Son yaşanan rüşvet-yolsuzluk operasyonu ve karşı atak olarak da emniyet operasyonuna ben farklı açıdan bakmak istiyorum. İnsanın olduğu her yerde güzel ya da çirkin işlerin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Önemli olan bünye içindeki kötülüğün ve hastalığın tedavi edilmesidir. Devleti bir vücut olarak ele alırsak, öncelikle koruyucu önlemler alınmalı, her şeye rağmen hastalık baş gösterirse de tedaviye başvurulmalıdır. Ülkemizdeki çarpık siyaset anlayışından kaynaklanan bir dengesizlik mevcut olduğundan, maalesef bu arzulanan gerçekleşmemektedir. Bu nedenle sürekli hastalıklar baş göstermektedir. Geçmişten bu güne en solundan en sağına; en milliyetçisinden en dindarına varıncaya kadar her görüş sahibi hükümetler denendi. Ama maalesef yolsuzluk-rüşvet her hükümet döneminde devam etti. Yıllardır rüşvet ve yolsuzluktan çok çeken halkımız, dindar söylemlere sığınan AKP'yi binbir umutla iktidara taşıdı. Tüyü bitmemiş yetim hakkına en çok dikkat etmesi gereken dindar insanları tercih etmesine rağmen maalesef bu sefer yolsuzluk ve rüşvet kılık değiştirerek devam etti. Her iktidarın yandaşları, arkadaşları, farklı olduğu için bu sefer de iktidarın nimetlerinden sözde dindarlar nemalanmaya başladılar. Aslında yandaşların, ahbap çavuş ilişkisiyle haksız ihaleler alması, haksız kazançlar elde etmesi; adı konmasa da belgeye dayanmasa da bir türlü yolsuzluktur. Sözde dindarlar maalesef bu yaptıkları yanlışlara, nefislerini temize çıkaracak uygun fetvalar buldular. Böylece devletin imkânlarından istifade etmeyi, yolsuzluk ve rüşvet mesabesindeki işleri meşru görmeye başladılar. Peki, bu anlayışa nasıl gelindi. Müslümanlar hidayet ve velayet yolu olan Ehl-i Beyt yolunu terk ederek kendi icat ettikleri ve tabi oldukları bid'at akımlar sayesinde bu noktaya geldiler. Her önüne gelen bir yol, bir ekol icat etmeye kalkışınca; o kadar da yol ve ekol icat oldu ki, iş aslından çıktı. Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.a.) kendinden sonra insanların sapıklık ve delalete düşmemesi için doğru olan yolu önceden tarif etmişti:"Size iki emanet bırakıyorum. Onlara yapışırsanız asla sapıtmazsınız. Bunlardan biri, Allah'ın yüce kitabı Kur'an-ı Kerim, diğeri ise Ehl-i Beytim, ıtretimdir" buyuruyor" (Müslim, Sahih, Fedail'us-Sahabe, 36; Darimî, Sünen, II/431-432; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III/14, 26, 59).Hadisi şerifte beyan edilen tevhit ve hidayet yolunun iki temeli bulunmaktadır. Kur'an ve Ehl-i Beyt. Rehber kitap Kur'an, canlı Kur'an da Ehl-i Beyt'tir. Buradan anlaşılan şudur ki; Kur'an'daki yüce Allah'ın muradını en güzel anlayan, temsil eden ve yaşayan Ehl-i Beyt'tir.Bir başka hadisi şerifte de sapıklıktan ve helak olmaktan kurtuluşun ancak Ehl?i Beyt'e tabi olmakla gerçekleşebileceği işaret edilmiştir:"Benim Ehl?i Beyt'imin sizin içinizdeki misali, Hz. Nuh'un kavmi içerisindeki Hz. Nuh'un gemisi gibidir. Kim gemiye binerse necat bulur, kim binmezse helak olur." Buyurmuştur. (Suyuti, Tefsir?i Hulafa, s.573; Taberani, Mu'cem'ül Kebir, s. 78) Hidayet ve kurtuluş yolu olan Ehl-i Beyt dışında yol icat edenler, kendi icat ettikleri sapık yollardan gittikçe haktan, hukuktan ve doğruluktan da süratle uzaklaştılar. Dün Ehl-i Beyt'in hakkını gasp ederek kendi iktidarlarını korumak için hadisler, fetvalar, yorumlar icat edenler; bugünkü Müslümanlara da iktidara gelmek ya da iktidarlarını korumak için her yolu mübah görmenin yolunu açmış oldular. Şimdiki sözde dindarların gittikleri yol, takip ettikleri siyaset Emevi siyasetidir. İktidar ve Cemaat kavgasında dahi rol oynayan zihniyet Emevi siyasetinin yansımalarıdır. Yani iktidarda kalmak için her yol mübah; iktidarı yıkmak için her yol mübah?
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Öğretmeni öldürdüler! / 13.05.2024
- Öngörü hakkında / 11.05.2024
- Nebe Suresinin hatırlattıkları / 10.05.2024
- Duyduk duymadık demeyin! / 09.05.2024
- ‘Baba Devlet’ anlayışı / 08.05.2024
- İşçi Bayramı üzerinden yapılan algılar / 07.05.2024
- ‘İtibar vatandaşın alım gücüyle ölçülür’ / 06.05.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Öngörü hakkında / 11.05.2024
- Nebe Suresinin hatırlattıkları / 10.05.2024
- Duyduk duymadık demeyin! / 09.05.2024
- ‘Baba Devlet’ anlayışı / 08.05.2024
- İşçi Bayramı üzerinden yapılan algılar / 07.05.2024
- ‘İtibar vatandaşın alım gücüyle ölçülür’ / 06.05.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024