Ülkemiz üzerinde birçok menfur küresel hesap var; Şark Projesi, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), Kürdistan projesi, Ermenistan projesi vs.
Bunların dışında, bunlarla paralel, bunlara kapı açan, yapıtaşlarını döşeyen AB projesi, ABD ile stratejik ortaklık, Dinlerarası Diyalog ve Medeniyetler İttifakı projeleri, NATO, IMF, başkanlık sistemi gibi projeler var.
Ama aslında tek bir proje var: Arz-ı Mevut hedefli Büyük İsrail Devleti projesi?
Bütün projelerin hedeflediği coğrafya hep bu Büyük İsrail projesinin kapsamındaki coğrafya? Hangi taşı kaldırsanız Büyük İsrail projesi çıkıyor.
Bu da Kıyamet'in büyük alametlerinden olsa gerektir.
Şark Projesi, Anadolu'nun Müslüman Türk'ten arındırılması projesidir. Anadolu niçin boşaltılmak isteniyor? Arz-ı Mevut hayali kuranlar yerleşsin diye?
BOP, Türkiye başta olmak üzere 22 İslam ülkesinin sınırlarının ve rejimlerinin değiştirilmesi, bu kapsamdaki ülkelerin küçük parçalara bölünerek yenir yutulur bir hale gelmeleri için var. Tabii ki Büyük İsrail'in önünde güçlü bir devlet iradesi kalmasın diye?
Ermenistan projesi, Büyük İsrail projesine bir basamak olsun diye var. Direkt, "Büyük İsrail" deseler, başlangıçta büyük tepki toplayacağı ve direnç oluşacağı için bölgedeki Ermeniler üzerinden bir politika yürüttüler.
Fakat bu tutmayınca, Kürdistan projesini devreye koydular ve daha iyi netice aldıklarını gördüler. Irak'ın kuzeyinde bu neticeye ulaştılar, Suriye'de ulaştılar, şimdi de Türkiye'nin güneydoğusunu hallediyorlar.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr.
Haydar Baş bu konuda şunları söylüyor: "Güneydoğu elimizden çıktı, hâlâ tiyatro oynuyorlar. Topu ilçenin karşısına koyuyor, güm güm güm... Ne cadde kalıyor, ne yol kalıyor, ne ev kalıyor... Kim yaşayacak orada? Oraya Yahudi Peşmergeleri koyacaklar. Güneydoğu'ya Peşmerge adındaki Yahudileri koyup adına Kürt devleti diyecekler. Bu aslında Büyük İsrail'in temellerinin atılmasıdır. Oynanan oyun Kilis'te de budur, Hatay'da da bu olacak. Korkuyorum, Gaziantep'te de yaşanırsa, çok kötü olacak."
Evet, Kobani'de bunu gördük. IŞİD katalizörüyle Barzanileşen, peşmergeleşen, diğer ifadeyle İsrailleşen PYD'nin bugün hem ABD, hem de İsrail tarafından önü açılıyor, koruma altına alınıyor, Suriye'nin kuzeyindeki varlığı Büyük İsrail adına pekiştiriliyor.
Şimdi aynı senaryo güneydoğumuzda devreye sokuluyor.
Eskiden PKK terörü dağlarda ve kırsalda bulunan karakollarımıza saldırılar yapar, askerimiz de onlara karşılık verirdi, çatışmalar şehir merkezlerinden uzak olurdu. Saldıran PKK, savunan Türk askeri olurdu.
Bugün geldiğimiz noktaya bakın. Terör şehirlere yerleşmiş vaziyette ve buna sadece PKK terörü demek yeterli değil, çünkü Irak'ı, Suriye'yi aratmıyor.
Ve askerimiz tanklarla, toplarla, tüfeklerle şehirlerimizi, ilçelerimizi geri almaya çalışıyor. Kendi ülkemizde askerimiz saldıran, PKK ise savunma pozisyonuna geldi. Şehirler yerle bir olmuş ve boşaltılmış vaziyette? Boşalan bu yerler elbette ki boş kalmayacak, Kobani'deki süreç yaşanacak, Büyük İsrail yerleşecek.
Şu işe bakın. Ve bu noktaya istikrar diye diye geldik, hala başarıdan bahsedilebiliyor.
Nereden nereye?
Bir insan gaflettedir ve gaflette olduğunu bilir, kabullenir; bunlar içlerinde bulundukları gafleti başarı olarak görüyor ki, tarifi mümkün değil, çok vahim bir durum.
Güneydoğu ve doğu illerimiz terör bahanesiyle, sınır illerimiz ise atılan roketler ve IŞİD bahanesiyle boşaltılarak Büyük İsrail'e hazırlanıyor.
AB, Türkiye'yi, Türk milletini siyasi, hukuki, dini, ahlaki, kültürel ve toplumsal olarak Büyük İsrail'e hazırlıyor. Yanlış anlamayın, Büyük İsrail Devleti'nde vatandaş olmaya değil, işgale karşı direnç koymamaya, kendi elinle vatanını teslim etmeye, vatancüda olmaya?
ABD bütün bu adımlarda Büyük İsrail'in taşeronluğunu yapıyor. Kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, danışmanlarıyla, aba altından sopalarıyla, stratejik müttefikliğini en iyi şekilde kullanarak, siyasetini yönlendirerek, askerini meşgul ederek, dostunu düşman haline getirerek Türkiye'yi Büyük İsrail'e hazırlıyor.
NATO, koruyorum bahanesiyle, Büyük İsrail adına işgal ediyor.
IMF, Büyük İsrail adına seni ekonomik boyunduruk altında tutuyor, ekonomik bağımsızlığa kavuşmaman için elinden geleni yapıyor.
Ve başkanlık sistemi, oluşturacağı eyalet sistemi ile Türkiye'yi Büyük İsrail için küçük hazır lokmalar haline getirecek.
Yani başta da ifade ettiğimiz gibi bütün menfur projeler Büyük İsrail'e çıkıyor.
Bütün bu oyunların bozulması için Prof. Dr. Baş'ın sürekli altını çizdiği gibi, üniter yapının korunması lazım, etnik kökenimiz ne olursa olsun Türk milleti paydasında, mezhebimiz ne olursa olsun
Ehl-i Beyt paydasında tek bilek tek yürek olmamız lazım, bunun için de tam bağımsız olmamız lazım.
Bunun adı
Milli Ekonomi Modeli, Milli Devlet; tek adresi ise Bağımsız Türkiye Partisi, Prof. Dr. Haydar Baş'tır.