Çocukluğumuzda fişek oynardık. Fişeği duvardaki taşa teptirir, emen çizgisine yakın düşüren kazanırdı.
Düğünlerde büyüklerin patlayan tabancalarından fırlayıp yere düşen kovanlara üşüşür toplardık. Fişeği çok olmak, övünçtü o zamanlar.
Yıllar geçti; Tahtakale'de ticaret yaparken bir gazetenin sarı sayfa ilanlarına bakarken, bir ilan hayretimi çekmiş, düşündürmüştü.
Satılık, ikinci el Lion marka 1972 model alüminyum profil döküm makinesi, 1 milyon 800 bin mark. Alman Mark'ı vardı o zaman.
Akıl sahibi işadamı, almış olduğu döküm ünitesini, 20 yıl kullandıktan sonra bile; 1 milyon 800 bin mark almadan vermezken; adamlar, Almancılardan topladıkları milyon markları, çuvalla Bulgaristan'a götürür, getirdikleri mermileri, hemşerilerimiz pat pat patlatır, çöpe dönüştürürdü.
Ne akıl, di mi?
O yıllarda, Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Karadenizli gençleri iş aş sahibi yapmak için Akçaabat'ın tepesine çelik fabrikası kuruyor, hasetçi işgüzar milyonerler markları kaçağa taşıyordu.
Baş, sanayileşme ve eğitime yatırım yaparken, millet "Bizden fabrika beklemeyin" diyen, "varlıkları ecnebiye peşkeş çekmeyi" ilke edinen, mirasyedileri iş başına getirdi.
Üst aklın tutsağı AKP'nin, talimat ve yönlendirmelerinde hikmet umanlar, ekonominin çaktırmadan bitirileceğini görmedi.
İlginçtir, Blair'in mektubuyla, içki ithalatında ceza ve vergilerin indirilmesi ve de AB'ye tanınan muafiyetler Erdoğan'a iktidar, Eker'e şövalye madalyası kazandırdı ya, ülkeye milyarlar kaybettirmesinin ne önemi var? Nasılsa kreditörler fon akıtıyorlar.
Özelleştirilen Tekel yerli tütüne sırtını dönmüş, Virginia ve Yunanistan'dan ithal tercih etmiş, AKP tütün üretimine yasak getirmiş. Osmanlı'daki reji yönetimi adeta geri getirilerek mağduriyetin katlanması, iktidarın değil tütüncünün sorunudur.
Bütün ekonomik veriler bozulurken, boğulma noktasındaki 312 bin şirket, devlet kefaletinde pompalanan 250 milyar TL kredi ile batmaları ertelenirken, kamu risk altına sokulmuştur. Verilen kan serumu, sanayi ve bankacılığın ateşini yüzde 11.1'e yükselir, işgüzar iktidar, büyümede dünya lideri olduk derken yandaşları güldürüyor, içimizi sızlatıyor.
Bütçe düzeltme adına artırılan vergiler ve temel ürünlere yapılan zamlar, dolayısıyla yükselen maliyetlerin bitirdiği üretici, darbeyi ithal vergileri sıfırlayan iktidardan yediğini ne zaman görecek?
Çökertilen hayvancılığa çare, sıfır gümrüklü et ithali, terk edilen tarıma çare; gümrüksüz buğday, yulaf, arpa, mısır, pirinç, nohut, kuru fasulye, kuru soğan, patates ve sarımsak derken; sürpriz gol Tunus'tan ithal zeytinyağı ile Erdoğan'dan geldi. Zeytin üzerinde oynanan oyun bitmeden, mısır şurubuyla mağdur edilen 100 binlerce pancar üreticisine, Şeker Kurulu'nun kapatılması kapak oldu.
Sanayide eğitimde tarımda hayvancılıkta yanlış üstüne yanlış, yalanlarla laf ebeliğiyle düzeltilemiyor.
Erdoğan için yıpranan geri çekiliyor, yeni yüzler devreye sokularak, çökertme devam ettiriliyor.
Amaç hizmet olmayıp, iktidarda kalmak olmuşsa; icazeti dışarıdan almak benimsenmişse, iktidarların milleti aldatması kanıksanmışsa; köle olmak uzak değildir.
Kendine yetebilirken, 126 ülkeden 133 değişik meyve ve sebze ithal edildiği kayda geçmiş.
Sanayiden tarıma her şeyi ithal eder duruma düşüren AKP, 15 yılda 171 milyar 350 milyon dolarlık tarım ürünü ithal etti. Muazzam servet maalesef akıp gittiği için, kapı kapı dolaşıyor borç arıyoruz.
Değişen bir şey yok.
Baş Hoca, eğitimden medyaya, inşaattan tekstile, tarımdan hayvancılığa, birçok dalda iş aş üretirken, dün markları götürüp mermi getiren, pat pat patlatıp çöp yaptıranların artçıları, dolarları gönderip gıda getirtiyor, gübre yaptırıyor.
Pisliğini temizlemek, bu millete kalıyor.
Ekonominin çöktüğünü iktidar da biliyor, millet de. Göstergelerin bozulduğu, herkesçe malum. Kredi riski ile sindirilmiş kitleler "gittiği yere kadar" misali sürüklenirken, başımızı kaldırıp asil bir çare sahibi yok mu diye bakınmayacak mıyız?
