Avrupa Birliği'nin genişleme hedefine ulaşması için öngörülen reformlar ve Avrupa ordusuyla ilgili maddelerin yeraldığı Nice Antlaşması, İrlanda'da 2. kez oylanacak. Referandum bu açıdan, İrlanda dışındaki 14 üyenin yanısıra, 13 aday ülkeyi de yakından ilgilendiriyor. 14 üye ülkenin parlamentosunda onaylanan anlaşma, İrlanda'da geçen yılın Haziran ayında düzenlenen referandumda yüzde 54 oyla reddedilmişti. İrlandalıların bu kez Nice Antlaşması'na 'evet' oy vermesi için yoğun bir kampanya yürütülüyor. Son kamuoyu yoklamaları, halkın yüzde 41'inin 'evet', yüzde 27'sinin ise 'hayır' oyu kullanacağını gösteriyor. Kararsızların oranı ise yüzde 24.
'Hayır'cılar anlaşmanın kabul edilmesiyle İrlanda'nın geleneksel tarafsızlığının zedeleneceğine inanıyor.
Geçen yıl yapılan referandumda Yeşiller, Sosyalistler, Sinn Fein ve bazı dinci partilerin önderliğindeki 'ret' oyu, Avrupa'nın geri kalan kısmında büyük hayalı kırıklığı yaratmıştı. Çoğu kimse, AB'nin destek fonlarından azami ölçüde yararlanan ve ekonomik mucizesini önemli biçimde bu desteğe borçlu olan İrlandalıların, "bencillik" ettiğine ve Orta Avrupa'dan yeni ve daha yoksul katılımcıların Birliğe dahil olmasını engellediğine inanmaya başlamıştı.
İrlanda hükümeti ise geçen referandumda Nice Anlaşması'nın reddedilmesini, bu anlaşmaya destek verenlerin "nasıl olsa biz kazanırız" rahatlığıyla seçim sandıklarına gitmemesine bağlıyor.
Bu yıl yapılan genel seçimlerde iktidarda kalmayı başaran muhafazakar Başbakan Bertie Ahern başkanlığındaki koalisyon hükümeti, 19 Ekim'de yinelenecek olan referandumda bu kez 'evet' oyu çıkması ve Avrupa nezdinde bir kez daha mahçup olmamak için, var gücü ile çaba gösterdi. Öğrencilerin de katılabilmesi için referandum Cumartesi gününe alındı. Ahern, katılım oranının yüksek olmasının 'evet' oylarını artıracağına inanıyor.
Hükümetin dikkat çektiği bir başka nokta ise Nice Anlaşması'nın 2. kez reddedilmesinin, İrlanda'yı AB içinde yalnızlığa itecek olması.
Nice'e 'hayır" diyenlerin en büyük kozu ise anlaşmaya verilecek onaydan sonra, birkaç yıl içinde İrlanda'nın kapısına yığılması muhtemel göçmenler sorunu. İrlanda'da Nice Anlaşması'na sıcak bakmayanların bir diğer gerekçesi de, anlaşmanın onaylanmasının ardından ülkenin geleneksel tarafsızlık politikasının zedeleneceğine yönelik endişeler.
İrlandalılardan sandığa koşarak 'evet' oyu kullanmalarını istedi. AB Dönem Başkanı Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, konuya ilişkin açıklamalarında, İrlanda'da 2. defa yapılacak referandumdan bir kez daha 'hayır' çıkması halinde, "her şeyin bloke olacağını" ifade ederek, "Yedek planımız olmadığına göre, AB'nin geleceği İrlandalıların elinde" diye konuşmuştu.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox da, aday ülkelerle ilgili ilerleme raporlarının açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, İrlandalıları, AB'nin geleceğini etkileyecek bu referandumda, "Evet" oyu vermeye çağırmıştı. Cox, İrlandalılardan sadece kendi çıkarlarını değil, Birliğin çıkarlarını da göz önünde bulundurmalarını istemişti.
