Hamdi Amca Şükrü Dede'nin ortanca oğludur. Yaşı otuzbeşe vardı.
Hamdi Amca gözü gönlü tok, sabır abidesi, çalışkan biridir. Onun en belirgin huyu da bir iyiliği sonuna kadar götürürdü. Nasıl mı?
Bir gün Salimler'in Cengiz kavga etmişti. Hakem olarak Hamdi Amca'yı seçtiler. O, günlerce iki tarafın sıkıntılarını, dedikodularını, hırçınlıklarını dinledi dinledi. Bir gün babam bile demişti ki:
-Şu Hamdi'ye helâl olsun. Bugün Cengiz elinin tersiyle "Hadi be" diyerek Hamdi'yi tersledi. Ben yıkıldım da Hamdi "Şimdi kızgınlıktan böyle, yarın anlar" dedi. İyi sabır var. Ben olsam "Ne haliniz varsa görün" der çıkardım aradan.
Aslında Cengiz Abi'nin öyle yaptığına ben de üzüldüm. Niye mi? Bu hareket Hamdi Amca'ya yapılmadı da ondan.
Hamdi Amca'nın beş çocuğu var. Kardeşi Hayri'nin de dört çocuğu. Abisinin de yedi tane. Ben en çok Hayri Amca'nın çocuğu, benim de yaşıtım olan Seyfettin ile samimiyim.
***
Bugün bütün köyde üzüntü var. Hamdi Amca'nın kardeşi Hayri rahmetli oldu. Çok kişilikli biriydi. Arkadaşım Seyfettin babadan yetim kaldı. Bizi asıl düşündüren ne tarla ne bahçe ne de malı davarı olmayan Hayri Abi'nin geride kalan dul ve yetimlerine kim sahip çıkacaktı. Abilerinin de durumları pek iç açıcı değildi, biraz da aileye, akrabaya soğuk biriydi.
Hey gidi koca Hamdi Amca! Kardeşinin vefatından sonra adeta yüreğinin bir parçasını kardeşinin kapısına bekçi olarak dikti de lokmasının her yarısını bu yetimlerin evine gönderdi. Bakın Allah'ın işine. İki tane süt ineği vardı. Ancak kendi ailesinin geçimine yeterdi.
Süt ineğinin birini kardeşinin evine hibe etti. Seyfettin gözü gibi baktı ona. Bu sebepten dedikodu bile çıktı:
-Bak bak elindeki rızkını verdi. Şimdi çocukları aç kalacak.
-Çocukları var çalışsın kazansınlar.
O hiç dedikoduyla sarsılmazdı. Dedim ya doğru bildiği yolda sona ulaşan bir adamdı. Yarı yolda kalacağı bir işe de girişmezdi.
Uzatmayayım yetimlerin evine gelen o inek öyle bereketli çıktı ki aradan 5 yıl geçti. Şimdi Seyfettin neredeyse evine bakacak hale geldi. İnekler iki tane oldu davar da aldılar. Küçük kız kardeşleri de okula bile gidiyor.
Ah Hamdi Amca!.. O yetimleri büyütürken hanımı Hacer Teyze aniden hastalandı. Çok geçmedi o da rahmetli oldu. İki yıl sonra annesini de kaybetti. Hanımının vefatından sonra çocuklarına ve yetimlerine analık etti. Evlenmedi. Onda öyle bir asalet vardı ki bakın çamaşır yıkarken, ekmek yaparken tandırın altını yakarken bile karşılaşsanız bakışları karşısında edebinizi takınırdınız.
Bir gün ellerinin çatlayıp kanadığını görmüştüm. Sabun sürmüş sobanın sıcaklığına tutuyor ellerinin yumuşayıp rahatlamasını bekliyordu. Bir yandan da "Ey Allah'ım şu yetimlerin mürüvvetlerini bana göster" dediğini duymuştum.
Allah'ın hikmetine bakınız Seyfettin evlendi kardeşleri evlendi. Hepsinin de mürüvvetlerini gördü. Şimdi kansere yakalanalı 2,5 yıl geçti. Seyfettin'in kızkardeşi Fatma hâlâ İstanbul'da kızının yanında. Hamdi amca bir ana gibi kendisini büyüttüğü için onu çok sever.
Bundan sonrasını yazardan dinleyin...
Evet bir telefon çalıyor. Fatma hanımın kızı telefonu açıyor.
-Fatma'ya söyleyin hemen Erzurum'a bilet alsın. Hamdi ağabeyi kaybettik. Başınız sağolsun.
