Son yıllarda gerek medyada gerekse cami, Cuma sohbetlerinde çok sık duyduğumuz cümledir; "etrafta bu kadar düşman varken Müslümanlar birbirlerini neden eleştiriyor, herkes kendi çizgisinde hizmet etsin, biri diğerinin işine karışmasın".Buraya kadar çok güzel, buna kimsenin itirazı olamaz.Müslümanlardan birileri, bazıları "etraftaki düşmanlara" hizmet ediyorsa, o zaman da üstteki cümle geçerli mi?Kimse kimseyi eleştirmesin, herkes kendi çizgisinde hizmet etsin de, kimi "hizmetler", topyekun bir hezimete götüren cinsten ise "uydum kalabalığa" denilip susulması ne kadar doğrudur?Mesela birileri ülkenin başına geçip; "Ankara'nın şerrinden Brüksel'in şefaatine sığındık" diyerek, şefaat zannettiği ama gerçekte felaket olan bir çizgi izliyorsa, koca ülkeyi o tarafa doğru sürüklüyorsa; " canım o da onun hizmet anlayışı" denilip susulacak mı?Mesela birileri çıkıp; "Amerika'nın Irak'ta yapacağı direnişçilerin burnunu kırıp onları hizaya getirmektir" demesi ve zalimin yanında şakşakçılığı sürdürmesi, mazlumu, işgale uğramış,ırzı-namusu kirletilmiş, yakınları katledilmiş Müslüman'ı aşağılayıcı tavrını devam ettirmesi karşısında; "o da onun hizmet anlayışı" denilip geçilecek mi?Böyle bir davranış doğru bir davranış mıdır? Bu durumda düşmanın kuklaları saygı ile selamlanmış, dolayısıyla zalim düşman selamlanmış olmaz mı?Zalimi-zorbayı saygı ile selamlamak Müslümanlığın neresinde var? Mesela birileri çıkmış; "babalar gibi satarız" deyip gerçekten satmaya devam ediyorsa, "bu da bunların hizmet anlayışı" deyip susacak mıyız?
İstiklal Marşımızda dedemiz sıkı tenbihte bulunuyor:Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Bu uyarıya rağmen, seksen yıl evvel yurdumuzu işgal eden haçlılara vatanımız parsel parsel satılıyorsa, bu yolla elde edilen geliri de "küresel sermayeyi artırdık" diye yutturuyorlarsa, "İspanyol modeli" adı altıda sırf yabancılara özel köyler, mahalleler inşa etmek için TOKİ 'ye görev veriliyorsa, biz burada İstiklal Marşımıza mı kulak vereceğiz yoksa "babalar gibi satan" satış ekibine mi?Muhterem, sarığın altında, kürsünün üstünde ve cübbenin de içinde konuşuyor; "etrafta bu kadar düşman varken kimse kimseyi eleştirmesin, herkes kendi çizgisinde hizmete devam etsin?"Hizmet mi?Sakın hezimet olmasın.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024