Esenyurt lanetli bir ilçe mi?

 

M. YASİN ERKOL / DETAY HABER

 

Deprem ülkesi Türkiye, bir yandan sürekli doğal afet ve depremlerle sarsılırken, bir yandan da yeni projelerle ekonomiyi ayakta tutmaya çalışıyor. Kentsel dönüşüm seferberliği başladığından bugüne kadar ciddi bir ilerleme kaydedilemedi. Hatta bu konuda başarılı projeler, başarısız projelerin gölgesi altında kalmış durumda.

 

Kentsel dönüşüm sınıfta kaldı

 

Büyük İstanbul depremi için sürekli uyarıların yapıldığı günümüzde eski ve çürük binalarda oturan milyonlarca insan varken, bir yandan da 'atıl kalan yeni projeler ne olacak?' sorusu akıllara geliyor. Kentsel dönüşümde sınıfta kalan İstanbul depreme çok da hazır görünmüyor. Megakentte Fikirtepe ve Esenyurt en fazla mağdur yaratan iki bölge olarak ön plana çıkıyor.

 

Esenyurt eşittir konut mezarlığı 

 

Esenyurt bölgesinde tamamlanmış fakat teslim edilmeyen projelerin yanı sıra yarım kalmış binlerce konut çürümeye terk edilmiş durumda. Milli servet niteliğindeki bu konutlar için atılmış herhangi bir somut adım bulunmuyor. 

Bundan 9 yıl önce konut sektörünün hızlı olduğu günlerde başlanan, çeşitli nedenlerden dolayı yarım kalan projeler, bu zaman zarfında çürümeye mağdurlar yaratmaya devam etti.

 

Binlerce konut mağduru evlerini istiyor.

 

İstanbul'da Fi Yapı Bahçeşehir, İnnovia, Ukra, Samsun Tower, Osmanlı İnşaat, Babil Kuleleri, Makrom Yapı gibi birçok mağduriyet yaratan projeler ve firmalar bulunuyor. Zaman zaman seslerini duyurmaya çalışan konut mağdurları istedikleri sonuca bir türlü ulaşamıyor. Konut mağdurlarından İ.Ç. konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: "2009 yılında 39 bin TL peşinat, kalanı teslimatta diyerek konut aldım. 2012 Mayıs'ta evler teslim edilecek kalan meblağ olan 79 bin + 14 bin TL tapu ve abonmanlık parasını ödeyecektim. Proje çok hızlı ilerlerken sürekli kontrole gider inceleme yapardım. Aradan 1 yıl geçti sorunlar çıkmaya başladı. Belediye ile sürekli problem olduğunu duyuyorduk. Sonunda proje mühürlendi. Fakat ödeme günü geldiğinde paranın tamamını ödeyerek tapuyu aldım. Süreç böyle gelişti. O gün bu gündür mağdur durumdayız. Evi aldığımda dolar kuru 1.5 TL civarıydı. Benim durumumda olan binlerce aile var. Kaç tane bakan geldi geçti, hiç birisi sözünü tutmadı. Depreme dayanıklı evler çürümeye terkedildi, çok yazık." 

 

Esenyurt lanetli bir ilçe mi?

 

Bir diğer konut mağduru A.Ç ise konuyla ilgili şunları söyledi: "Yıllardır kira ödüyoruz. Sözleşmede projede gecikme halinde kira yardımı yapılır maddesi var. Fakat kimseden tek kuruş yardım alamadık. Evlerimiz ile ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor. Devlet bu konutları TOKİ'ye devretse 1 yılda tüm sorunlar ortadan kalkar. Bunu neden yapmıyorlar anlamış değiliz. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum, burada toplantı yaptı ve söz verdi. Fakat sadece sözde kaldı, bir daha lafı bile geçmedi. İrtibat ofisi açmışlardı, o da 1 ay bile dolmadan kapandı gitti. Esenyut'un üzerinde lanet varmış gibi tüm devlet yetkilileri bu projelerden kaçıyor."

 

Kredi borçları yüzünden ailesi dağıldı

 

Konut mağdurları arasında öyle hayat hikayeleri var ki, konut mağduru olduktan sonra kimi insanların ev değil de hayal satın aldığı ortaya çıktı. Makrom Yapı mağdurlarından S.K ise başlangıçta çok mutlu olduklarını fakat ev yerine koca bir hayal satın aldıklarını öğrendiklerinde ailesinin dağıldığını göz yaşları içinde anlattı. 

 

20 yıllık mağdurlar var

 

Konut mağduriyetleri bakıldığında sadece Esenyurt ve Fikirtepe'de değil İstanbul'un hatta Türkiye'nin birçok noktasında var. N.A isimli vatandaş babasının 20 yıl önce Kayabaşı'ndan aldığı dairelerine hala kavuşamadıklarını binaların çürümeye terkedildiğini anlatıyor. 8 daireleri bulunan projenin akıbetinin ne olacağını bilmediklerini söylüyor.

Bugün sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışan konut mağdurları zaman zaman Ankara'ya giderek sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyorlar. Bu konuda haklarından vazgeçmeyeceklerini dile getiren konutzedeler devletin bu konuda hiçbir işlem yapmayışına tepkili. Esenyurt'un şimdiki belediye başkanı da dahil kimseden destek göremediklerinden yakınan mağdurlar, son çare olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yolunu tutacak gibi görülüyor.