Bu bir kampanya ve siz gerçeği görene kadar devam edecek. Gazeteniz Yeni Mesaj binlerce haber arasından gerçek gündemi yakalayıp size sunuyor. O yüzden Yeni Mesaj gazetesi okuyucuları olayların arka planını anlamada çok şanslı. Geçen hafta gazeteniz Yeni Mesaj'da "Muhalefetten ABD'ye akın" başlıklı haber-analiz yazısı vardı.
Yazıda "Türkiye'de iktidar olsun, TBMM'de temsil edilen muhalefet olsun; sıkışan veya yeni bir açılıma imza atmak isteyen siyasi partiler, hatta siyaset kulvarında yer bulmak isteyen siyaset adayları soluğu ABD'de alıyor. Türkiye'de yıllardır bu mizansen değişmiyor." şeklinde ifade edildi.
Türkiye'nin asıl sorunu iktidarın da muhalefetin de yetkiyi milletten almasına rağmen sanki milletin kararını onaylayan makammış gibi soluğu ABD kapısında almasından kaynaklanıyor. Millet de kendi iradesi ile dalga geçen bu hadiseyi dünyanın şartları olarak görmesi ise ayrı bir vahamet.
İktidarın alternatifi olması beklenen ana muhalefet partisinin durumunu CHP'nin eski Genel Sekreteri ve Anayasa Hukuku hocası Prof. Dr. Süheyl Batum özetlemişti. Ne demişti tecrübeli hukukçu: "Bu sistem zaten AKP'yi iktidara getirdi. Siz Amerika'ya adam göndererek, 'AKP'yi devir, beni getir' diyebilir misiniz." İktidarın da muhalefetin de millete ihanet edercesine bu biat kültürünü ispat etmektedir.
ABD'ye giden iktidar ve muhalefetin ziyaret ettiği düşünce kuruluşlarını hatırlayalım. Ki bunlar ABD politikalarının hatta geleceğin başkanının belirleyicileri olan güçlü lobiler. Bunlar;
* Amerikan Gelişim Merkezi (Center for American Progress)
* Partizan Politika Merkezi ( Partisan Policy Center)
* Brookings Institute
Brookings Enstitüsü'nü Kemal Derviş'in biat kültürünü hatırlatan sözünden hatırlayacaksınız. Basın arşivinden hatırlayalım. Ne demişti Derviş: "Başbakan da, başbakan olmadan önce ABD'ye gitmişti."
İktidarı da muhalefeti de önce soluğu okyanus ötesinde alıyor. Hesap veriyor, ev ödevini alıyor sonra gelip meydanlarda millet iradesi nutukları atıyorlar. Vekalet veren de bu durumdan gocunmuyor.
İyi de başka kim var diyen hacı amcaya ve kendini vatansever görenlere şunu demek istiyoruz:
Bunlar iktidar için ABD'nin ayağına koşuyorlar. Bir bu tabloya bakın diğer taraftan ABD'nin geçmişte Prof. Dr. Haydar Baş'ın ayağına getirdiği teklife, verdiği cevaba bakın. İktidarın kabul ettiği muhalefetin de sıra beklediği imkan ve desteği Sayın Baş: "Bu adamlar bize bunu verirken namusumuzu isteyecekler, vatanımızı isteyecekler, devletimizi, dinimizi ve servetimizi isteyecekler. Ben bunların hiçbirini veremem. Ben bu dünyaya bir defa geldim, ahiret için çalışıyorum" gerekçesi ile reddetmiştir. Meclis'te böyle bir siyasetçiyi görmeyi çok özlediniz değil mi?
Yazıda "Türkiye'de iktidar olsun, TBMM'de temsil edilen muhalefet olsun; sıkışan veya yeni bir açılıma imza atmak isteyen siyasi partiler, hatta siyaset kulvarında yer bulmak isteyen siyaset adayları soluğu ABD'de alıyor. Türkiye'de yıllardır bu mizansen değişmiyor." şeklinde ifade edildi.
Türkiye'nin asıl sorunu iktidarın da muhalefetin de yetkiyi milletten almasına rağmen sanki milletin kararını onaylayan makammış gibi soluğu ABD kapısında almasından kaynaklanıyor. Millet de kendi iradesi ile dalga geçen bu hadiseyi dünyanın şartları olarak görmesi ise ayrı bir vahamet.
İktidarın alternatifi olması beklenen ana muhalefet partisinin durumunu CHP'nin eski Genel Sekreteri ve Anayasa Hukuku hocası Prof. Dr. Süheyl Batum özetlemişti. Ne demişti tecrübeli hukukçu: "Bu sistem zaten AKP'yi iktidara getirdi. Siz Amerika'ya adam göndererek, 'AKP'yi devir, beni getir' diyebilir misiniz." İktidarın da muhalefetin de millete ihanet edercesine bu biat kültürünü ispat etmektedir.
ABD'ye giden iktidar ve muhalefetin ziyaret ettiği düşünce kuruluşlarını hatırlayalım. Ki bunlar ABD politikalarının hatta geleceğin başkanının belirleyicileri olan güçlü lobiler. Bunlar;
* Amerikan Gelişim Merkezi (Center for American Progress)
* Partizan Politika Merkezi ( Partisan Policy Center)
* Brookings Institute
Brookings Enstitüsü'nü Kemal Derviş'in biat kültürünü hatırlatan sözünden hatırlayacaksınız. Basın arşivinden hatırlayalım. Ne demişti Derviş: "Başbakan da, başbakan olmadan önce ABD'ye gitmişti."
İktidarı da muhalefeti de önce soluğu okyanus ötesinde alıyor. Hesap veriyor, ev ödevini alıyor sonra gelip meydanlarda millet iradesi nutukları atıyorlar. Vekalet veren de bu durumdan gocunmuyor.
İyi de başka kim var diyen hacı amcaya ve kendini vatansever görenlere şunu demek istiyoruz:
Bunlar iktidar için ABD'nin ayağına koşuyorlar. Bir bu tabloya bakın diğer taraftan ABD'nin geçmişte Prof. Dr. Haydar Baş'ın ayağına getirdiği teklife, verdiği cevaba bakın. İktidarın kabul ettiği muhalefetin de sıra beklediği imkan ve desteği Sayın Baş: "Bu adamlar bize bunu verirken namusumuzu isteyecekler, vatanımızı isteyecekler, devletimizi, dinimizi ve servetimizi isteyecekler. Ben bunların hiçbirini veremem. Ben bu dünyaya bir defa geldim, ahiret için çalışıyorum" gerekçesi ile reddetmiştir. Meclis'te böyle bir siyasetçiyi görmeyi çok özlediniz değil mi?
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021