Hak, İslam dini ile beraber kullanılan bir kavramdır. Hak doğalın ve bozulmamış fıtratın gereği olan her şeyin, hak ettiği yerde sabit olması manasındadır.
Hak, Cenâb-ı Hakk'ın yüce isimlerinden birisidir. Ayrıca sözlükte; Kur'an-ı Kerim, İslâm dini, sabit olan ve şüphe bulunmayan şey, hüküm, adalet, mal, mülk ve pay gibi anlamlara gelir. Birden fazla anlama sahip olan hak kavramı, Kur'an-ı Kerim'de üç yüze yakın yerde geçmektedir.
Hakk'ın çoğulu hukuk'tur. Hakkın yerine getirilmesi için, vaaz edilen uygulanan kurallar manzumesine Hukuk denir. Hukuk, ıstılahı olarak, İslâm'ın şahıs veya eşya üzerinde bir yetki veya yükümlülük olarak kişilere belirlediği yetki, sorumluluk ve tasarruf haklarını ifade eder.
Hakkın zıddı olan bâtıl ise, gerçekle ilgisi olmayan, doğru ve haklı olmayan, boş, temelsiz, yanlış şey demektir.
Peygamberimiz (s.a.v.)'in yirmi üç sene risalet vazifesi boyunca, hep hak ve adaletin tesisi için uğraş vermiştir.
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mahşer günü Cenab-ı Hak kullarına hitaben şöyle buyuracaktır: "Bu gün, aranızda adaletle hükmedeceğim. Bu gün, katımda kimseye zulmedilmeyecektir. Bu gün, zayıfın hakkını zorbadan alacağım. Bu gün, mazlumun yararına, zalimden sevaplarını (varsa) alıp mazlumun amel defterine yazmakla, ya da mazlumun günahını zalime ilave etmekle intikam alacağım. Bu gün, sadece mazlumun kendi hakkından geçip bağışladığı kimseler hariç, kimse bu sarp yoldan geçemeyecektir."
Hakkı iki başlık altında toplamız mümkündür; Allah hakkı ve kul hakkı. Allah hakkından maksat, Allah'ın kulları üzerindeki hakları; kul hakkından maksat ise can, mal ve ırz güvenliği dâhil olmak üzere insanların yaratılıştan elde ettiği haklardır.
Tüm dini vazifelerin Allah hakkı yönü olduğu gibi, bazı ibadetlerde kul hakkı ile bağlantılıdır. Mesela zekât ve sadaka vermeye mükellef olup, bu ibadeti yerine getirmeyen, Müslüman biri Allah-ü Teâlâ'nın hakkını ihlal ettiği gibi, zekât almayı hak edip alamayan Müslüman'ın hakkını gasp etmiş olur.
Allah-ü Teâlâ, hakkın gerçekleştirilmesini ister. Her türlü hak ihlali, Hak olan Allah'ın gayretine dokunur. Kul hakkının yenilmesi, her türlü kul hakkına müteallik hukukun ihlali, Yüce Rabbimiz tarafından, en büyük günah olan, Allah-ü Teâlâ'ya şirk koşmanın arkasında affedilmeyecek günahlardan ikincisi olarak sayılmıştır.
İmam Hüseyin (a.s) Aşura gecesi yârenlerinden üzerinde kul hakkı olanların, ordusunda yer almamasını istemiştir.
Konu hak, hukuk olunca son sözü çok kıymetli üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in şu veciz ölçüsü ile noktalamak isterim; "Hakk'a koşun, Hakk'la olun, haklı ile olun, haklı olun. Hepiniz Hakk'a emanet olun."
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023