Her alanda destan yazıyordular. 'Artık emir alan değil emir veren bir Türkiye var' diyerek geçmiş hükümetleri, liderleri zan altında bırakıyorlardı.
Asrın liderine sahiptik ve artık sadece bölgemizde değil dünyada da oyun kurucu olmuştuk. Ekonomimiz her yıl en çok büyüyen üç ekonomiden biri olarak açıklanıyordu. Şaha kalkmıştık, uçuyorduk.
Hatta 2018 yılında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD dünyanın en zengin devleti, yaptığı insanı yardım toplamı 7 milyar dolar. Biz ise 8 milyar dolar insani yardım yaparak dünyada en üst sıraya çıktık, diyordu.
Somali'nin IMF'ye borcunu kapattılar. Irak'ın kuzeyini (ki, Kuzey Kürdistan diyorlar) imarını yaptılar. İktidarları döneminde 75 milyar dolardan fazla yardım yaptıklarını açıkladılar. En son Afganistan'ın ekonomisini ayağı kaldırmamız lazım' dediler.
Ya ülkemiz?
Önce ekonomimim kitabını yazdılar ardından da ekonomik savaş ilan ettiler.
Tabi ortada bir savaş olduğuna göre ilk akla gelen düşman kim?
İkinci akla gelen ise bu düşmana karşı kimin ile ve ne ile mücadele edeceksiniz, sorularıdır.
Hükümetin attığı adımlara baktığımızda bu soruların cevabı olarak karşımıza yüksek kur, Nass'a rağmen düşük faiz, zam, vergiler, cezalar ve Körfez ülkelerinin parası yanıtları ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz hafta 15 Temmuz'un küçük finansör BAE prensi ülkemize geldi. 10 milyar dolarlık bir el sıkışma gerçekleştirildi.
Ardından Katar'a gidildi. Son 6 yılda 69 anlaşma imzalanan Katar ile 15 anlaşma daha imzalanarak toplam anlaşma sayısı 5 yılda 84 oldu.
Tabi akla yine deli sorular geliyor! Toplam yüz ölçümleri Adana kadar dahi olmayan, nüfusları Bursa'dan az olan bu iki kabile devletine muhtaç mıyız?
Efendim! Onlar petrol zengini. Başka? Başka bir şeyleri yok.
Peki, bizde petrol yok mu? Var. Doğalgaz var. Bor, toryum, altın, bakır gibi 56 çeşit madenlerimiz var.
Dünyada var olan hemen her çeşit sebze-meyve ve diğer tarım ürünlerinin yetişebileceği bir coğrafyamızda var.
Tarih dersen bu topraklarda. Medeniyet dersen bu topraklarda. Stratejik önem dersen yine bu topraklar önde.
Türk milleti zaten tarihe damga vurmuş bir millet.
Sonuç olarak derim ki, bu devlet ve milletin ne imkan ne de kaynak sorunu var. Tek sorun yönetim sorunudur. Emperyalistlerin yörüngesine girmiş, kapitalizmi pusula edinmiş iktidar ve muhalefet partileridir.
Katar ziyaretine dönersek!
İki ülke dışişleri bakanları toplantısında Reuters muhabiri "Türkiye'nin yaşadığı ekonomik kaosu aşması için Katar'dan mali destek talep etmeye mi geldiniz?" sorusunu yöneltti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gazetecinin çok karamsar bir tablo çizdiği vurguladıktan sonra: "Türkiye ekonomisinin büyümesi dünyada ilk sıralarda. Uluslararası kuruluşlar da bu büyümeleri güncellediler. Sıkıntı kurdaki dalgalanma. Türk Lirası'nın değer kaybı bir realitedir. Ancak tedbirler alınıyor" diye cevap verdi.
Ama Katar Dışişleri Bakanının şu sözleri o gazetecinin sorusunun cevabı olduğu gibi ülkemiz ekonomisinin, hükümetin 'ihracat, ihracat, ihracat' mantığının da deşifresi şeklindeydi.
Ne dedi Katar'ın bakanı? 'Türkiye'nin ekonomik gidişatı nedeniyle ortaya çıkacak fırsatları değerlendiriyoruz'.
BTP lideri Hüseyin Baş ne demişti?
"Bugün yaşadığımız ekonomik tablo, planlı bir soygundur. Bunu ekonomik bir gerekçeye oturtmak cehaletten öteye hiçbir şey değildir."
Sonuç: Adamlar (!) talana geliyor.
Kardeşliğin sınırı Körfez mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar ziyaretinde: 'Hangi kökene, mezhebe, meşrebe sahip olursa olsun Körfez halklarının tamamı bizim öz ve öz kardeşimizdir' dedi.
Bu kardeşlik sadece Körfez ülkeleriyle mi sınırlıdır?
Örneğin Putin, Esad'a 10 milyar dolar gönderse ve 'Türkiye ile ikili anlaşma imzala' derse Esad ile kardeşlik ilan edilecek mi?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024