Hamdi Amca gözü gönlü tok, sabır abidesi, çalışkan biridir. Onun en belirgin huyu da bir iyiliği sonuna kadar götürürdü. Nasıl mı?
Bir gün Salimler'in Cengiz kavga etmişti. Hakem olarak Hamdi Amca'yı seçtiler. O, günlerce iki tarafın sıkıntılarını, dedikodularını, hırçınlıklarını dinledi dinledi. Bir gün babam bile demişti ki:
-Şu Hamdi'ye helâl olsun. Bugün Cengiz elinin tersiyle "Hadi be" diyerek Hamdi'yi tersledi. Ben yıkıldım da Hamdi "Şimdi kızgınlıktan böyle, yarın anlar" dedi. İyi sabır var. Ben olsam "Ne haliniz varsa görün" der çıkardım aradan.
Aslında Cengiz Abi'nin öyle yaptığına ben de üzüldüm. Niye mi? Bu hareket Hamdi Amca'ya yapılmadı da ondan.
Hamdi Amca'nın beş çocuğu var. Kardeşi Hayri'nin de dört çocuğu. Abisinin de yedi tane. Ben en çok Hayri Amca'nın çocuğu, benim de yaşıtım olan Seyfettin ile samimiyim.
***
Bugün bütün köyde üzüntü var. Hamdi Amca'nın kardeşi Hayri rahmetli oldu. Çok kişilikli biriydi. Arkadaşım Seyfettin babadan yetim kaldı. Bizi asıl düşündüren ne tarla ne bahçe ne de malı davarı olmayan Hayri Abi'nin geride kalan dul ve yetimlerine kim sahip çıkacaktı. Abilerinin de durumları pek iç açıcı değildi, biraz da aileye, akrabaya soğuk biriydi.
Hey gidi koca Hamdi Amca! Kardeşinin vefatından sonra adeta yüreğinin bir parçasını kardeşinin kapısına bekçi olarak dikti de lokmasının her yarısını bu yetimlerin evine gönderdi. Bakın Allah'ın işine. İki tane süt ineği vardı. Ancak kendi ailesinin geçimine yeterdi.
Süt ineğinin birini kardeşinin evine hibe etti. Seyfettin gözü gibi baktı ona. Bu sebepten dedikodu bile çıktı:
-Bak bak elindeki rızkını verdi. Şimdi çocukları aç kalacak.
-Çocukları var çalışsın kazansınlar.
O hiç dedikoduyla sarsılmazdı. Dedim ya doğru bildiği yolda sona ulaşan bir adamdı. Yarı yolda kalacağı bir işe de girişmezdi.
Uzatmayayım yetimlerin evine gelen o inek öyle bereketli çıktı ki aradan 5 yıl geçti. Şimdi Seyfettin neredeyse evine bakacak hale geldi. İnekler iki tane oldu davar da aldılar. Küçük kız kardeşleri de okula bile gidiyor.
Ah Hamdi Amca!.. O yetimleri büyütürken hanımı Hacer Teyze aniden hastalandı. Çok geçmedi o da rahmetli oldu. İki yıl sonra annesini de kaybetti. Hanımının vefatından sonra çocuklarına ve yetimlerine analık etti. Evlenmedi. Onda öyle bir asalet vardı ki bakın çamaşır yıkarken, ekmek yaparken tandırın altını yakarken bile karşılaşsanız bakışları karşısında edebinizi takınırdınız.
Bir gün ellerinin çatlayıp kanadığını görmüştüm. Sabun sürmüş sobanın sıcaklığına tutuyor ellerinin yumuşayıp rahatlamasını bekliyordu. Bir yandan da "Ey Allah'ım şu yetimlerin mürüvvetlerini bana göster" dediğini duymuştum.
Allah'ın hikmetine bakınız Seyfettin evlendi kardeşleri evlendi. Hepsinin de mürüvvetlerini gördü. Şimdi kansere yakalanalı 2,5 yıl geçti. Seyfettin'in kızkardeşi Fatma hâlâ İstanbul'da kızının yanında. Hamdi amca bir ana gibi kendisini büyüttüğü için onu çok sever.
Bundan sonrasını yazardan dinleyin...
Evet bir telefon çalıyor. Fatma hanımın kızı telefonu açıyor.
-Fatma'ya söyleyin hemen Erzurum'a bilet alsın. Hamdi ağabeyi kaybettik. Başınız sağolsun.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021