Piyasaların gözü kulağı Merkez Bankası'ndan gelecek faiz kararına çevrilmişti. Merkez, kararını verdi. Politika faizi ve faiz koridorunun alt bandında indirime gidildi. Merkez Bankası, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8.75'ten yüzde 8.25'e düşürdü. Merkez Bankası, 24 Haziran tarihli Para Politikası Kurulu toplantısında da bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 75 baz puan indirimle yüzde 9.50'den, yüzde 8.75'e çekmişti. Merkez Bankası, gecelik faiz oranları olan marjinal fonlama oranını yüzde 12'de, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını yüzde 11.5'te sabit tutarken, borçlanma faiz oranını ise yüzde 8'den yüzde 7.5'e indirdi. Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borç verme faiz oranı, yüzde 13.5 düzeyinde sabit tutuldu. Merkez Bankası'nın açıklamalarından anlaşılacağı üzere Merkez Bankası'ndan para almak isteyen bankalar yüzde 13.5 faiz vermek zorundalar. Bu açıklanan faizler, bankalar arası işlemlerde uygulanan faizlerdir. Euro Bölgesi'nde sıfır, Japonya'da eksi faizler konuşulurken bizde durum böyledir. Merkez Bankası açıklamasında, "Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenerek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir" denilmektedir. Merkez Bankası'nın yapabileceği bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere bundan başka olamayacağı şeklindedir. Mevcut programla yapılabilecek olan bundan ibarettir. İktidarın seçimi neo-liberal model, finansta yabancı sermayenin tercih edilmesidir. Ekonominin döndürülebilmesi için gerekli olan finansın, bağımsız Merkez Bankası politikası yöntemiyle olması mümkün iken, IMF programı, yabancı sermaye tercih edilmiştir. Devlet ve özel sektör yabancı finans kuruluşlarından borç almaktadır. Gelen dövizler TL'ye dönüştürülmekte, ihtiyacı olanlara kredi verilerek para ihtiyacı karşılanmaktadır. Hard currency denilen bu yöntemle insanımız ecnebilere sömürtülmektedir. 12 yılda ödediğimiz faiz 100 milyar oların üstündedir. Bu yöntem, iktidarın tercihi olmakla birlikte; AKP'ye yetkiyi veren milletin de tercihidir. Faizlerin yüksek seyretmesi, finansın kaynağının yurt dışı kaynaklı ve de faiz maliyetli olmasıdır. Yabancıdan dövizi faizsiz alamayacağın gibi, alınan dövizlerin kurlarındaki yükselişleri de karşılamak zorunluluğu vardır. Millet, oy verip yaptığı tercihin bedelini ödemeye devam ediyor, edecektir. Gelinen son durum faiz sarmalına, borç batağına gömülmek olmuştur. Prof. Dr. Haydar Baş, milletin ihtiyacı olan paranın, pekâla Merkez Bankası eliyle olabileceğini ve de faizsiz finansın mümkün olduğunu Milli Ekonomi Modeli'nde yazmış, millete arz etmişti. "Akılsız kafanın ayakları çok eziyet çeker."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020