Geçen haftaya light bakış

Safer ayı bir başka gayrete geliyor son yıllarda arkasına hangi itici güçleri katıyorsa bela bela üstüne sıkıntı sıkıntı üstüne. Bir Türk lideri kaybettik bu ayda. Nedense hâlâ “Yavru Vatan” dediğimiz ama “Üvey Vatan!” haline getirdiğimiz Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin efsane liderini ebediyete uğurladık, gözlerini arkada bıraktırarak ve kemiklerini sızlatarak. Ama üzülmesin zifiri karanlıklar ardından öyle güneşler doğar ki bir de bakarsınız ortadan kaldırılmaya çalışılan KKTC yerini KTC’ye bırakıverir bir anda!
Bu arada televizyonlarda çarşaf çarşaf “Girne’de ucuz villa” ilanı yapan ve ne Türk ismini ne de KKTC ismini anmadan tüm Kıbrıs’ı komple kırmızı bir şekilde göstererek sürekli Kıbrıs ismini zikreden Bulut İnşaat’ın hangi cüretle bu ilanı yaptığını sorana rastlayamadığım için ben soruyorum şimdi! Sen kimsin ki Türk ismini silmeye cesaret edersin Kıbrıs’tan?! Sen kimden cesaret alırsın da Girne’de Sterlin’le villa satarken KKTC’yi sansürlersin?! Hadi, Kıbrıs’ı boğazlayıp tüylerini yolup kurtlar sofrasına attığı halde kurtların bunu beğenmeyip, bir de güzelce kızartıp getirin diye iade etmesi üzerine şimdi kızartmak için fırını ısıtan siyasileri onların RTÜK’ünü geçtik, milliyetçi geçinenler nasıl görmezler bu büyük skandalı?!  
Lefter’in ölümü iyi bir malzeme oldu diyalogculara ve bir kısım medyaya! Hıristiyan olan ve Büyükada’da kilisede yapılan cenaze töreni ile toprağa verilen Lefter için Allah’tan rahmet dileme yarışına giren diyalogcuları izledik artık şaşırmadan! Bir de ısrarla “Şükrü Saracoğlu’nda yapılan törenden sonra Büyükada’da toprağa verilecek” haberleri yapıp bir türlü kilise töreninden bahsetmeyen medyayı seyreyledik! Diyalogcular bilseler ki delikanlı gibi eğip bükmeden Hıristiyan olan Lefter’in ebedi âlemdeki hali Hıristiyan gibi inanıp kendini Müslüman zannedenlerden çok daha rahat olacaktır!
Fenerbahçe, tarihinin en vahim olayları sıralamasında şike skandalıyla başa baş yarışan Türkiye Kupası skandalının bu yılki ilk ayağında, ikinci lig beyaz grubun 12.sırasında yer alan Konya Torku Şekerspor’a karşı yıldız ağırlıklı kadrosuyla 4–1 kazandığı maç sonucunda korkunun da Torku’nun da şimdilik ecele faydası olduğunu bize göstermiş oldu!
Her mahfilden yükselen, İlker Başbuğ’un yargılanma yerinin Yüce Divan mı yoksa Yüce Silivri mi olduğu konusunda yorumlarla geçirdik haftayı! Başbakan ve Cumhurbaşkanımız dahil herkes yargılanma yeri konusunda yorum yaparken düşünmeden edemedim tabi?! Acaba en büyük hukuki sorun veya skandal, bir Genelkurmay Başkanı’nın nerede yargılanacağı hususu mu yoksa ortada elle tutulur ciddi bir delil yokken hem tutuklanması hem de yargılanması mı onu anlayabilmiş değilim?! Sayın Başbakan’ın tutukluluk süreleri ve şekilleriyle ilgili yakınışı için garip mi trajikomik mi yoksa sadece komik mi diyeceğimi bilemiyorum şahsen!
TRT, Can Bonomo’nun bizzat kendisini bile şaşırtan Eurovision–2012 seçimi ile birlikte müzikten, Türk Milletinin müzik zevkinden, Türkiye’nin ve müziğimizin Avrupa’da temsilinden, sanatçıdan, yorumcudan, çaydan, çorbadan, aşureden, türlüden, dikenden ve kıymıktan ne kadar iyi anladığını ve gerçek manada bu Devlet’in televizyonu olduğunu bir kez daha cümle aleme göstermiş oldu!
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un tutuksuz yargılandığı 2.Ergenekon Davası’nda birden bire tutuklu yargılanır hale getirilmesi ile birlikte, “Silivri’de neler oluyor?”, “Ergenekon gevşiyor mu kardeşim?”, “Bir general nasıl olur da tutuksuz yargılanır?” gibi soru işaretleri yerini tam bir sükunete bırakmış oldu!
5 mi 7 mi yoksa 5+5 mi derken Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresinin, Sayın Başbakanımızın her zamanki gibi yüzde yüz doğrulukla tahmin ettiği gibi daha önceki tahmini doğrultusunda, 7 yıl olduğu ve iki yıl sonra bir daha hayalini bile kurmamak kaydı ile Köşk’ten ayrılması gerektiği kanunla belirlenmiş oldu!
Stadyumlarda 19 Mayıs kutlamalarının yasaklanışını hiç yadırgamadık nedense?! Hatta 19 Mayıs’la birlikte 29 Ekim, 30 Ağustos ve 23 Nisan bayramlarının kutlanışının da önce sembolik hale getirildikten sonra bu günlerin tamamının ulusal matem günü, 10 Kasım’ın ise ulusal bayram günü ilan edileceği zamanı bekliyoruz dört gözle!
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi Başbakan’ın fezleke ve dokunulmazlığın kaldırılması şeklinde verdiği hatalı geri pası, dokunulmazlığının kaldırılması için bizzat kendileri teklif sunarak bacak arasından gole çevirmesini bildi. Ancak 5 gol atmış gibi sevinirken bilmediği bir husus, bacak arasından atılan golün sadece mahalle maçlarındaki veletler tarafından 5 gol sayılacağıydı!
Bursa’daki bir santralin arızası sebebiyle başta İstanbul olmak üzere 6 ilin bir anda nasıl karanlıklara gömüleceğini dosta düşmana gösterirken, talipli bulamadıkları üçüncü köprü için B planları olduğunu iddia eden hükümetin, İstanbul’un elektrik kesintisi için A planı bile olmadığını öğrenmiş olduk!