Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz haftalarda yaptığı "müzakereler durursa durur" efelenmesinin içinin boş olduğunu duyurmuş ve Başbakanın iç kamuoyuna farklı, dış kamuoyuna farklı mesajlar vererek durumu idare etmeye çalıştığını vurgulamıştık. İşte Başbakan Erdoğan'ın "iki yüzünden" gerçek olana, yani dış kamuoyuna, hem de dışarıda verdiği mesaja somut bir örnek: Başbakan Erdoğan, İspanyol El Pais Gazetesi'ne verdiği demeçte, gazetenin AB Komisyonu genişlemeden sorumlusu Olli Rehn'in, 'eğer Türkiye reformları hızlandırmaz ise ve limanlarla havaalanlarını Kıbrıs Rum yönetimine açmaz ise AB ile Türkiye arasında bir tren kazası yaşanabilir' açıklamasını hatırlatması üzerine şunları söylüyor: "Bir tren kazasından bahsetmek doğru olmaz. Biz Avrupa hedefimizi böyle bir kaza çerçevesinde oluşturmadık. Amacımız AB'ye kazasız girmek. Hedefimize ulaşacağımızdan eminiz. Sayın Rehn bundan emin olsun istenilenler gerçekleşecektir."Başbakan Erdoğan, "limanlar açılmazsa müzakereler durur" diyen Rehn'e sadakatlerini bildirdikten sonra, "istenilenler gerçekleştirilecektir" diyerek de AB nokta-i nazarında kuşkuya mahal bırakmıyor. Erdoğan ve hükümeti, bugüne kadar olmadığı gibi bundan sonra da AB kutsal hedeflerinden vazgeçecek değiller. Çünkü bu hedef, onların tutunacakları yegane dal. AB'den başka ne bir projeleri, ne bir tezleri, ne bir modelleri, ne de söyleyecekleri bir şey var. Bütün ekonomik, iç ve dış politik dengeler de zaten AB, ABD, IMF üçlüsü üzerine kurulu değil mi?Bu bakımdan Başbakan Erdoğan'ın birkaç hafta arayla yaptığı iki açıklamada, hangisinin gerçek olduğunu çözmek güç değil. Tabii ki, Olli Rehn'e verilen sadakat yemini gerçeğin ta kendisidir. Müzakereler durursa durur mu?O, Türk halkını kandırmak için Başbakanın söylerken bile içini doldurmadığı bir kandırmaca. Nitekim Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier de, başbakan Erdoğan'ın AB karşıtı bu çıkışları kendisine sorulduğu zaman kendinden gayet emin ve rahat bir üslupla, "Türkiye'nin resmi politikasının bu olmadığını biliyoruz" demişti. Aynı şekilde Yunan basını da, Rum Kesimi'ne liman ve havaalanlarının açılması konusunda Başbakan Erdoğan'ın Karamanlis'e söz verdiğini ama kamuoyunun tepkisinden çekindiği için bu icraatı seçim sonrasına bırakma sözü verdiğini açıklamıştı. Bütün bunlar tesadüf olamayacağı gibi, başbakan Erdoğan'ın kendi halkına karşı samimiyetini ve saygısını da göstermektedir.Başbakan Erdoğan içeride farklı, dışarıda- ve özellikle havada, ayakları yerden kesik olduğu zamanlar- farklı konuşmaktadır. İçeride AB'ye karşı efelenirken, "müzakereler durursa durur" diye nara atarken, dışarıda "efendim siz sakın endişe etmeyin, istenilenler yerine getirilecektir" diyebilmektedir.Türk halkının gözünün içine bakıla bakıla söylenen bu sözlerin hesabını yine halkın kendisi verecektir.Artık halkın boş sözlere ve içi boş efelenmelere karnı tok. Ekonomiden siyasete, dış politikadan iç politikaya kadar yapılan her icraatın ardındaki karanlık güçleri ve kullanılan taşeronları görebilme ferasetine sahip olan Yüce Türk milleti, kendisine karşı yapılan bu tutumun faturasını kime, ne zaman ve nasıl keseceğini çok iyi bilir.Hiç kimse merak etmesin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012