Kabul edilen teskerenin en önemli maddesi, elbet yabancı askerin yurt içinde faaliyetine izin verilmesidir. Peki, böyle bir kararın sonucunun neler olabileceğini idrakten aciz bir iktidar olabilir mi?.. Asla olamaz denecektir. Bu ne şahsiyetsiz iktidardır. Bu ne aşağılık bir karardır. Senin muhteşem ordun varken bu ne dengesiz davranıştır. Hele milliyetçi olarak halkı kandıran teskereyi destekleyen muhalefete söyleyecek bir söz bulmak mümkün değildir. Konuşmalara bakarsanız, bu ülke her durumda batağa saplanmış durumdadır. Suriye'nin, Rusya, İran ve Çin gibi güçlü dostlarına karşılık, seni koruyacak hiç bir dostun yoktur. Dost edindiğinin ise gözü ülkenin topraklarının üzerindedir.Çok uzak değil haçlılar kendi fırsatlarını elbet değerlendirip ülkeyi, Irak, Afganistan, Suriye modelinde olduğu gibi çok kolaylıkla darmadağın edecekler, kan döküldüğünü görerek zevkleneceklerdir. Ülkenin ne düzeni kalacak, ne de en önemli olan namusu. Bu ne mantıktır ki, AKP iktidarından önce de getirtilen çekiç güç, PKK'nınhamiliğini yaptığında, ülkemize demir atmış ve "eğit-donat" metodu ile PKK terörünü MİT'ten aldığı istihbarat bilgileri ile korumuştur. Buna rağmen askerimizin binlerce şehit vererek terörü iki kez sıfırladığını da biliyoruz. Son sıfırlanışından sonra ise ABD taktiği ile açınım adı altında demokratikleşme ayağına ülkede, "ordu içeri-terör dışarı" taktiği ile de her şey yeniden canlandırılmıştır.İktidar olarak ülkenin ekonomisini gül gülistan gösteren, IMF'yeborcumuz yok demek için, 25 milyar dolarlık borcu bankalara aktaran,hatta ödemesi üyelik icabı olan aidatı da IMF'ye borç veriyoruz diyehalkı kandıran başbakandır. Hiç bir zaman konuşmalarında ithalat patlamasından haber vermemiş, aldatmaca olarak da sadece ihracatın çokarttığını söylemekle ekonomi skandallarını halkımızdan gizlemiştir.Ey Türk milleti! Cari açık, devletin toplam geliri (ticaret, turizm, özelleştirmeler, madenler, enerji üretimi vs...) ile harcanan para yani ithalat, hizmet (yol, fabrika, sağlık harcamaları vs..) arasındaki farktır. Bu yaklaşık yılda 70 milyar dolar olarak açıklanıyorsa da fazlası vardır. Basit bir yaklaşımla 12 yılda 800-1000 milyar doları bulmaktadır. Bu açık dışarıdan bankalar vasıtası ile kredi alınmak sureti ile faizli olarak borçlanılmaktadır. Bu örnek halkımızın yıllardır yalanlarla nasıl yaşatıldığını anlaması için verilmiştir.Suriye olayları ise ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin, sonucudur. Sıra şimdi TÜRKİYE'dedir. Teröristlerimiz hapisten salınmış, yerlerine, onlarla savaşan ordumensupları, terör suçu ile yargılanmak üzere konulmuştur. Haçlılarla işbirliği sonucu dışarıdaki teröristler sınırlarımızdan yurdumuza taşınmıştır. Bunlara verilen lakap komşudaki muhalefettir. Şu anda bizdeki muhalefet ithal edilmiş, katlanarak bir iken on misline çıkmıştır. Şimdi iktidarın bunlarla mücadeleye başlamaktan başka bir alternatifi olmayacaktır. Ordusunun, terörün dokunulmazlığı karşısında büyük darbe alan ordumuza koltukların korunmasında güvenememektedir. Koltuklar, kat kat güçlü muhalefete karşı korunamaz her türlü silaha sahip olan bu topluluğa Suriye'de muhalif dediklerinize artık asla terörist diyemezsiniz. Kimse size inanmaz. Son zamanlarda eline silah verip eğittiğiniz süper ılımlı muhalifler, başımıza bela olacaklardır. Bu arada oldukça güçlenen PKK zaten şu anda ülkede yapacağını yapmakta sözüm ona IŞİD'i protesto etmektedir. Yaptıkları tahribatın hesabı buiktidardan sorulacaktır. AKP hala eskisinden daha fazla terörist faaliyetini, açınım vaatleri ile korumaya devam etmektedir. Bu kesinlikle kasıtlıdır. PKK asla şartları yerine getirmemiş hatta yapması gereken silahsız çıkışı, silahlı olarak bile yapmamıştır. Bu iktidarın yurt dışında ciddi bir müdahalesi mümkün değildir. Milletler arası kurallar çiğnenemez. Aksi halde hesabı verilemez. Hedef, Prof. Dr. Haydar Baş tarafından son hafta kesin olarak gazete makalelerinde ve Gadir-i Hum kutlamasında açıklanmıştır. Bu sonuca ulaşıldığında koltuklarda oturanların hesap vereceği Türk milletinin önüne engelolabilecek tek güç yabancı işgalci güç olacağından şimdiden teskereye tedbir olarak yabancı askerlerin çağrılmaması maddesi konmuş olduğunu düşünmemek mümkün değildir. Buna bu millet asla göz yumamaz. İlk fırsatta ehil, inançlı, Bağımsız, Ne ABD, ne AB, Bağımsız Türkiye diyen bir iktidarı seçerek devletimizi tüm kötülüklerden korumak, halkımızın dini ve milli görevidir.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017