Doğru iş için, doğru insan gerektiğini, ne zaman idrak edeceğiz?
Düğünlerde büyüklerin patlayan tabancalarından fırlayıp yere düşen kovanlara üşüşür toplardık. Fişeği çok olmak, övünçtü o zamanlar.
Yıllar geçti; Tahtakale'de ticaret yaparken bir gazetenin sarı sayfa ilanlarına bakarken, bir ilan hayretimi çekmiş, düşündürmüştü.
Satılık, ikinci el Lion marka 1972 model alüminyum profil döküm makinesi, 1 milyon 800 bin mark. Alman Mark'ı vardı o zaman.
Akıl sahibi işadamı, almış olduğu döküm ünitesini, 20 yıl kullandıktan sonra bile; 1 milyon 800 bin mark almadan vermezken; adamlar, Almancılardan topladıkları milyon markları, çuvalla Bulgaristan'a götürür, getirdikleri mermileri, hemşerilerimiz pat pat patlatır, çöpe dönüştürürdü.
Ne akıl, di mi?
O yıllarda, Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Karadenizli gençleri iş aş sahibi yapmak için Akçaabat'ın tepesine çelik fabrikası kuruyor, hasetçi işgüzar milyonerler markları kaçağa taşıyordu.
Baş, sanayileşme ve eğitime yatırım yaparken, millet "Bizden fabrika beklemeyin" diyen, "varlıkları ecnebiye peşkeş çekmeyi" ilke edinen, mirasyedileri iş başına getirdi.
Üst aklın tutsağı AKP'nin, talimat ve yönlendirmelerinde hikmet umanlar, ekonominin çaktırmadan bitirileceğini görmedi.
İlginçtir, Blair'in mektubuyla, içki ithalatında ceza ve vergilerin indirilmesi ve de AB'ye tanınan muafiyetler Erdoğan'a iktidar, Eker'e şövalye madalyası kazandırdı ya, ülkeye milyarlar kaybettirmesinin ne önemi var? Nasılsa kreditörler fon akıtıyorlar.
Özelleştirilen Tekel yerli tütüne sırtını dönmüş, Virginia ve Yunanistan'dan ithal tercih etmiş, AKP tütün üretimine yasak getirmiş. Osmanlı'daki reji yönetimi adeta geri getirilerek mağduriyetin katlanması, iktidarın değil tütüncünün sorunudur.
Bütün ekonomik veriler bozulurken, boğulma noktasındaki 312 bin şirket, devlet kefaletinde pompalanan 250 milyar TL kredi ile batmaları ertelenirken, kamu risk altına sokulmuştur. Verilen kan serumu, sanayi ve bankacılığın ateşini yüzde 11.1'e yükselir, işgüzar iktidar, büyümede dünya lideri olduk derken yandaşları güldürüyor, içimizi sızlatıyor.
Bütçe düzeltme adına artırılan vergiler ve temel ürünlere yapılan zamlar, dolayısıyla yükselen maliyetlerin bitirdiği üretici, darbeyi ithal vergileri sıfırlayan iktidardan yediğini ne zaman görecek?
Çökertilen hayvancılığa çare, sıfır gümrüklü et ithali, terk edilen tarıma çare; gümrüksüz buğday, yulaf, arpa, mısır, pirinç, nohut, kuru fasulye, kuru soğan, patates ve sarımsak derken; sürpriz gol Tunus'tan ithal zeytinyağı ile Erdoğan'dan geldi. Zeytin üzerinde oynanan oyun bitmeden, mısır şurubuyla mağdur edilen 100 binlerce pancar üreticisine, Şeker Kurulu'nun kapatılması kapak oldu.
Sanayide eğitimde tarımda hayvancılıkta yanlış üstüne yanlış, yalanlarla laf ebeliğiyle düzeltilemiyor.
Erdoğan için yıpranan geri çekiliyor, yeni yüzler devreye sokularak, çökertme devam ettiriliyor.
Amaç hizmet olmayıp, iktidarda kalmak olmuşsa; icazeti dışarıdan almak benimsenmişse, iktidarların milleti aldatması kanıksanmışsa; köle olmak uzak değildir.
Kendine yetebilirken, 126 ülkeden 133 değişik meyve ve sebze ithal edildiği kayda geçmiş.
Sanayiden tarıma her şeyi ithal eder duruma düşüren AKP, 15 yılda 171 milyar 350 milyon dolarlık tarım ürünü ithal etti. Muazzam servet maalesef akıp gittiği için, kapı kapı dolaşıyor borç arıyoruz.
Değişen bir şey yok.
Baş Hoca, eğitimden medyaya, inşaattan tekstile, tarımdan hayvancılığa, birçok dalda iş aş üretirken, dün markları götürüp mermi getiren, pat pat patlatıp çöp yaptıranların artçıları, dolarları gönderip gıda getirtiyor, gübre yaptırıyor.
Pisliğini temizlemek, bu millete kalıyor.
Ekonominin çöktüğünü iktidar da biliyor, millet de. Göstergelerin bozulduğu, herkesçe malum. Kredi riski ile sindirilmiş kitleler "gittiği yere kadar" misali sürüklenirken, başımızı kaldırıp asil bir çare sahibi yok mu diye bakınmayacak mıyız?
Doğru iş için, doğru insan gerektiğini, ne zaman idrak edeceğiz?
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020