Gürcistan'ın devrik başkanı Edvard Şveardnadze'nin devletlerin "dağılması" ile ilgili altı çizilecek bir tespiti var. Şevardnadze "ülkeler dört türlü yıkılır" dedikten sonra sözü, Sovyetler'in parçalanmasına getiriyor ve şöyle söylüyor:
" Sovyetler Birliği bir tek kelime yüzünden yıkıldı gitti; 'Perestroika...' Bir gece önce imparatorluktuk. Ertesi sabah uyandığımızda sırf bu Perestroika yüzünden artık sadece bir devlet, Rusya olmuştuk."
Sonu ne olursa olsun devrik Şevardnadze'nin bu bilgece lafına şapka çıkarmamız gerekiyor. Çünkü "bir tek kelime yüzünden koca bir imparatorluk gitti" lafı TürkiyeCumhuriyeti'nin bugününe, yarınına aynalar tutuyor.
Nasıl mı?
Hemen cevap verelim.
Türkiye'nin Perestroika'sı bugün iki kere üzüntüyle ifade edelim ki "Avrupa Birliği"dir.
Türkiye'yi bir gece içinde olmasa da bir süreç içinde, AB süreci içinde parçalamanın tek kelimelik adıdır bu kavram. Bütün kapalı kapıları açan bir maymuncuk vazifesi gören AB, Batının yüz yıllık "Şark Meselesi"nin 80 yıllık bir aradan sonra büründüğü yeni kisvedir.
İşte bunun en "baba" örneklerinden birisi bugün Kıbrıs'ımızda sergileniyor.
Gemi azıya aldılar
İçimizdekiler-dışımızdakiler elbirliği-işbirliği içinde "Kıbrıs'ı vermezseniz AB'yi unutun" diyorlar.
Konunun taşeronlarından Mehmet Barlas üstelik kameraların önünde, milyonlarca insanın gözünün içine baka baka, tam bir fütursuzlukla işi "Türk askeri işgalcidir"e kadar götürdü.
İnsanın kanı donuyor.
Kendi askerine, üstelik uluslararası hukuktan ve Kıbrıs Anayasası'ndan kaynaklanan bir hakkı kullandığı için, bir katliamı önlemek adına adaya çıkan askerine bir "Rum gibi" konuşabiliyor.
"Türk askeri Kıbrıs'ta işgalcidir."
İşin vahim, ağlanacak boyutuna bakınız ki bu Mehmet Barlas için bir "İslamcı" gazetenin sahibi "ona hayranım" ifadesini kullanabiliyor.
Hükümet Loizidu davasıyla bir fetih'i, işgale çevirip beş bin şehidimizi Niyazi haline (kendince) getirebiliyor.
Kendilerini ülkenin sahipleri olarak tanımlayanlarsa sadece ve hâlâ "biz güçlüyüz" lafından başka bir üretmiyor.
AB örtüsü
her şeyi temizler!
Avrupa Birliği öylesine bir kavram, kavram haline getirildi ki her türlü kirli işin örtüsü oldu. Ne yaparsanız yapın eğer işin başına AB sıfatını takarsanız, her şey bembeyaz oluyor.
Avrupa Birliği istiyorsa Kıbrıs'ın verilmesi doğrudur.
Avrupa Birliği istiyorsa Ege'nin verilmesi haktır.
Avrupa Birliği istiyorsa Güneydoğu'yu vermek için beklemek bile hatadır.
Peki bu kadar şeyi verdikten sonra, Avrupa Birliği -geriye bir şey kaldıysa tabii- sizi acaba alacak mı? diye sorsanız onun karşılığı koskocaman bir meçhul...
Erol Manisalı hoca evvelki akşam anlamlı bir tasvir yaptı.
"Sevr imzalandıktan sonra Anadolu'yu İngilizler, Fransızlar parça parça işgal etmişlerdi. Sizce biz bu şekilde AB'ne girmiş mi oluyorduk?" diye sordu. Emin olun Mehmet Barlas buna da "hayır" demedi, "evet" diye bir cevap verdi.
Kıbrıs'ta NGO'lar, Türkiye'de mütareke basını görünen o ki işareti aldı. "Gün bugündür, verdiğimiz maaşların karşılığı ödemenizin tam zamanıdır" startıyla, tüm kavramları tüketerek ve kirleterek bütün kirlerini bu milletin ve bu toprakların üstüne üstüne boşaltıyorlar.
Onlar istedikleri kadar gemi azıya alsınlar, görevlerini yapadursunlar, kendi marjinalliklerini "ortalama" imiş gibi göstermeye çalışsınlar biz şunu çok iyi biliyoruz:
Kıbrıs bizim için "Hala Sultan'ın" yattığı yerdir!
Kıbrıs bizim için "anavatan"dır!
Kıbrıs bizim için kendisi yoksa, Türkiye'nin de olmadığı yerdir!
Üç beş çapulcu ve satılmış istedi diye Kıbrıs'taki Türk milleti yanlış yapmaz. Tarih sahneden silinmiş, nice kavimlerin hikayeleri ile doludur.
Cenab-ı Hak "İçimizdeki beyinsizler yüzünden" inşaallah bu milleti helak etmeyecektir.
