Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Bakanlık olarak ilk kez KOSGEB aracılığıyla imalatçı esnaf ve sanatkara, "sıfır" faizli ve 18 ay vadeli 25 bin YTL'ye kadar kredi kullandırılacağını açıkladı.Bu haber basınımızda "Esnafa sıfır faizle 25 bin YTL kredi" şeklinde yer aldı.Sağlanılması düşünülen bu kredinin hacminin 125 milyon YTL olacağı da ifade edildi. Çağlayan'ın verdiği bilgiye göre, sıfır faizli kredi, ilk 6 ayı ödemesiz, 3 ayda bir ödemeli ve 18 ay vadeyle verilecek.Sıfır faizli kredi. Kulağa oldukça hoş geliyor.Hoş geliyor gelmesine ama ya sonra?Ülkemizde peynir ekmek gibi kredi kartı ve kredi dağıtılıyor.110 milyar YTL'si bireysel kredi olmak üzere kurumlar da dahil bankalara olan toplam kredi borcu 360 milyar YTL civarında.Bu kadar borç niye oluştu?Eğer bireyler ve kurumlar para kazanabilseydi, bu kadar kredi borcu olacak mıydı? Elbette ki hayır.Bu borç dağının oluşmasındaki en büyük sebep, çalışanların maaşlarının yetersiz kalması, sanayici ve üreticilerin ise olumsuz piyasa şartlarından dolayı para kazanamamasıdır.Neticede negatif içerikli krediler her gün artıyor, kara listeye yeni yeni şahıslar ve şirketler ekleniyor, çekler senetler patlıyor.Evlere, işyerlerine haciz üstüne haciz geliyor.Her zaman ifade ettiğimiz gibi, tüketici borçlanarak tüketim yapıyor, üretici borçlanarak üretim yapıyor.Maalesef ekonomimiz borç temeli üzerine kurulmuş ve sallanıyor.Tüketicinin zaten aylığı, kazancı asli ihtiyaçlarına yetmiyordu, bir de karşısına kredi faiz borcu çıktı, debelenip duruyor. Tüketici güven endeksinin Cumhuriyet tarihinin en dip noktasında olması boşuna değil. Tüketici bu haldeyken, ilave olarak elektrik, doğal gaz gibi en temel masraf kalemlerine de zam üstüne zam gelmeye başladı. Üretici ise, iç pazarda korkunç bir daralma var, malını satamıyor. Maliyetler çok yüksek daha da yükselmeye devam ediyor, bu sebeple fiyatlarını aşağıya çekemiyor. Malı stoğa atıyor, küçülüyor, işçi çıkartıyor, daha da dayanamazsa kepenk kapatıyor.İhracat şansı da oldukça zayıf. Ucuz döviz ve dalgalı kur politikası sebebiyle maliyet hesabı yapamıyor, hatta o kadar emek harcamasına rağmen bir kalemde zarar edebilebiliyor. İhracatçının dış piyasada rekabet edebilmesi imkansız hale geldi.Şimdi böyle bir üretim, tüketim ve pazar ortamında siz üreticiye, sanayiciye faizsiz kredi veriyorsunuz. Sizce bunun anlamı nedir?Kredi alanlar eğer işler rayında giderse -ki bahsettiğim ekonomik tabloda işler nasıl iyi gitsin- ve bu krediyi zamanında öderse bu kredi sıfır faizli, peki, ya ödeyemezse? O sıfır faiz nasıl dağ gibi faiz oluveriyor.Mevcut ekonomik şartlarda ödeyemeyecekleri de kesin. Milli bir ekonomik politika geliştirilmeden, tüketicinin hali iyileştirilerek iç pazar canlandırılmadan, yerli hammadde ve enerji devreye konularak maliyetler aşağıya çekilmeden, ihracat gereği gibi sübvanse edilerek dış piyasada rekabet sağlanmadan üreticiye ve sanayiciye verilecek olan her kuruş kredi, onun iflasını ve haczini getirecektir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024