Neşet Ertaş
Uçsuz, bucaksız Anadolu bozkırı. Ne yapsın bizim abdallar, bozlak söylemesin de. Fakirlik diz boyu. Nedense bu arkadaşların öyle çok fazla ekip biçecek arazileri de yok. Dolayısıyla onlara kalıyor bizim aşıklık mesleği. Yaz boyu yaz, söyle, çal. Kış boyu da ne yaptıysan, gıdım gıdım yetiştirmeye çalışırsın, yaza. Lakin yetmez, aslında muazzam bir sefillik. Yok öyle sanatçıyı koruma lisansları filan o zamanlar. Olsa da bu gariplerimin değeri civar illerde bilinir, başka yerlerde bilinmez. Dolayısıyla sanatçı oldukları dahi, öldüklerinden sonra anlaşılır bir çoğunun.
Ben Muharrerm Ertaş'ın müziğinden bir şey anlayamıyorum o yıllar ama, Neşet Ertaş'ın hastasıyım. Babama yalvardım, bana da bir bağlama al. Eh yukarda anlattıklarımdan sonra siz olsanız alır mısınız oğlunuza bağlama. Neyse, babamın dediklerini de yazmayacağım buraya. Sonradan öğreniyorum bu insanların Ehl-i Beyt sevdalısı gerçek Türkmen Alevileri olduklarını. Bizim köy Hacıbektaş ile sınır, yan köy Alevi, bizim köy Sünni. Adamlar âşık, söz yazarı, biz düz yazıyı yazarken 50 kere TDK'ya bakıyoruz. Nasip işte. Yan yana 2 köy ama sahne farklı.
Aslında bir manada ömür denilen bana göre, belirli bir zaman diliminde, üzerimizdeki rolleri oynadığımız zaman ve mekanın çok hızlı değiştiği sahne. Pek tabii bu tiyatroda senin sahnen bittiği zaman perde senin için kapanıyor.
Dometes, biber, patlıcan!
Barış Manço'nun meşhur şarkısı aklıma gelir hep, Domates, biber, patlıcan... Hani aşkını açıklayacakken sokaktan gelen o ses. Anadolu'da gevrek sesli Nevşehir veya Niğde'li patatesini veya soğanını satamamış bunun hüznü ve yanık bir haykırışla sokaktaki traktörden gelen o ses; "Badadiiiissss, saaaarı badadis, Nevşaaarrr badaaaadiiiiisi. Suvaaannn, guuuru suvan, datlııı suvaaaan." İşte, ne yaparsın kader.
Tabi Anadolu'nun değişik yerlerinde görev yapınca her yerin şivesini kapıyorsun mecburen. Ya değilse, hizmet verdiğin kitleyle iletişim kurmak sıkıntılı oluyor. Bendeki etkisi şu şekilde gelişti; hani normal iletişim kuracaksam, işte ne diyelim normal şive, hani kızmışsam filan direkt Gırşaar, Angara tarafına, öyle sempatik filan olmaksa niyetim Bölü, Gastemonu şivesine.
Ne ben söyleyeyim, ne siz sorun…
Bizim arazilerde buğday, arpa, pancar, nohut, mercimek, üzüm, kayısı envai çeşit ürünler alıyoruz, 80'li yıllar... Yağmurun bile gerektiği kadar yağdığı yıllar. Nevşehir ve Niğde tarafında da patates, soğan çiftçiliği daha yaygın, sanırım arazi yapısından olsa gerek. Su bol, oluk oluk akıyor. Elektrikli sulama nerdeyse hiç yapılmıyor. Zaten öyle bir sulama tekniği de mevcut değil. Bir tek pancarda, mazotlu motorla fıskiye tarzı sulama yapılıyor arazinin başında su yoksa. Çok zengin değiller ama çoğu kapıda bir Toros, bir traktör var. Öyle kredi filan bilen yok, ihtiyaç da yok. Atatürk'ün kurduğu tarımsal alt yapı o kadar güçlü ki, her gelen yıl, giden yılı aratmasına rağmen, Anadolu'da köylü son 10 yıla kadar tarım ve hayvancılıkla geçiniyor, çocuklarını okutuyor, evlendiriyor.
Feveran
Bugünkü yazımı da nihayetlendirirken, patates ve soğan üreticilerinin feveranlarını dile getirmesem olmaz.
Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ökkeş Yıldırım, patates ve soğanın ihracatına gelen kısıtlama ile ilgili bir açıklama yaptı. Yıldırım, depolarda fazla miktarda soğan ve patatesin olduğu bir dönemde ihracatın bir fırsat olması gerekirken kısıtlama gelmesinin nedeninin "öngörülemez durum ve geçen yılın fiyat hareketlerine yönelik korku" olduğunu söyledi.
Niğde Milletvekili Fethi Gürer; "Bu kararla üretici depoda kalan ürününü değerine satamazsa ekim alanı daralır ve gelecek yıl soğan-patates ithal edilir" dedi.
Niğde'de Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar; "Üreticinin idamı", Konya Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker; "Uygulamaya tamamen karşıyız",
Niğdeli patates üreticisi Doğan Eryılmaz; "Facia", olarak nitelendirdiler.
Ben de diyorum ki; Ey köylüm, bunlar sizin daha iyi günleriniz. Neşet Ertaş ile bitirelim "Gendim ettim, gendim buldum."
- Bozkırın gönül eri: Neşet Ertaş / 21.03.2021
- İtirazım var / 14.03.2021
- Sığır / 07.03.2021
- Çokomel, piskevit ve Jason Stetham / 28.02.2021
- Uğursuz Safiye(!) / 21.02.2021
- Minik Kuş’um / 14.02.2021
- 7 yıl askerlik, 7 yıl hapis, bizim Recep / 07.03.2020
- Keser döner sap döner / 26.02.2020
- Ağlatan mutluluk / 25.02.2020