Gençlerimiz sadece MEM'le iş bulabilir

Eğitimli olan insanına dahi iş bulmaktan aciz olan bir siyasetin genel manada işsizlik sorununa çare bulabilmesi ya da yaşanan diğer ekonomik sorunları çözebilmesi asla mümkün değildir.Yüksek öğrenimli her 100 gencin 36'sı atıl durumda. Bu atıl gençlerin de yüzde 72'si işsiz ve iş aramaktan umudunu yitirmiş.Bu gençler daha iyi koşullarda iş imkanı bulabilmek için yıllarca dirsek çürütmüş. Yani çalışmak için çaba sarfetmişler, atıl vaziyette kalmak için değil.Bir taraftan 1,5 milyon genç üniversiteye adım atabilmek için ter dökerken, üniversiteyi bitiren eğitimli gençler atıl, işsiz, umutsuz...Bu noktada uygulunan IMF ve AB güdümlü taşeron ekonomi politikalarını masaya yatırmak gerekiyor.Her ne kadar hükümet, "IMF ile stand by anlaşmamız bitti, devam etmek zorunda değiliz, farklı şekilllerde diyaloglarımız devam edecek" tarzında açıklamalar yapsa da, üst düzey yetkililerinin "Biz IMF'nin dediklerini kamçısız bir şekilde uygulayacağız" sözlerini de göz ardı etmemek lazım.IMF, Dünya Bankası, AB gibi Batılı küresel kurumlar;Mali disiplin adı altında kemer sıkma politikalarını tavsiye eder. Böylece tüketim daraltılmak istenir. Tüketim daraldıkça, pazar darlığı sebebiyle üretim daralır ve bu işsizliği artırır.İthalatın önündeki engellerin kadırılmasını tavsiye eder. İthalat alır başını gider, yerli üretim korunamaz hale gelir ve fabrikalar bir bir kapanır, bu da işsizliği tırmandırır.Özelleştirmeleri, karlı kamu şirketlerimizin yabancılara satılmasını tavsiye eder. Bu da devletin sanayide öncü olma rolünü ortadan kaldırır, ekonomide devlet iradesinin zayıflaması da işsizlik problemine çözüm bulmayı daha da zorlaştırır.  Yerli paranın devre dışı bırakılmasını, her türlü finans ihtiyacının dışarıdan faizle borç alınarak karşılanmasını tavsiye eder. Dışarıdan borç verenler belirli şartlarla bunu sağlarlar. Önemli yatırımlar yapılmasına engel olurlar. Tefeci gibi davranırlar. Gayeleri daha fazla borç alınmasını sağlayarak tamamen bağımlı hale getirmektir. Böylece devlet ne yatırım yapabilir, ne de borçlarını ödeyebilecek noktaya gelebilir. Faiz ve borç ödemekten gerçek istihdam oluşturabilecek adımlar atamaz. Neticede işsizlik tırmanır gider.Sürekli vergilerin artırılması tavsiye edilir. Artan dolaylı ve dolaysız vergiler tüketicinin ve üreticinin belini büker. Faiz ve borç ödemekten toplanan vergiler milletimiz için kullanılmaz. Neticede üretici de tüketici de perişan olur ve bu da işsizliği artırır.Daha birçok madde sıralabilir. Kısaca ülkemizin faydasına en ufak bir şey istemezler. Atatürk, "Ecnebilerin tavsiyeleriyle hangi ülke kalkınabilmiştir?" diyerek bu önemli gerçeğin altını çizmektedir. Tabii anlayabilenler için...Siyasilerimizin körü körüne uyguladıkları taşeron politikalar işsizliği sürekli artıracak niteliktedir. Çözüm, her zaman ifade ettiğimiz gibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ndedir.İşsizliği azaltmak ve gençlerimize sağlıklı bir iş ortamı oluşturabilmek için sanayinin, üretimin canlanması gerekmektedir. Üretimin canlanması için de tüketimin teşvik edilmesi, desteklenmesi, üretim üzerindeki maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir. Zaten bu da Milli Ekonomi Modeli (MEM) demektir.