Son iki haftadır hükümet cenahından gelen zam sağanağı, aylar önce Başbakan Erdoğan'a "zam yap, zam yap!" diye tempo tutan grubu hatırlattı. O dönemde AKP hükümetinin "zam yapmayan hükümet" görüntüsü, gönüllü AKP propagandistlerince, ülke tarihinde eşine rastlanmayan bu sloganla vurgulanmıştı. Aşırı abartılı ve vatandaşın ekonomik realitesiyle bağdaşmayan bu slogan, hükümetin her türlü icraatına sözde vatandaş tarafından açılan limitsiz krediyi de temsil etmekteydi.
Oysa ülkenin ekonomik realitesi, vatandaşın gelir seviyesi, pazardaki domatesin fiyatı, çizilen tablodaki pembenin, en kapalı tonundan bile çok uzaktı. Gerçek tablo simsiyahtı. Israrla bize yansıtılmak istenen "iyi gidiyoruz, ekonomi iyi yolda, büyüme bilmem şu kadar" masalları artık inandırıcılığını kaybetti.
Ekonomide IMF yordamıyla atılan temeller çürük olduğundan, daha fazla rol yapma ve gerçek durumu kamufle etme şansı kalmadı. Nitekim son iki haftadır sağanak sağanak gelen zam yağmuru, hükümetin daha fazla rol yapamayacağının en somut göstergesi.
Dünyada petrol fiyatlarının düşüşe geçtiği günlerde akaryakıta yüzde 5, doğalgaza yüzde 7, şekere yüzde 12, köprüye yüzde 20 oranlarında zam yapıldı. Bu zam oranlarına dikkat edin! Ciddi bir ekonomik bunalım yaşadığımız Ecevit döneminde bile yapılan zamlar yüzde 1-2 civarında gerçekleşiyordu. Onların hatası ve vatandaşın en çok gözüne batan yönü, yüzde 1-2'lik zamları kısa aralıklarla tekrarlamalarıydı. AKP hükümeti ise 2 yıllık zammı bir kalemde gerçekleştirdi. Geçen sene doğalgaz fiyatlarında yapılan yüzde 2-3 oranındaki sözde indirim, yüzde 7'lik zamla fazlasıyla telafi edildi. Zamlar bunlarla sınırlı kalmayacak, çünkü akaryakıta yapılan zam, birçok üründe yapılacak zammın bahanesi olacak. Asıl zam furyası önümüzdeki günlerde gerçekleşecek anlayacağınız.
Ama gariptir, medya bu zamlar üzerinde hiç ama hiç durmuyor. Sadece ekonomi sayfalarının alt köşelerinde küçük bir şekilde yer buluyor bu yüksek zam haberleri. Ama diğer taraftan hükümetin ekonomi politikasına övgüler, büyüme oranları, ihracat artışları, IMF'nin hükümetten memnuniyeti haberleri manşetleri süslüyor.
Halkın gerçekleriyle medyanın gerçekleri birbirini tutmuyor.
Mesela ajanslara bugün (dün) düşen bir haber var:
Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre IMF'nin dayattığı ekonomik programın uygulanmaya başlandığı 1999 yılı sonunda 103 milyar dolar olan Türkiye'nin dış borç stoku, Mart 2004 sonunda 146.5 milyar dolara kadar yükselmiş. Yani dört yılda IMF'nin Türkiye'ye kazandırdığı (!) 43.5 milyar dolarlık bir dış borç olmuş.
Bu haberin gazetelere ne şekilde yansıyacağını (veya yansımayacağını) bizzat kendiniz takip edin! O zaman medya tarafından oluşturulan "AKP hükümetiyle ekonomi iyi yolda" balonunu daha iyi görme şansınız olur.
Oysa ülkenin ekonomik realitesi, vatandaşın gelir seviyesi, pazardaki domatesin fiyatı, çizilen tablodaki pembenin, en kapalı tonundan bile çok uzaktı. Gerçek tablo simsiyahtı. Israrla bize yansıtılmak istenen "iyi gidiyoruz, ekonomi iyi yolda, büyüme bilmem şu kadar" masalları artık inandırıcılığını kaybetti.
Ekonomide IMF yordamıyla atılan temeller çürük olduğundan, daha fazla rol yapma ve gerçek durumu kamufle etme şansı kalmadı. Nitekim son iki haftadır sağanak sağanak gelen zam yağmuru, hükümetin daha fazla rol yapamayacağının en somut göstergesi.
Dünyada petrol fiyatlarının düşüşe geçtiği günlerde akaryakıta yüzde 5, doğalgaza yüzde 7, şekere yüzde 12, köprüye yüzde 20 oranlarında zam yapıldı. Bu zam oranlarına dikkat edin! Ciddi bir ekonomik bunalım yaşadığımız Ecevit döneminde bile yapılan zamlar yüzde 1-2 civarında gerçekleşiyordu. Onların hatası ve vatandaşın en çok gözüne batan yönü, yüzde 1-2'lik zamları kısa aralıklarla tekrarlamalarıydı. AKP hükümeti ise 2 yıllık zammı bir kalemde gerçekleştirdi. Geçen sene doğalgaz fiyatlarında yapılan yüzde 2-3 oranındaki sözde indirim, yüzde 7'lik zamla fazlasıyla telafi edildi. Zamlar bunlarla sınırlı kalmayacak, çünkü akaryakıta yapılan zam, birçok üründe yapılacak zammın bahanesi olacak. Asıl zam furyası önümüzdeki günlerde gerçekleşecek anlayacağınız.
Ama gariptir, medya bu zamlar üzerinde hiç ama hiç durmuyor. Sadece ekonomi sayfalarının alt köşelerinde küçük bir şekilde yer buluyor bu yüksek zam haberleri. Ama diğer taraftan hükümetin ekonomi politikasına övgüler, büyüme oranları, ihracat artışları, IMF'nin hükümetten memnuniyeti haberleri manşetleri süslüyor.
Halkın gerçekleriyle medyanın gerçekleri birbirini tutmuyor.
Mesela ajanslara bugün (dün) düşen bir haber var:
Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre IMF'nin dayattığı ekonomik programın uygulanmaya başlandığı 1999 yılı sonunda 103 milyar dolar olan Türkiye'nin dış borç stoku, Mart 2004 sonunda 146.5 milyar dolara kadar yükselmiş. Yani dört yılda IMF'nin Türkiye'ye kazandırdığı (!) 43.5 milyar dolarlık bir dış borç olmuş.
Bu haberin gazetelere ne şekilde yansıyacağını (veya yansımayacağını) bizzat kendiniz takip edin! O zaman medya tarafından oluşturulan "AKP hükümetiyle ekonomi iyi yolda" balonunu daha iyi görme şansınız olur.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012