Modern denilen bu çağda kölelik kavramını hiç kimse kabul etmez, bir aşağılama terimi olarak da kullanılır.
Oysa gerçek olan şu ki, dünyada hâlâ kölelik düzeni hâkim, demokrasi, insan hakları, özgürlük vs. kavramlarını dillerinden düşürmeyen devletler, kurumlar, yapılar, topluluklar bu kölelik sisteminin efendileridir.
Prof. Dr. Haydar Baş, İman ve İnsan adlı eserinde bu gerçeği şöyle ifade etmektedir; "Akıp giden zamanla birlikte esaretin gittikçe çoğalan ve gelişen türleri göze çarpmaktadır. Elleri zincirli, ayakları prangalı insanlara rastlamak eskisi kadar mümkün değildir. Fakat bu, her yanda hürriyetin insanlar üzerine sağanak sağanak boşaldığı anlamına gelmez. Çünkü artık prangalanan düşünce ve zihinler, istila ve işgal edilen gönül ve ruh dünyalarıdır?" (sh: 234)
Zihin ve gönülleri prangalanmış insanlar haklarını sorgulayamaz hale gelmiş, haliyle emekleri de, kazançları da prangalaşmış ve modern köle toplumları ortaya çıkmıştır.
Dünyanın en büyük köle tüccarları ABD başta olmak üzere AB ülkeleri ve bu ülkelerden yönetilen küresel şirketlerdir. Bu ülkeler ve çok uluslu şirketler tarih boyu Asya, Afrika ve Ortadoğu'yu sömürmüşler, yer altı ve yerüstü kaynaklarını tekellerine geçirmişlerdir.
İşin ilginç yanı, ele geçirme işini veya başkasının malını gasp etme işini Afrika, Asya, Anadolu, Ortadoğu'daki halkların, milletlerin içinden devşirdikleri kişiler eliyle yapmıştırlar. Tabi bu zenginlikleri işlemek için bölge insanını kullanmışlardır.
Bu ele geçirmede, gasp etmede, sömürmede en etkili silahları paraydı, para düzeni idi. Yani kapitalizm idi. Kapitalizm ile kıtaları, ülkeleri, devletleri, insanları satın aldılar. Sömürdüler, sömürüyorlar?
Efendiler dışında bu düzenden herkes şikâyetçi. Asıl özgürlüğe, emeğinin karşılığına, sosyal adalete kavuşmak istiyor. İnsanca yaşamak için gereken en alt düzey rakamının üstünde bir gelir kazanmak istiyor.
Ama kapitalizm yani haramilerin kurduğu sistem buna izin vermiyor.
Ama haramilerin saltanatını yıkan, maddeyi değil insanı amaç edinen, kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı olduğu gerçeği üzerine matematiksel ispatlı bir ekonomik sistem var.
Dünyanın bildiği, gördüğü, aldığı, uyguladığı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ilk önce Türk Milletine ve insanlığa sunduğu Milli Ekonomi Modeli (MEM) var.
MEM konulu 9 uluslararası sempozyum düzenlendi. Büyük devletler dâhil dünyanın birçok ülkesindeki üniversitelerden 600'den fazla akademisyen bu model hakkında görüş belirtti. Onur ifade edeyim ki, bir tane olumsuz görüş yok.
Bakın, bu akademisyenler ne demiş? Bir kaçını aktarayım:
Prof. Dr. Ahad Rahmanzade; "Bu kongreye gelebilmek için tam 17 saat yolculuk yaptım. Ama dünya için ekonomik sorunlardan kurtuluş reçetesi olan Milli Ekonomi Modeli Kongresinde olmaktan onur duyuyorum. Hep birlikte Milli Ekonomi Modeli'nin formülleriyle tüm dünyayı krizlerden kurtarabiliriz.
Rusya'dan Prof. Dr. Victor Volkonsky; "Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koymuş olduğu Milli Ekonomi Modeli yeni bir dünya kurmakta çok önemli bir aktör olacaktır."
ABD'den Prof. Dr. Muhammed el-Faruqie; "Kendi dinamikleriyle daha iyi bir gelecek inşa etmeye muktedir bu model, sadece Türk milletini değil, insanlığı müreffeh yarınlara taşıyacaktır."
Finlandiya'dan Prof. Dr. Juhani Tamminen; "Milli Ekonomi Model'ini uygulayan hükümetler özellikle kalkınma konusunda çok ilerleme kaydedeceklerdir."
Paris Üniversitesinden Prof. Dr. Patric Boulongne; "Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezlerini içinden çıkaran medeniyet, gerçekten en büyük saygıyı hak etmektedir."
Faruque İllionis Üniversitesinden (ABD) Prof. Dr. Muhammed Al, TÜRK MİLLETİNE ne diyor; "Sizler çok şanslı insanlarsınız, çünkü aranızdan büyük bir dahi çıkmıştır. Bu dahi Prof. Dr. Haydar Baş'tır."
Türk Milleti bu akşam Ankara'dan bir kez daha yükselecek bu sese kulak vermeli, belki de son şansını değerlendirmelidir. Yoksa kölelik düzeni (kapitalizm) sömürüsünden şikâyet etme hakkını da kaybedecektir.
