Hedef seçilen İslam toplumu iki koldan vurgun yedi ve hâlâ da yiyor;
Helal olmayan gıda/lokma ile tıynet/karakter/kişilik bozuldu.
Helal/caiz olmayan evliliklerle sülp/soy bozuldu.
İslam toplumunun kimyasını bozmak için bunların dışında bir üçüncü şeye gerek yoktur.
Ehl-i kitap (Hasan Basri Çantay "kitaplılar" diye tercüme eder Ehl-i Kitap ifadesini ve müslümanlar Ehl-i Kitap sınıfından değildir.
Ehl-i Kitap denince Yahudiler ve Hristiyanlar kastedilir.
Yahudiler kendilerince özel bir sınıf olduğu için, Ehl-i Kitap ile evlilik sözkonusu olunca Hristiyan kadınlarla yapılan evlilikler akla gelir.
Ehl-i Kitap, Kur'an'ın birçok ayetinde beyan edildiği üzre müşriktir ve müşrik kadınla-erkekle evlenmek caiz değildir.
"Yahudiler "Üzeyir Allah'ın oğludur" dediler, hıristiyanlar da "Mesîh (Îsâ) Allah'ın oğludur" dediler. Bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. Allah onları kahretsin! (Gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!"
"Onlar Allah'ı bırakıp din bilginlerini, abidlerini ve Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler. (Oysa) onlar yalnızca bir olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. O'ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Allah) onların şirk koştuklarından münezzehtir. (9/Tevbe, 30-31).
Ayette gayet açık ve net; "onların (Ehl-i Kitap'in) şirkinden Allah münezzehtir/beridir" buyrulurken (mesela Said Nursî) birilerinin bu sınıfı şirkin dışında tutma gayreti nedendir?
(İslam'ın özüne Hristiyanî düşüncelerin nüfuzu Şam merkezli Ümeyyeoğulları'nın (Emevî Devleti) döneminde başladığını düşünmek çok mu hayalî? O yıllarda Şam İstanbul gibi Bizans'ın önemli merkezlerindendir ve Harre olayında Medine'yi mübah ilan eden (yani, dalan, öldürme, tecavüz serbest) Yezid-i mel'unun ordusunda Bizans askerlerinin olduğunu yazar tarihçiler).
İslam'ın inşa döneminde Medine Ehl-i Kitap'ı: "Muhammed bize muhalefet etmedik birşey bırakmadı" derken, gasp çeteleri, fazla değil 30-40 sene sonra O'nun (saa) mescidini ve kabrini Ehl-i Kitap askerlerine çiğnettiriyor.
Yüce Allah; "bismillah" demeden kesilen eti yemeyin, buyurur;
"Allah'ın âyetlerine inanıyorsanız, üzerine O'nun adı anılarak kesilenlerden yiyin" (En'am, 118).
"Üzerine Allah'ın adı anılarak kesilen hayvandan niçin yemeyesiniz ki? Oysa Allah, çaresiz yemek zorunda kalmanız dışında, haram kıldığı şeyleri size açıklamıştır. Doğrusu birçokları bilgisizce kendi kötü arzularına uyarak saptırıyorlar. Muhakkak ki rabbin haddi aşanları çok iyi bilir" (En'am, 119).
"Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin. Kuşkusuz bu büyük günahtır. Gerçekten şeytanlar dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız şüphesiz siz de Allah'a ortak koşmuş olursunuz" (En'am, 121).
Bu kadar net, anlaşılır ve yoruma kapalı ayetleri bırakıp, İslam alimlerinin farklı farklı yorumladığı Maide suresi 5. âyetinden Ehl-i Kitap'ın kestiği yenir, Ehl-i Kitap ile evlenmek caizdir hükmünü çıkarmak doğru değildir.
Özetle; Genel hüküm özel hükümle geçersiz yapılamaz...
Ve evlilik...
Yüce Allah şöyle buyurur:
"İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile müşrik bir kadından imanlı bir cariye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe müşrik erkeleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, müşrik bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izin ve (yardım) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye ayetlerini insanlara açıklar." (Bakara, 2/221)
Ehl-i Kitap'ın müşrik olduğuna dair ayetleri yukarıda verdim.
Şu ayeti de bilelim.
"Geçekten, Allah Meryem'in oğlu İsa'dır" diyenler kâfir olmuşlardır." (Maide, 5/72)
Yukarıdaki ayetlere daha başkalarını da eklemek mümkün olmakla beraber bu kadarla iktifa ederek şunu rahatlıkla söylemek mümkündür ki, Lat,ı, Menat,ı, Hubel'i ve Uzza'yı (Arapların tapındığı meşhur putlar) Allah'a ortak koşmak şirk olduğu gibi, yine Allah'a ruhbanları, Uzeyr'i, Meryem'i ve oğlu İsa'yı ortak koşmak da şirktir. Hayır şirk değildir derseniz putlara tapan Arapları da şirk kapsamından çıkarmak, onlara ve diğerlerine "müşrik" demememiz gerekir ki, o zaman da "şirk" diye bir kavrama gerek kalmaz.
Abdullah İbn-i Ömer'in, kendisine bir Müslüman erkeğin Yahudi veya Hıristiyan kadınla evlenmesi konusu sorulduğunda söylediği şu söz çok manidardır: "Allah müşrik kadınları Müslüman erkeklere haram kılmıştır. "Ben bir kadının "Rabbim İsa'dır, demesinden daha büyük bir şirk bilmiyorum."
Kimi İslam alimleri de Maide suresinin beşinci ayetinin Bakara 221. ayetiyle mensuh olduğunu kabul edip; özel hüküm genel hükümle geçersiz kılınmıştır. Okunuşu, sonra olsa da, iniş olarak Bakara 221. Ayet daha öncedir, demişlerdir." (Bakınız, Alusî, Ruh'ul Meanî, c.2, s.179)
İslam aile yapısının büyük tehditler altında olduğu bu asırda bu konu çok daha önem arz etmektedir.
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024