Genişleme sürecinin etkileyeceği, başta 10 ülkenin ve bu ülkelerin vatandaşı toplam 75 milyon müstakbel yeni Avrupalı'nın da heyecanla beklediği İrlanda referandumundan, Nice'i reddeden bir karar çıksa da, hukuken genişleme devam edebilir. Ancak, Brüksel'de bu konuda bir "B" planı bulunmuyor olması, genişleme sürecinin en azından bir süre için sekteye uğramasını ve tartışmalı hale gelmesini kaçınılmaz hale getirecek gibi görünüyor.
'Hayır'cılar anlaşmanın kabul edilmesiyle İrlanda'nın geleneksel tarafsızlığının zedeleneceğine inanıyor.
Geçen yıl yapılan referandumda Yeşiller, Sosyalistler, Sinn Fein ve bazı dinci partilerin önderliğindeki 'ret' oyu, Avrupa'nın geri kalan kısmında büyük hayalı kırıklığı yaratmıştı. Çoğu kimse, AB'nin destek fonlarından azami ölçüde yararlanan ve ekonomik mucizesini önemli biçimde bu desteğe borçlu olan İrlandalıların, "bencillik" ettiğine ve Orta Avrupa'dan yeni ve daha yoksul katılımcıların Birliğe dahil olmasını engellediğine inanmaya başlamıştı.
İrlanda hükümeti ise geçen referandumda Nice Anlaşması'nın reddedilmesini, bu anlaşmaya destek verenlerin "nasıl olsa biz kazanırız" rahatlığıyla seçim sandıklarına gitmemesine bağlıyor.
Bu yıl yapılan genel seçimlerde iktidarda kalmayı başaran muhafazakar Başbakan Bertie Ahern başkanlığındaki koalisyon hükümeti, 19 Ekim'de yinelenecek olan referandumda bu kez 'evet' oyu çıkması ve Avrupa nezdinde bir kez daha mahçup olmamak için, var gücü ile çaba gösterdi. Öğrencilerin de katılabilmesi için referandum Cumartesi gününe alındı. Ahern, katılım oranının yüksek olmasının 'evet' oylarını artıracağına inanıyor.
Hükümetin dikkat çektiği bir başka nokta ise Nice Anlaşması'nın 2. kez reddedilmesinin, İrlanda'yı AB içinde yalnızlığa itecek olması.
Nice'e 'hayır" diyenlerin en büyük kozu ise anlaşmaya verilecek onaydan sonra, birkaç yıl içinde İrlanda'nın kapısına yığılması muhtemel göçmenler sorunu. İrlanda'da Nice Anlaşması'na sıcak bakmayanların bir diğer gerekçesi de, anlaşmanın onaylanmasının ardından ülkenin geleneksel tarafsızlık politikasının zedeleneceğine yönelik endişeler.
İrlandalılardan sandığa koşarak 'evet' oyu kullanmalarını istedi. AB Dönem Başkanı Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, konuya ilişkin açıklamalarında, İrlanda'da 2. defa yapılacak referandumdan bir kez daha 'hayır' çıkması halinde, "her şeyin bloke olacağını" ifade ederek, "Yedek planımız olmadığına göre, AB'nin geleceği İrlandalıların elinde" diye konuşmuştu.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox da, aday ülkelerle ilgili ilerleme raporlarının açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, İrlandalıları, AB'nin geleceğini etkileyecek bu referandumda, "Evet" oyu vermeye çağırmıştı. Cox, İrlandalılardan sadece kendi çıkarlarını değil, Birliğin çıkarlarını da göz önünde bulundurmalarını istemişti.
Genişleme sürecinin etkileyeceği, başta 10 ülkenin ve bu ülkelerin vatandaşı toplam 75 milyon müstakbel yeni Avrupalı'nın da heyecanla beklediği İrlanda referandumundan, Nice'i reddeden bir karar çıksa da, hukuken genişleme devam edebilir. Ancak, Brüksel'de bu konuda bir "B" planı bulunmuyor olması, genişleme sürecinin en azından bir süre için sekteye uğramasını ve tartışmalı hale gelmesini kaçınılmaz hale getirecek gibi görünüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.