Tam 21 yıl oldu. Erdoğan ve partisi kimi ne ile suçladılarsa aynıyla suçlanıyorlar. Kimi, nasıl karaladılarsa aynıyla karalanıyorlar. Kimleri itham altında bıraktılarsa aynı ithamlar altında eziliyorlar. Kısaca kınadıkları şeylerle tek tek kınanıyorlar ama hala ders almıyorlar.
Bu ülke 20. yüzyılın son çeyreğini başında tüp, yağ, çay, şeker, benzin kuyrukları gördü.
Çağ değişti ve bu ülke 21. yüzyılın ilk çeyreğinin son beş yılında ucuz ekmek, ucuz salatalık, ucuz domates, patates, soğan kuyrukları gördü.
Benzin kuyruklarını da gördü, yağ kuyruklarını da, indirim kampanyası için gece yarıları mağaza önünde bekleyen insan kuyrukları da gördü.
Ülkemizde en çok hayvan beslenen ilimizde eksi 5 derecede ucuz et kuyruklarına da gördük.
Görmediğimiz bir çadır kuyruğu vardı. Onu da yine AKP sayesinde gördük.
Deprem olmuş, 19 gün geçmiş. Genç-yaşlı, büyük-küçük, hasta-engelli insanlarımız başlarını sokacak çatır arıyor.
Ve bir kuyruk. Depremzede vatandaşlarımız çadır almak için kaymakamlık önünde sıraya dizilmiş. İmza karşılığında çadır veriliyor.
Tam bir siyasi afet, diyecekken daha büyüğü varmış sırada. Depremin 19'cu gününde çadır alabilmek için insanlar kuyruklara girerken depremin 3'cü gününde Kızılay'ın afet bölgesinde para ile çadır sattığı ortaya çıktı.
Şaşırdın mı, diye sorarsanız, 'bu kadarını da beklemezdim' derim.
Ne demişti AKP'li Mehmet Metiner: 'Erdoğan'dan önce böyle bir Türkiye mi vardı?'
Vallahi yoktu, billahi yoktu.
BTP Lideri Hüseyin Baş konu ile ilgili açıklamasında: "Kızılay 76 m2 çadırı 140 bin TL'ye satmış ve buna "maliyetine sattık" diyor.
Peki, biz bölgeye yolladığımız 98 m2 çadırları 32 bin TL'ye nasıl aldık o zaman?
Nasıl bir maliyetiniz vardı acaba? Yoksa deprem üzerinden bile kâr peşinde mi koştunuz?
Ayrıca 16 m2 aile çadırları ortalama maliyetimiz 7 bin TL" dedi.
Buyur buradan yak.
İnsanımız kış soğuğunda 22. günde bile başını sokacak bir çadır arıyor. Kızılay afetin 3. gününde çadır satıyor.
Hükümet afetin ilk saniyesinden itibaren sahadaydık, diyor. Sonrada çadır yok, diyenlere küfür ediyor.
Yine kınanacaksınız. Benden söylemesi.
Bir yardım kurumuna 76 m2 çadırı 140 bin TL'ye satan Kızılay yönetimi, bölgede ücretsiz ilaç dağıtımı yapmak isteyen TEB'e de (Türk Eczacılar Birliği) 76 m2 büyüklüğünde 5 adet çadırı 800 bin TL ye aldı. Yani tanesi 160 bin TL.
'Goygoycuların lafı ile hareket etmem'
Kızılay üzerinden ABD'ye milyonlarca dolar transferi ile gündeme gelen bu skandalı, 'vergi kaçırmak değil de vergiden kaçınmak' olarak tariflendiren Kızılay Başkanı Kerem Kınık, istifa edecek misiniz, sorusuna, 'Ortaya böyle bir başarı konulmuşken goygoycuların lafı ile hareket etmem' cevabını verdi.
Başkanın başarısına bakalım
Bu skandalın ortaya çıktığı gün Kızılay başkanı TRT de katıldığı programda, 'abartmaya gerek yok, sonuçta satılan çadırlarda depremzedelere gitti' dedi.
Gönüllerdeki fay hatları iyice hareketlenince bu sefer sosyal medyadan bir video paylaşarak, '2050 çadırın AHBAP'a satıldığından haberim yoktu, öğrenince arkadaşları eleştirdim' dedi.
Geçtiğimiz gün Ahmet Hakan'ın programına bağlandı.
Ahmet Hakan, '2 bin çadır ne olacaktı AHBAP'a vermeseydiniz AFAD'a mı verecektiniz?'
Kerem Kınık: 'AFAD'a verecektik.'
Ahmet Hakan: 'O zaman AHBAP'ın parasını iade edin, sorun çözülsün.'
Kerem Kınık: 'Bakarız, ona da bakarız.'
Goygoyculara yüksek lisans yaptıracak bu kabiliyeti (!) bu başarıyı (!) gördünüz mü?
'Türk Kızılay'ı' adıyla satışa sunulan maden sularından 'Türk'ü' atanlar şimdi 'Kızılay nerede' diye soranlara 'Be ahlâksız, be adi, be namussuz!' diyor.
Kızılay nerede?
- Gençler size nasıl güvensin? / 05.08.2025
- TBMM’deki komisyona son hatırlatma / 04.08.2025
- Gündem iş ve işsizlik değil paylaşımdaki adaletsizlik olmalı / 03.08.2025
- Tek parti iktidarına göre ‘en parlak dönemi’ yaşıyoruz / 02.08.2025
- ‘Filistin’ bildirisine imza başlığına 2 kez yalanlama / 01.08.2025
- Erdoğan-Bahçeli şimdi ne diyecek? / 31.07.2025
- Suriye-Kandil-İmralı çukuru / 30.07.2025
- Unuttuklarımız çocuklarımızın geleceğine mal oluyor / 28.07.2025
- Büyükşehir yasasını hatırlar mısın? / 27.07.2025