Yeni Mesaj Gazetesi tarafından Gaziantep'te beşincisi düzenlenen Milli Kahramanlarımızı Anma Programının yankıları devam ediyor. Programda konuşma yapan ilim fikir ve gönül adamları, gazeteciler, yazarlar, akademisyenler ve hukukçular çeşitli mevzularda milletimize mesajlar verdiler.
1. Kuva-yı Milliye hareketinin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler" dediği gibi bugün de 2. Kuva-yı Milliye hareketinin lideri Prof. Dr. Haydar Baş'a destek veren Gazianteplileri diğer vatandaşlarımız örnek alabilirler. Milli uyanışın ayak sesleri yavaş yavaş duyulmakta, milli heyecan dalga dalga yayılmakta, vatandaşımız verilen mesajları almaktadır.
Gerek Gaziantep'teki, gerek diğer memleketlerdeki programlarda salonu dolduran vatandaşlarımızdan ve programdan sonra konuştuğumuz izleyicilerden edindiğimiz bilgilere göre; verilen mesajlar yerini bulmaya başlamıştır. Köylüsü, kentlisi, esnafı, memuru, işçisi, çiftçisi; dertlerini korkusuzca ve cesaretle dile getiren; sadece dile getirmekle kalmayıp, çözümler de sunan bir liderle ve kadrosuyla buluşmanın heyecanını yaşamaktadır. Bir süredir adeta akıl tutulması yaşayan milletimiz; morfin yemiş hasta gibi tepkisiz, duygusuz, sindirilmiş, korkutulmuş, sesi soluğu kesilmiş bir haldeydi.
Evet, gözünün önünde bir şeyler dönüyor ama medya büyüsüyle, sözde kanaat önderleriyle, sözde mollalarla, sözde hacılarla, sözde hocalarla; cübbelilerle, feslilerle; eli kara, zihni kara kalemlerle zihinleri uyutulmuş, adeta hipnoz edilmiş bir haldeydi…
Milli Kahramanlarımızı anma programları sayesinde oluşan milli uyanışla, milletimizin üzerindeki ölü toprağı dağılmaya başlamıştır. Salonları dolduranlar, ekranları başında dikkat kesilenler, duygularını birbiriyle paylaşanlar, bunu ispat etmektedir. Bundan sonra yapılacak iş bellidir. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen asla umutsuzluğa ve yılgınlığa kapılmadan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesini kulaklarımıza küpe ederek; 2. Kuva-yı Milliye lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında bir bilek, bir yürek olmaya çalışmalıyız.
Yazımızın sonunda aktaracağımız Atatürk'ün gençliğe hitabesini derin bir tefekkürle yeniden okumalı, bizlere vermek istediği mesajı anlamaya çalışmalıyız: "Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
Bugün gerçekten cumhuriyetimiz tehlikededir. Yeni anayasaya birlikte, üniter yapıdan federatif yapıya geçmenin, dolayısıyla bölünmeye zemin hazırlamanın planları yapılmaktadır. Bilerek ya da bilmeyerek bu yolda bulunanlar; gaflet, delalet, hıyanet içinde de olsalar; Türk Milletinin mutlaka uyanması lazımdır. Ey Türk Milleti, kendine gelmenin zamanı geldi ve geçmektedir.
1. Kuva-yı Milliye hareketinin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler" dediği gibi bugün de 2. Kuva-yı Milliye hareketinin lideri Prof. Dr. Haydar Baş'a destek veren Gazianteplileri diğer vatandaşlarımız örnek alabilirler. Milli uyanışın ayak sesleri yavaş yavaş duyulmakta, milli heyecan dalga dalga yayılmakta, vatandaşımız verilen mesajları almaktadır.
Gerek Gaziantep'teki, gerek diğer memleketlerdeki programlarda salonu dolduran vatandaşlarımızdan ve programdan sonra konuştuğumuz izleyicilerden edindiğimiz bilgilere göre; verilen mesajlar yerini bulmaya başlamıştır. Köylüsü, kentlisi, esnafı, memuru, işçisi, çiftçisi; dertlerini korkusuzca ve cesaretle dile getiren; sadece dile getirmekle kalmayıp, çözümler de sunan bir liderle ve kadrosuyla buluşmanın heyecanını yaşamaktadır. Bir süredir adeta akıl tutulması yaşayan milletimiz; morfin yemiş hasta gibi tepkisiz, duygusuz, sindirilmiş, korkutulmuş, sesi soluğu kesilmiş bir haldeydi.
Evet, gözünün önünde bir şeyler dönüyor ama medya büyüsüyle, sözde kanaat önderleriyle, sözde mollalarla, sözde hacılarla, sözde hocalarla; cübbelilerle, feslilerle; eli kara, zihni kara kalemlerle zihinleri uyutulmuş, adeta hipnoz edilmiş bir haldeydi…
Milli Kahramanlarımızı anma programları sayesinde oluşan milli uyanışla, milletimizin üzerindeki ölü toprağı dağılmaya başlamıştır. Salonları dolduranlar, ekranları başında dikkat kesilenler, duygularını birbiriyle paylaşanlar, bunu ispat etmektedir. Bundan sonra yapılacak iş bellidir. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen asla umutsuzluğa ve yılgınlığa kapılmadan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesini kulaklarımıza küpe ederek; 2. Kuva-yı Milliye lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında bir bilek, bir yürek olmaya çalışmalıyız.
Yazımızın sonunda aktaracağımız Atatürk'ün gençliğe hitabesini derin bir tefekkürle yeniden okumalı, bizlere vermek istediği mesajı anlamaya çalışmalıyız: "Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
Bugün gerçekten cumhuriyetimiz tehlikededir. Yeni anayasaya birlikte, üniter yapıdan federatif yapıya geçmenin, dolayısıyla bölünmeye zemin hazırlamanın planları yapılmaktadır. Bilerek ya da bilmeyerek bu yolda bulunanlar; gaflet, delalet, hıyanet içinde de olsalar; Türk Milletinin mutlaka uyanması lazımdır. Ey Türk Milleti, kendine gelmenin zamanı geldi ve geçmektedir.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024