1444'üncü hicri yılımızın tüm insanlığa huzur mutluluk ve esenlikler getirmesini yüce Mevla'dan niyaz ediyorum.
Günleri, ayları, yılları belirlemede insanoğlu tarihi süreçte pek çok takvim icat edip kullanmıştır. Bazen dünyanın, güneşin etrafında dönmesine göre, bazen de ayın evrelerine göre kendisine bir takvim belirlemiştir.
Yüce dinimiz İslamiyet'in kullandığı Hicri Takvim diye isimlendirilen ay takvimidir. Ay'ın evrelerini esas alan takvimdir. 29 veya 30 günden oluşur, 12 aydan meydana gelir. Başlangıç olarak Peygamber Efendimizin (s.a.a.) Mekke'den Medine'ye hicretini esas alır.
Hicri takvim başlanma tarihi, İmam Ali'nin (a.s.) teklifleri ile ikinci halife Hazreti Ömer zamanında uygulamaya konulmaya başlanmış, fakat bu takvimin tam uygulanması İmam Ali'nin (a.s.) hilafetinde gerçekleşmiştir.
Hicri takvim, İslam dinine iman edip salih amel işleyen samimi müminlerin ihtiyaç duyduğu bir takvimdir. Başta Ramazan orucu olmak üzere hac zekât gibi ibadetlerin hepsi hicri takvime göre ifa edilip yerine getirilir. Mübarek günler ve bayramların belirlenmesi hep hicri takvime göredir.
Pekâlâ, bizler neden hicri takvimi kullanmıyoruz?
Hicri takvim, Osmanlı İmparatorluğu devrinde 1870 yılında, karışıklığa yol açtığından dolayı resmi dairelerde kullanımdan kaldırılmıştır. Neden hicri takvim karışıklığa sebep oldu diye sorarsanız:
Tanzimat'la beraber 1840 yılında kullanılmaya başlanan Rumi takviminden dolayı. Rumi takvim, başlangıç olarak Peygamber Efendimizin (s.a.a.) Mekke'den Medine'ye hicretini esas alan aslında Julyen diye bilinen miladi güneş takvimdir.
Rumi takvimde Osmanlı İmparatorluğu döneminde Gregoryan takviminin 1 Ocak 1918 yılında kabulünden sonra kullanımdan kalkmıştır.
Konuyla alakalı kaynak yazı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü internet sitesinde; Rumi'den Hicri ve Miladiye yazısında aynen şöyle yazılmıştır:
"8 Şubat 1332 tarih ve 125 sayılı kanunla Jülyen Takvim esaslı Rumi takvim yürürlükten kaldırılarak, Gregoryen takvimine geçilmiştir.
125 sayılı Kanunun uygulaması söyle olmuştur:
a) 15 Şubat 1332 tarihini 1 Mart 1333 (1917) günü takip etmiş, böylece tarihten 13 gün silinerek gün sayısındaki hata düzeltilmiştir.
b) 1333 Rumi yılı teknik sebeple 1 Mart'tan başlamakla beraber 10 ay devam ederek, 31 Kanuni evvel (Aralık) 1333 (1917) günü sona ermiş ve 1 Kanunusani (Ocak) 1334 = 1 Kanunusani (Ocak) 1918 olarak başlatılmıştır. 1840 yılından beri Jülyen usulüne göre yürüyen mali ve resmi muamelattaki tarihi kayıtlar, 1918 tarihinden itibaren Gregoryen usulüne göre devam ettirilmiş ve yılbaşı 1 Ocak tarihine alınmıştır.
1334 Rumi (1918 miladi) yılından itibaren, Rumi ve miladi takvimlerdeki ay ve gün farkı kalmamış, aynı olmuştur. (http://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu)"
- Maarif yüzyılı! / 13.01.2025
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024