BTP lideri Hüseyin Baş, partisince Bolu'da düzenlenen 'gençlik buluşmasının' kapanış konuşmasında, ülkemiz gündemine dair değerlendirmelerde bulunurken dün, 'suya, ateş' bugün ise 'ateşe, su' diyenleri sert cümlelerle eleştirirken bu zihniyetin niyetlerini de ortaya koydu.
Birileri, hükümetin başta ekonomi olmak üzere hemen her alandaki azciyetini örtmek için bildik başlıklardan ikisini gündeme getirdi.
Neydi o başlıklar? Ezan ve hilafet. Bu münafıklar çıkıp dedi ki, 'Yunan, İngiliz ve Fransızların yasaklamadığı ezanı Atatürk yasaklamış. Hatta bir tarihçi müsveddesi, 'Hatay, Arap toprağıdır' bile dedi.
Başka? Atatürk, hilafeti kaldırarak ümmeti başsız bırakmış! Başka, laikliği getirerek milleti deizme sürüklemiş.
Tarih ortadayken 21. yüzyılda yapılan bu alçaklığa bakar mısınız?
Hüseyin Baş dedi ki:
"Bu kadar vatanperver, bu kadar Atatürkçü insanın olduğu, hocanın olduğu, imamın olduğu bir ülkede sizin, imam dediğiniz Hatay'ı peşkeş çeken mi, o karaktersiz mi?
Bu kadar imamın olduğu, bu kadar güzel hocanın olduğu ülkede sizin hoca dediğiniz, imam dediğiniz, 'Kız çocuklarının okuması haram' diyen şarlatanlar mı?
Atatürk'ü seven, O'nun idealinde yürüyen, O'nunla birlikte Meclis'i dualarla açan imamların, hocaların olduğu ülkede sizin, imam dedikleriniz, Cumhuriyetle savaş eden şarlatan ahlaksızlar mı?
Bunların hiçbiri bu vatanın evladı değildir, bunların hepsinin bağlı olduğu kuklanın ipinin başında bir el vardır.
Bu dediğimi unutmayın; bu yeni bir şey değil, yüz yıldır bu ülkede bu böyle…
Sadece yüz yıldır değil Osmanlı coğrafyasında 300 senedir bu böyle…
Bu adamlar yüzünden insanımızı dinden soğuttular, bu adamlar yüzünden insanımızı özünden soğuttular.
Bundan büyük hainlik olur mu ama bunu başardılar. Sizin hiçbiriniz hoca değilsiniz, hepiniz şarlatansınız. Bu milletin bu milletin karnı sizin yalanlarınıza tok efendim. Hiçbirinizin hiçbir önemi yok.
Aklınızı başınıza alın
Buradan bir çağrı yapıyorum başta Diyanet'e. Herkes aklını başına alsın. Bakın bu gittiğiniz yol yol değil.
Hizmet ettiğiniz o insanlar, o yapılar var ya önce bizi bu ülkeden sürerler, önce bize bu ülkede yaşama hakkı bırakmazlar sonra sanmayın ki size bırakırlar, sizi de yollarlar!
Hani güzel bir laf vardır, 'Ayarını bozduğun kantar gün gelir seni tartar' diye. İşte gün gelir bunun bedelini siz ödersiniz!"
Ezan
Atatürk, Türkçe ezan başta olmak üzere Türkçe ibadeti istemişti. Çünkü o dönem çok iyi görmüştü ki ülkemize, toplumumuza en büyük zararı hacı, hoca geçinenler vermişti.
Bundan vatandaşlar da, ülke de çok zarar görmüştü. Cahil halk okuma yazma bilmediğinden, Arapçayı da anlamadığından bu hoca geçinenler tarafından kandırılmaya çok müsaitti.
Bu yüzdendir ki eğer halk, Türkçe duyarsa, duyduğunu anlar, dinini daha iyi öğrenir diye düşünmüş, yine bu amaçla Elmalılı Hamdi Yazır'a Kur'an'ı, Türkçe 'ye tercüme ettirmiştir.
İbadette de Türkçe ayetlerin mealinin bilerek yapılmasının önünü açmış ancak Arapçadaki manevi haz duyulmuyor gerekçesi ile tekrar Arapça okunmasını istemiş, ibadet diline karışmamıştır.
Bu iki gelişme O'nun dinsizliğini göstermez. Tam tersine İslam dininin, cahil halk tarafından daha güzel anlaşılmasına bir vesile olarak denenmiştir.
Yoksa O'nun, İslam dinini değiştirmek gibi bir derdi olmadığı gibi, asıl mücadelesi din yobazları ve cahil hocalardır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk s.563)
Ezan hakkında NAS var mı?
Ben ezanın aslıyla okunması gerektiğine inanır ve savunurum. Ama şu bir gerçek ki, bizler ezanın aslını bile bilmiyoruz.
Kitaplarda namaza çağrı için istişareler yapıldığı ve bir sahabenin rüyası üzerine bugünkü ezanın okunduğu yazar.
İmam Cafer Efendimiz bunu reddediyor ve ezanın, Miraç'ta bizzat Cebrail (a.s) tarafından Peygamberimize (s.a.a.v) okunduğunu ifade ediyor. Şimdi!
1- Ezan bu ülkede yasaklanmamıştır, Türkçe okunmuştur
2- Ezan hakkında Arapça okunsun, diye NAS var mı, ben bilmiyorum.
3- Zina hakkında ise NAS vardır.
Bugün 'ezan' üzerinden Atatürk'e laf edenlerin açık NAS'a rağmen AB istediği için zina, domuz eti kanunlarını çıkaranlara tek kelime etmiyorlarsa bunun adı münafıklıktır ve münafıklar insanların en kötüleridir.
"Onlara şöyle bir baktığında, dış görünüşleri sana iyi bir izlenim verir; konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Ama onlar sanki bir yere dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Asıl düşman onlardır, onlardan korun! Allah kahretsin onları! Nasıl da haktan yüz çeviriyorlar!" (Münafikun, 4)
- Milletin derdine gelecek olursak! / 18.01.2025
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025
- Bu ülkeyi fırsatçılar mı yönetiyor? / 16.01.2025
- Sürecin adı belli değil ama sahibi belli / 15.01.2025
- Emeklileri hallettiler sıra ailede / 13.01.2025
- ‘Duanız olmasa Rabbim, size ne diye değer versin?’ / 12.01.2025
- Talan edilmiş Anadolu’dan tam bağımsız Türkiye’ye / 11.01.2025
- Devlet Bahçeli’nin bebek katiline ilgisi yeni değilmiş / 10.01.2025
- Papa, Öcalan sürecine dahil olacak mı? / 09.01.2025