Oysa gerçek olan şu ki, dünyada hâlâ kölelik düzeni hâkim, demokrasi, insan hakları, özgürlük vs. kavramlarını dillerinden düşürmeyen devletler, kurumlar, yapılar, topluluklar bu kölelik sisteminin efendileridir.
Prof. Dr. Haydar Baş, İman ve İnsan adlı eserinde bu gerçeği şöyle ifade etmektedir; "Akıp giden zamanla birlikte esaretin gittikçe çoğalan ve gelişen türleri göze çarpmaktadır. Elleri zincirli, ayakları prangalı insanlara rastlamak eskisi kadar mümkün değildir. Fakat bu, her yanda hürriyetin insanlar üzerine sağanak sağanak boşaldığı anlamına gelmez. Çünkü artık prangalanan düşünce ve zihinler, istila ve işgal edilen gönül ve ruh dünyalarıdır?" (sh: 234)
Zihin ve gönülleri prangalanmış insanlar haklarını sorgulayamaz hale gelmiş, haliyle emekleri de, kazançları da prangalaşmış ve modern köle toplumları ortaya çıkmıştır.
Dünyanın en büyük köle tüccarları ABD başta olmak üzere AB ülkeleri ve bu ülkelerden yönetilen küresel şirketlerdir. Bu ülkeler ve çok uluslu şirketler tarih boyu Asya, Afrika ve Ortadoğu'yu sömürmüşler, yer altı ve yerüstü kaynaklarını tekellerine geçirmişlerdir.
İşin ilginç yanı, ele geçirme işini veya başkasının malını gasp etme işini Afrika, Asya, Anadolu, Ortadoğu'daki halkların, milletlerin içinden devşirdikleri kişiler eliyle yapmıştırlar. Tabi bu zenginlikleri işlemek için bölge insanını kullanmışlardır.
Bu ele geçirmede, gasp etmede, sömürmede en etkili silahları paraydı, para düzeni idi. Yani kapitalizm idi. Kapitalizm ile kıtaları, ülkeleri, devletleri, insanları satın aldılar. Sömürdüler, sömürüyorlar?
Efendiler dışında bu düzenden herkes şikâyetçi. Asıl özgürlüğe, emeğinin karşılığına, sosyal adalete kavuşmak istiyor. İnsanca yaşamak için gereken en alt düzey rakamının üstünde bir gelir kazanmak istiyor.
Ama kapitalizm yani haramilerin kurduğu sistem buna izin vermiyor.
Ama haramilerin saltanatını yıkan, maddeyi değil insanı amaç edinen, kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı olduğu gerçeği üzerine matematiksel ispatlı bir ekonomik sistem var.
Dünyanın bildiği, gördüğü, aldığı, uyguladığı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ilk önce Türk Milletine ve insanlığa sunduğu Milli Ekonomi Modeli (MEM) var.
MEM konulu 9 uluslararası sempozyum düzenlendi. Büyük devletler dâhil dünyanın birçok ülkesindeki üniversitelerden 600'den fazla akademisyen bu model hakkında görüş belirtti. Onur ifade edeyim ki, bir tane olumsuz görüş yok.
Bakın, bu akademisyenler ne demiş? Bir kaçını aktarayım:
Prof. Dr. Ahad Rahmanzade; "Bu kongreye gelebilmek için tam 17 saat yolculuk yaptım. Ama dünya için ekonomik sorunlardan kurtuluş reçetesi olan Milli Ekonomi Modeli Kongresinde olmaktan onur duyuyorum. Hep birlikte Milli Ekonomi Modeli'nin formülleriyle tüm dünyayı krizlerden kurtarabiliriz.
Rusya'dan Prof. Dr. Victor Volkonsky; "Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koymuş olduğu Milli Ekonomi Modeli yeni bir dünya kurmakta çok önemli bir aktör olacaktır."
ABD'den Prof. Dr. Muhammed el-Faruqie; "Kendi dinamikleriyle daha iyi bir gelecek inşa etmeye muktedir bu model, sadece Türk milletini değil, insanlığı müreffeh yarınlara taşıyacaktır."
Finlandiya'dan Prof. Dr. Juhani Tamminen; "Milli Ekonomi Model'ini uygulayan hükümetler özellikle kalkınma konusunda çok ilerleme kaydedeceklerdir."
Paris Üniversitesinden Prof. Dr. Patric Boulongne; "Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezlerini içinden çıkaran medeniyet, gerçekten en büyük saygıyı hak etmektedir."
Faruque İllionis Üniversitesinden (ABD) Prof. Dr. Muhammed Al, TÜRK MİLLETİNE ne diyor; "Sizler çok şanslı insanlarsınız, çünkü aranızdan büyük bir dahi çıkmıştır. Bu dahi Prof. Dr. Haydar Baş'tır."
Türk Milleti bu akşam Ankara'dan bir kez daha yükselecek bu sese kulak vermeli, belki de son şansını değerlendirmelidir. Yoksa kölelik düzeni (kapitalizm) sömürüsünden şikâyet etme hakkını da kaybedecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025