Bir önceki makalemizde Kahramanmaraş'taki Geleceği Savunmak seminerinde KADEM Derneği Başkanı Mehmet Hacıbebekoğlu'nun konuşmasını aktarmıştım.
Kendisinin, aynı zamanda uyuşturucu bağımlısı bir evladın babası olarak başından geçen ibretlik hikâyesini dünkü makalemizde paylaşmıştım.
Bugün de KADEM Başkanının tavsiyelerinden bahsedelim.
"Değerli misafirler, öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Ben bu bilgileri vermek için defalarca toplantı tertiplemeye çalıştım ama maalesef sizin kadar heyecanlı, ilgili ve kalabalık bir topluluk bulamadım.
Durumun ciddiyetini hâlâ vatandaşımız kavramış değil; ancak evine ateş düşen anlıyor ama iş işten geçmiş oluyor.
Lütfen kimse 'Benim evladım bunu yapmaz, benim ailem sağlam, ona ben gerekli ilgiyi gösterdim, gereken uyarıyı yaptım.' diyerek kendini ve ailesini güvende zannetmesin.
Evden çıkan her genç güvende değildir. Şu anda genel olarak evinizin dışında hiçbir yer güvenli değil.
Size tavsiyem, çocuklarınız evden çıktıktan sonra mutlaka onun arkadaş çevresini tanıyın.
Mesela evladınızın arkadaş buluşmalarını evinizde yapın. Onlarla aile münasebetleri kurun.
Evlerdeki çocuklara ayrı odalar tahsis edilmesi, aile içinde kopukluklara, ilgisizliklere, takipsizliğe sebebiyet vermektedir.
Mutlaka çocuklarınızla ilgilenin. Odasında ne yaptığını, kimlerle arkadaşlık kurduğunu mutlaka takip edin.
Şu anda bundan başka yapabileceğimiz şey, devletimizin bu konuda gerekli adımları bir an önce atmasını beklemektir."
KADEM Başkanının verdiği bilgiler bundan ibaret; ama dikkat ederseniz bir yerde tıkanıyor ve çözümsüzlük devreye giriyor.
Çözümü ise Av. Akda Kazancı Eyercioğlu ve Dr. Ahmet Haydar Eyercioğlu ortaya koydular.
Onların konuşmalarından bir demet hazırladım:
"Toplumun hemen her kesiminde, her sınıftan insanımız uyuşturucu batağındadır.
Zenginlerden, fakirlerden, gençlerden, yaşlılardan, iş insanlarından, hukukçulardan, hatta çocuk yaşta denecek kadar küçüklerden bile uyuşturucu kullananlar var.
Bu bir toplumsal hastalık hâlini almıştır. Bu sıradan bir mesele değildir. Gençliğimizi kaybedersek geleceğimizi kaybetmiş oluruz.
Uyuşturucu bağımlılığı konusunda hukuksal olarak gerekli cezalar vardır. Ama maalesef bu kadar ağır cezalar bile çözüm olmamakta, uyuşturucu bağımlılığı her geçen gün artmaktadır.
Burada unutulan ya da gözden kaçan bir şey söz konusudur; o da bağımlılığın bir hastalık olduğudur.
Hastalık sebebiyle sağlıklı düşünemeyen biri için en ağır cezalar ve ölüm dahi korkutucu değildir.
Çünkü bağımlı biri için, bağımlı olduğu şey onu yaşayan bir ölü hâline getirmiştir.
Yapılacak şey, bir insanı bağımlı hâle gelmeden bu bataklıklara düşmekten kurtarmaktır. Bunun yolu da gençlere bir ideal, bir inanç, bir şuur vermektir.
Ebedî Genel Başkanımız, fikir mimarımız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız; iman ve insan davası teziyle önce insanın meselesini halletmek gerektiğini, insanı imanla, vatan ve millet sevdasıyla yetiştirip ona güzel bir arkadaş çevresi kazandırarak, bu ideal uğruna adanmış bir hayat şuuru verilirse, o gencin kurtulacağını ifade etmiştir.
Onun hayatı ibadetle, hizmetle dopdolu olursa gereksiz işlere ayıracak zamanı kalmayacaktır.
Bu sayede hem gençlerimiz hem geleceğimiz kurtulmuş olur."
Bir faydalı programa daha katılmanın heyecanını yaşatan BTP Genel Başkanımız Sayın Hüseyin Baş ve yetişkin kadrosuna teşekkür ederiz.
Kendisinin, aynı zamanda uyuşturucu bağımlısı bir evladın babası olarak başından geçen ibretlik hikâyesini dünkü makalemizde paylaşmıştım.
Bugün de KADEM Başkanının tavsiyelerinden bahsedelim.
"Değerli misafirler, öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Ben bu bilgileri vermek için defalarca toplantı tertiplemeye çalıştım ama maalesef sizin kadar heyecanlı, ilgili ve kalabalık bir topluluk bulamadım.
