomiyi bir türlü rayına oturtamadık. Bu yüzden MEM'e çok önem veriyoruz."Prof. Dr. Algis Dobrovaski- Litvanya: "Ulusal hükümet, ulusal kuruluşlar AB'ye üye olmamızla birlikte AB'ye geçti. AB'nin etkisi altında kaldı. Bu da ülkemizde ciddi sıkıntılara yol açtı. Dolayısıyla AB bütün kurumlarımıza karışır oldu. Bu yüzden MEM'i önemsiyorum.""MEM sadece Türkiye'yi değil, dünyayı kurtaracak modeldir" cümlesinin hakikatini şimdi daha iyi anladınız değil mi? Söylenecek fazla bir şey yok sanırım. Herşey ortada...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012