Kim bilir belki de Kıbrıs'taki seçimler bu imtihanın tecelli ettiği bir zaman ve mekandır!
" Sovyetler Birliği bir tek kelime yüzünden yıkıldı gitti; 'Perestroika...' Bir gece önce imparatorluktuk. Ertesi sabah uyandığımızda sırf bu Perestroika yüzünden artık sadece bir devlet, Rusya olmuştuk."
Sonu ne olursa olsun devrik Şevardnadze'nin bu bilgece lafına şapka çıkarmamız gerekiyor. Çünkü "bir tek kelime yüzünden koca bir imparatorluk gitti" lafı TürkiyeCumhuriyeti'nin bugününe, yarınına aynalar tutuyor.
Nasıl mı?
Hemen cevap verelim.
Türkiye'nin Perestroika'sı bugün iki kere üzüntüyle ifade edelim ki "Avrupa Birliği"dir.
Türkiye'yi bir gece içinde olmasa da bir süreç içinde, AB süreci içinde parçalamanın tek kelimelik adıdır bu kavram. Bütün kapalı kapıları açan bir maymuncuk vazifesi gören AB, Batının yüz yıllık "Şark Meselesi"nin 80 yıllık bir aradan sonra büründüğü yeni kisvedir.
İşte bunun en "baba" örneklerinden birisi bugün Kıbrıs'ımızda sergileniyor.
Gemi azıya aldılar
İçimizdekiler-dışımızdakiler elbirliği-işbirliği içinde "Kıbrıs'ı vermezseniz AB'yi unutun" diyorlar.
Konunun taşeronlarından Mehmet Barlas üstelik kameraların önünde, milyonlarca insanın gözünün içine baka baka, tam bir fütursuzlukla işi "Türk askeri işgalcidir"e kadar götürdü.
İnsanın kanı donuyor.
Kendi askerine, üstelik uluslararası hukuktan ve Kıbrıs Anayasası'ndan kaynaklanan bir hakkı kullandığı için, bir katliamı önlemek adına adaya çıkan askerine bir "Rum gibi" konuşabiliyor.
"Türk askeri Kıbrıs'ta işgalcidir."
İşin vahim, ağlanacak boyutuna bakınız ki bu Mehmet Barlas için bir "İslamcı" gazetenin sahibi "ona hayranım" ifadesini kullanabiliyor.
Hükümet Loizidu davasıyla bir fetih'i, işgale çevirip beş bin şehidimizi Niyazi haline (kendince) getirebiliyor.
Kendilerini ülkenin sahipleri olarak tanımlayanlarsa sadece ve hâlâ "biz güçlüyüz" lafından başka bir üretmiyor.
AB örtüsü
her şeyi temizler!
Avrupa Birliği öylesine bir kavram, kavram haline getirildi ki her türlü kirli işin örtüsü oldu. Ne yaparsanız yapın eğer işin başına AB sıfatını takarsanız, her şey bembeyaz oluyor.
Avrupa Birliği istiyorsa Kıbrıs'ın verilmesi doğrudur.
Avrupa Birliği istiyorsa Ege'nin verilmesi haktır.
Avrupa Birliği istiyorsa Güneydoğu'yu vermek için beklemek bile hatadır.
Peki bu kadar şeyi verdikten sonra, Avrupa Birliği -geriye bir şey kaldıysa tabii- sizi acaba alacak mı? diye sorsanız onun karşılığı koskocaman bir meçhul...
Erol Manisalı hoca evvelki akşam anlamlı bir tasvir yaptı.
"Sevr imzalandıktan sonra Anadolu'yu İngilizler, Fransızlar parça parça işgal etmişlerdi. Sizce biz bu şekilde AB'ne girmiş mi oluyorduk?" diye sordu. Emin olun Mehmet Barlas buna da "hayır" demedi, "evet" diye bir cevap verdi.
Kıbrıs'ta NGO'lar, Türkiye'de mütareke basını görünen o ki işareti aldı. "Gün bugündür, verdiğimiz maaşların karşılığı ödemenizin tam zamanıdır" startıyla, tüm kavramları tüketerek ve kirleterek bütün kirlerini bu milletin ve bu toprakların üstüne üstüne boşaltıyorlar.
Onlar istedikleri kadar gemi azıya alsınlar, görevlerini yapadursunlar, kendi marjinalliklerini "ortalama" imiş gibi göstermeye çalışsınlar biz şunu çok iyi biliyoruz:
Kıbrıs bizim için "Hala Sultan'ın" yattığı yerdir!
Kıbrıs bizim için "anavatan"dır!
Kıbrıs bizim için kendisi yoksa, Türkiye'nin de olmadığı yerdir!
Üç beş çapulcu ve satılmış istedi diye Kıbrıs'taki Türk milleti yanlış yapmaz. Tarih sahneden silinmiş, nice kavimlerin hikayeleri ile doludur.
Cenab-ı Hak "İçimizdeki beyinsizler yüzünden" inşaallah bu milleti helak etmeyecektir.
Kim bilir belki de Kıbrıs'taki seçimler bu imtihanın tecelli ettiği bir zaman ve mekandır!
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021