Durumun ciddiyetini hâlâ vatandaşımız kavramış değil; ancak evine ateş düşen anlıyor ama iş işten geçmiş oluyor.
Lütfen kimse 'Benim evladım bunu yapmaz, benim ailem sağlam, ona ben gerekli ilgiyi gösterdim, gereken uyarıyı yaptım.' diyerek kendini ve ailesini güvende zannetmesin.
Evden çıkan her genç güvende değildir. Şu anda genel olarak evinizin dışında hiçbir yer güvenli değil.
Size tavsiyem, çocuklarınız evden çıktıktan sonra mutlaka onun arkadaş çevresini tanıyın.
Mesela evladınızın arkadaş buluşmalarını evinizde yapın. Onlarla aile münasebetleri kurun.
Evlerdeki çocuklara ayrı odalar tahsis edilmesi, aile içinde kopukluklara, ilgisizliklere, takipsizliğe sebebiyet vermektedir.
Mutlaka çocuklarınızla ilgilenin. Odasında ne yaptığını, kimlerle arkadaşlık kurduğunu mutlaka takip edin.
Şu anda bundan başka yapabileceğimiz şey, devletimizin bu konuda gerekli adımları bir an önce atmasını beklemektir."
KADEM Başkanının verdiği bilgiler bundan ibaret; ama dikkat ederseniz bir yerde tıkanıyor ve çözümsüzlük devreye giriyor.
Çözümü ise Av. Akda Kazancı Eyercioğlu ve Dr. Ahmet Haydar Eyercioğlu ortaya koydular.
Onların konuşmalarından bir demet hazırladım:
"Toplumun hemen her kesiminde, her sınıftan insanımız uyuşturucu batağındadır.
Zenginlerden, fakirlerden, gençlerden, yaşlılardan, iş insanlarından, hukukçulardan, hatta çocuk yaşta denecek kadar küçüklerden bile uyuşturucu kullananlar var.
Bu bir toplumsal hastalık hâlini almıştır. Bu sıradan bir mesele değildir. Gençliğimizi kaybedersek geleceğimizi kaybetmiş oluruz.
Uyuşturucu bağımlılığı konusunda hukuksal olarak gerekli cezalar vardır. Ama maalesef bu kadar ağır cezalar bile çözüm olmamakta, uyuşturucu bağımlılığı her geçen gün artmaktadır.
Burada unutulan ya da gözden kaçan bir şey söz konusudur; o da bağımlılığın bir hastalık olduğudur.
Hastalık sebebiyle sağlıklı düşünemeyen biri için en ağır cezalar ve ölüm dahi korkutucu değildir.
Çünkü bağımlı biri için, bağımlı olduğu şey onu yaşayan bir ölü hâline getirmiştir.
Yapılacak şey, bir insanı bağımlı hâle gelmeden bu bataklıklara düşmekten kurtarmaktır. Bunun yolu da gençlere bir ideal, bir inanç, bir şuur vermektir.
Ebedî Genel Başkanımız, fikir mimarımız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız; iman ve insan davası teziyle önce insanın meselesini halletmek gerektiğini, insanı imanla, vatan ve millet sevdasıyla yetiştirip ona güzel bir arkadaş çevresi kazandırarak, bu ideal uğruna adanmış bir hayat şuuru verilirse, o gencin kurtulacağını ifade etmiştir.
Onun hayatı ibadetle, hizmetle dopdolu olursa gereksiz işlere ayıracak zamanı kalmayacaktır.
Bu sayede hem gençlerimiz hem geleceğimiz kurtulmuş olur."
Bir faydalı programa daha katılmanın heyecanını yaşatan BTP Genel Başkanımız Sayın Hüseyin Baş ve yetişkin kadrosuna teşekkür ederiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Geleceği Savunmak için Kahramanmaraş’taydık -2- / 12.11.2025
- Geleceği Savunmak için Kahramanmaraş’taydık -1- / 11.11.2025
- Atatürk ve 10 Kasım / 10.11.2025
- Bu kafayla daha çok ağlarsınız / 09.11.2025
- Bir yolculuk hikayesi / 05.11.2025
- Sorumlu muhalefetin adresi BTP’dir / 03.11.2025
- Pardon süreci / 02.11.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025
- Geleceği Savunmak için Kahramanmaraş’taydık -1- / 11.11.2025
- Atatürk ve 10 Kasım / 10.11.2025
- Bu kafayla daha çok ağlarsınız / 09.11.2025
- Bir yolculuk hikayesi / 05.11.2025
- Sorumlu muhalefetin adresi BTP’dir / 03.11.2025
- Pardon süreci / 02.11.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025



















































































