Hastalık yine nüksedecek.Yolcu sayısının ve doluluklarının azalması sonucunda fiyatı bilinçsizce aşırı düşürmek, intihar etmek gibidir.Karayolu yolcu taşımacılığında en önemli gerçeklerden birisi, yolculuk talebinin değişkenliğidir. Günün saatlerine, haftanın günlerine, mevsimin aylarına ve mevsimlere göre yolcu sayısı değişir. Üstelik bu değişimler, her hat için farklıdır. Bazı hatlarda mayıs ayında bazıların da eylül ayında canlılık olur.Bunların dışında dini ve milli bayramlara göre, hatta bunların tatillerinin iyi denk gelmesine ve hükümetin ara günleri tatil etmesine göre yolcu sayısı değişir. Yine bayramlarda da hatlara göre farklılık olur.Taşıma işi, bir hizmet üretme faaliyeti olduğundan, önceden çokça üretilip depolanması ve talep olduğunda sunulması da mümkün değildir. Bu nedenle talep olduğunda üretilmesi ve bunun için gerekli imkanlara, özelliklede otobüslere sahip olunması şarttır.Talebin çok olduğu zamanki duruma göre alınan otobüslerinde diğer zamanlarda atıl kalması dahil, çeşitli problemleri vardır.Yaz aylarında artan talep, Eylül ayında azalmaya başlar ve bu azalış çoğu hatta ekim ayında da devam eder. azalan yolcu sayısını otobüslere pay ettiğimizde otobüs başına düşen yolcu sayısı düşer ve tatmin edici olmaz. Otobüs başına düşen yolcu sayısının azalması, doluluğun azalması şeklinde görülür. Azalan doluluk ekonomik olmayınca, seferler azaltılır. Bunun sonunda da sefer sırası daha geç gelir. Bunun önüne geçmek için bazı firmalar kiralık otobüsleri uzaklaştırıp, öz mallar dahil kalanların şansını arttırmaya çalışırlar.Bazı yazlık hatların kapatılması dahil seferlerin azaltılmasına rağmen otobüslerde yeterli doluluk yakalanamaz.Otobüsü doldurmak için, genellikle akla gelen tek bir yol vardır: fiyatları düşürmek...Fiyatları düşürmek yoluyla sektörün toplam yolcu sayısını arttırmak gibi olumlu bir iş yapılırsa da, esas olarak başkasının yolcusu geçmek istenir. Tabi başkası da armut toplamıyor.Onlarda fiyat düşürür...Sezon geçtiğinde yolcu kaybı en önce ve en fazla hizmeti düşük olan firmalarda olduğundan en çok onlar fiyatı düşürme yoluna giderler. Hizmeti iyi olanlar bu kadar düşüremediğinden, diğerlerini sabit fiyata zorlamasını isteyebilirler. Buda aynı fiyat halinde hizmeti az olanların yolcu kaybı demektir ki, bu da onların işine gelmez. Sonuçta fiyatlar iyice düşer...Akla gelen çözümlerin önemli bir kısmı serbest piyasa ekonomisine ve rekabet konusuna aykırı çözümlerdir. "Seferlerin fiyatını devletin belirlemesi" gibi mümkün olmayan öneriler yapılır ve savunulur. Bu, hiç de olmaz. Çünkü ne doğru nede mümkündür!...Peki ne yapılabilir? Yapılacak işlerden birincisi hesaplı kitaplı harekettir. Taşıma maliyetlerine göre belirlenecek makul bir fiyatın alınması gerekir. Nasıl olsa gidecek olan otobüse ucuz fiyatla da olsa konacak yolcuların bir defalık faydası olacağı bunun daha sonra tüm fiyatları düşüreceği zarar vereceği düşüncesini bilmek ve uygulamaktır. Alacağınız kararlara göre atacağınız adımlara göre rakiplerinizin de sizin hoşunuza gitmeyen adımlar atacağını düşünüp dikkatli olmaktır. kısacası akıllı rekabet stratejisi izlemektir. Bunun içinde "meslektaşlara saygı"da önem taşır.İkincisi ise daha zordur. Mevsime göre hatları değiştirip talebi dengelemek düşünülse bile, esas olan talebin düşük olduğu dönemlerde ek talep, ek iş yaratmaktır. Yolcu taşımasının az olduğu mevsimde ihtiyaç olan taşımalar yapmak düşünülebilir. Tabi var ise!... Esas olarak talebin az olduğu dönemlerde talep yaratılmasıdır. Yaz dışındaki etkinlikler ve turizm faaliyetlerinin arttırılması için çaba gösterilmelidir. Bu da kişilerden çok, örgütlere ve devlete düşer.Benim diyeceğim bu kadar. sektör adına daha fazlasını bilen varsa o söylesin.....
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012