"Şimdi Mustafa Kemal Atatürk'ün yokluk döneminde bütün milleti yekvücut haline getirerek, kurtuluş mücadelesini Samsun'da Anadolu'ya çıkmak suretiyle başlatması gibi, biz de 3 Kasım'dan itibaren ülkemizin ekonomik bağımsızlığı için milletimizle hareket başlattık."Bu cümlenin Başbakan Erdoğan tarafından söylenmiş olabileceğine herkes gibi ben de ihtimal vermezdim; çünkü bu cümleyi en son kuracak birkaç kişiden birisi de sayın Başbakanımızdır. Amma ve lakin bu cümleyi önceki gün Başbakan Erdoğan, hem de kurtuluş mücadelesinin sembol vilayetlerinden birisi olan Kahramanmaraş'ta söyledi. Önce inanmak istemedim ama daha sonra gazete ve ajanslardan bu cümlenin Başbakan Erdoğan'ın dudakları arasından çıktığı gerçeğiyle "maalesef" karşılaştım. Maalesef diyorum çünkü, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını kaybetmesinin en önemli mimarlarından birisi olan Başbakan Erdoğan, "ekonomik 19 Mayıs'ı başlatmaktan" bahsediyor. Şaka diyeceğim ama Başbakan gayet ciddi görünüyor!Dil sürçmesi diyeceğim, bu kadar uzun cümlede, bu kadar dil sürçmesi mümkün değil!Farklı bir şeyi ima etmek için bu cümleyi kullanmıştır diyeceğim ama cümlenin içinde "19 Mayıs" ve "ekonomik bağımsızlık" kavramları bilerek ve kasten yan yana kullanılmış! Başbakan önüne konan yazılı bir metni düşünmeden okudu diyeceğim, öyle de değil!Tüm iyimserliğimi ve iyi niyetimi kullanarak, belki Başbakan Erdoğan, Kahramanmaraş gibi kurtuluş mücadelesine ve Kuva-yı Milliye'ye öncülük etmiş bir şehirde bir anda irkilerek, bugüne kadar yaptığı bütün tarihi hatalardan ders aldı ve bu cümledeki vurguyu birkaç gün önceyi milat kabul ederek yaptı diye zorlama bir yorum yapmak istiyorum ama Başbakan miladı baştan koyuyor "3 Kasım" diye?Ne yapsam, ne etsem bu cümleyle Başbakan Erdoğan'ı yan yana getiremiyorum bir türlü. Olmuyor, tutmuyor, oturmuyor!Başbakan Erdoğan'ın "3 Kasım" vurgusu, 6 Kasım 2005'te yazdığım "Çok ağır bir tarih: 3 Kasım" başlıklı yazımın şu giriş kısmını yeniden hatırlamama da vesile oldu:"Bazı tarihler vardır çok ağır. Tarihe damgasını vuran olaylar o tarihte gelişmiştir ve birçoğumuz o tarihin çektiği yükün farkına varamamışızdır. Olaylar gelişir, tarih kaydeder, düzen yürür, gün yükünü yüklenir?Çark böyle döner, düzen böyle işler.Tarih yazan, yazabilecek kapasitede olduğu için tarih yazdığının farkındadır. Bir de farkında olmadan tarih yazanlar vardır, onlar da birileri tarafından sürüklendikleri için sebep oldukları olayların tarih olduğunun farkında değildirler ama onları sürükleyenler her şeyin bilincindedirler.Tarih böyle bir şey, olayları yaşarken değil, etkisini hissettiğimiz, ders almak istediğimiz zaman farkına varıyoruz? 3 Kasım da böyle bir tarih."Neden ağır bir tarih olduğuna gelince? İşte orada Başbakan Erdoğan'ın Maraş'ta sarfettiği ve kendi adına "talihsiz" cümleyi hatırlamak gerekiyor. Çünkü Başbakan Erdoğan'ın ekonomik 19 Mayıs vurgusu, içinde aktif rol oynadığı bir operasyon sonucu Türkiye'nin mali tutsaklığa itilmesinin bir sonucudur. 3 Kasım da, Türkiye'yi tasfiye sürecinde son darbenin indirileceği dönemin başlangıcı olduğu için önemlidir. Türkiye'yi IMF'ye, Dünya Bankası'na, AB'ye, küresel hortumculara, "ekonomik tetikçilere" ve ABD "çakallarına" açık bir pazar haline getiren süreç 3 Kasım'la birlikte ivme kazanmıştır. Aradan geçen 3.5 yılda da Türkiye bu odaklar tarafından hallaç pamuğu misali tarumar edilmiştir. Türkiye'nin ekonomik ve siyasi olarak sömürülmesi noktasında kilit bir rol oynayarak, Türkiye'nin kapılarını ardına kadar küresel hortumculara ve çakallara açan Başbakan Erdoğan'ın, ekonomik bağımsızlıktan ve 19 Mayıs gibi önemli bir tarihten bahsetmeye hakkı bulunmuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012