Allah Resulü'nün (s.a.a) 'Evladım', 'Reyhanım' dediği, Ehl-i Beyt'in gönca gülü, son Peygamber elinde, Âl-i Aba evinde, Allah'ın ikram ve ihsanı ile terbiye olan yüce şahsiyet İmam Hüseyin (a.s) cömertlikte zirve idi. Tutmak, acımak, kaldırmak konu oldu mu, infak ve ihsanı ile derman olur, kapısına gelen umutsuz ayrılmazdı.
İmam Hüseyin'e (a.s), bir arabi misafir olur. Yemek hazırlanıp getirilince, köylü kıtlıktan çıkmış gibi o kadar hırs ve iştahla yer ki, Hz. İmam (a.s) mertliği gereğince çok sevinir.
"Ya şeyh! Evli misin? Çocukların var mı?" diye sorar.
Bunun üzerine fakir köylü der ki: "Ya İmam! Evliyim. Sekiz evladım vardır ki, ben onların hepsinden yakışıklıyım. Amma onlar benden oburdurlar."
İmam Hüseyin (a.s), bu samimi temiz yürekli adamın cevabından son derece memnun olur.
"Bu da çocukların hisseleridir" diye on bin dirhem yardımda bulunur.
Kimin cömertliğinden bahsediyoruz?
Bizzat Cenab-ı Hakk'ın ismini verdiği, Cebrail'in (a.s) beşiğini salladığı, Allah Resulü'nün parmaklarından emen, Allah'ın, cömertlik ve ikramlarını Kur'an-ı Kerim'de övdüğü Hz. Fâtıma'nın (a.s) İmam Ali'nin (a.s) oğlundan bahsediyoruz.
Kudret, feyiz, hikmet, muhabbet pınarından beslenen, yaşayandır ki, kıyamete kadar cömertliğe âşık gönüllere akacak olandır.
Bir gün Hüseyin (a.s)'ın önünde bir dilenci durdu ve şu şiiri okudu:
"Senin tokmağını çalan
Ve isteyen, asla eli boş dönmez.
Sen cömertsin, sen güvenilirsin
Babansa fasıkları öldürendi."
Hüseyin (a.s) derhal kapıya koştu. Adamın görünüşünden yoksul ve ihtiyaç sahip olduğunu anlayınca, Kamber'i çağırdı ve şöyle dedi. "Bizim nafakamızdan geriye ne kaldı?"
Kamber, "Aile halkının arasında bölüştürmemi istediğin iki yüz dirhem kaldı" dedi.
İmam (a.s), "Şimdi sen o parayı getir. Çünkü o anda bu parayı daha çok hak eden geldi" dedi ve parayı alıp dilenciye verdi. Ayrıca ondan özür dileyerek şu şiiri okudu:
"Al şunu ki ben senden özür dilemekteyim
Bil ki sana şefkatle bakmaktayım
Eğer yarın önümüze çıkarsa bolluk
Üzerine cömertliğimizi akıttığımızı görürsün
Fakat zamanın şartları değişkendir
Şu an elim dardadır."
Bedevi teşekkür ederek sadakayı aldı, ona hayır duada bulundu ve onu övmek maksadıyla şu şiiri okudu:
"Tertemiz kılınmışlar, yakaları temiz mi temizdir,
Nerede anılırlarsa onlara salavat gönderilir
Sizler, sizler en üstünsünüz; sizin yanınızdadır
Kitab'ın ilmi, surelerin getirdiği
Bir kimse nesebini söylerken Ali (a.s) soyundan değilse
İnsanlar içinde övünecek bir şeyi yoktur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, İcmal yy. s.61-62).
İmam Hüseyin'in ilim, irfan, cömertlik ve mertliği âlemi kuşatacak kadar büyük.
O öyle bir cömertliğe büründü ki, en yakınları, en sevdikleri ile, şehadetin cömertliğini bu ümmete ikram ettiler.
Öyle bir cömertlik ki, kıyamete kadar kazancı her an çoğalan, hakikate âşık eden cömertlik. Allah'a yakın kılan cömertlik. Zulmü yıkan, mazlumu tutup kaldıran, münafıkların oyunlarını bozan, Muaviye ve Yezid'e lanet yağacak cesaretin cömertliği. Muaviye ve Yezit suyundan içenler bu hakikat cömertliğinden mahrum olanlardır. Şeytanlar, şeytanlaşmış olanlar, nefsin zebunu olanlar, elbette Muaviye ve Yezit tarafında olacaktır.
Ehl-i Beyt kapısına bu kirlilikle girilmez Hüseyin kapısında leke olmaz. Leke tutmaz.
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021