Aylar öncesinden fitili ateşlediler, her fırsatta alttan alttan kazanı kaynattılar.
40 yılı aşkın süredir malum terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı içerden ve dışardan aldığı destek ve yardımlarla, binlerce askerimizi ve sivil insanımızı şehit etti, on binlerce gazimizin olmasına sebep verdi.
Ve şimdi malum zihniyet, Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesi gereğince ölüm cezasına çarptırılan, idam cezası kaldırıldığı için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile 26 yıldır hak ettiği delikte cezasını çeken bebek katilini muhatap alarak görüşmeler başlattı.
Yetmedi, heyetler gönderdi. Komisyonlar kurdurdu ve çözümün tek adresi bu caniymiş gibi adam yerine koydu. Bunun da adına barış görüşmeleri ve barış süreci diye vatandaşlara anlatmaya çalıştı.
Seyreltmiş incelikte, nazik nazik, alıştıra alıştıra bir oldu bittiye getirilerek millete kabul ettirilmeye çalışıldı.
Ve şimdi en son gelinen noktada deniliyor ki, "Gerekirse alırım üç arkadaşımı gider yüz yüze konuşurum".
Elinizi ayağınızı tutan yok, yok olmasına da, siz değil miydiniz "Bunlarla görüşen, konuşan yan yana gelen …..dır" diyen.
Teröristle masaya oturan, muhattap alan, şudur budur diye ahkam kesen.
Hatta o kadar ileri götürdünüz ki bu tabirleri seçim zamanı halka montaj videolarla gösteriler yapıp, oyunuzu ha Kandil'e vermişsiniz ha bunlara vermişsiniz diye propaganda yapmıştınız.
Türkiye'de hiç kimse yoktur ki teröre aleni destek olsun, insan öldürene askerimizi ve polisimizi şehit eden alçaklara destek olsun.
Zaten destek olan ve yardım yataklık eden şu veya bu şekildeki şerefsizler, ne Türk olanlardır, ne de Kürt olanlardır.
Bizi biz yapan et tırnak olmuş birlikteliğimiz ve kan ile bağlı akrabalığımızdır.
Bizi kimse etnik köken ve mezhep ile ayıramadı, ayırmayacak da.
Toplumsal barış ve kardeşlik için karşı olduğumuz hiçbir mesele yoktur.
Fakat bizi bölmeye çalışan, bunu da iç ve dış destekler ile silahlı örgüt kurarak devletin ve yaşayan halkın canına malına, ırzına namusuna göz koyarak yapmak isteyenlere de kimse kusura bakmasın izin veremeyiz.
Bunca yıldır yaşanan acıları bir kenara koyarak, bebek katilini tırnak içinde önder, söz sahibi kişi gibi allayıp pullamak kabul edeceğimiz bir eylem değildir.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir diye her gün televizyonlarda gerine gerine konuşma yapanlar, topluma nutuk atanlara hatırlatmak isterim.
TCK 125 çok açık. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan bir soysuzun normal açık cezaevindeymiş gibi her gün çarşaf çarşaf söylediklerini servis etmek suçtur.
Bağrı yaslı anaları, dul kalmış kadınları, babasız ve anasız büyümüş çocukları, gözü yaşlı dedeleri ve nineleri daha fazla incitmeyin.
Tarih bu zamanı asla unutmaz, biz de unutturmayız.
O yüzden siz İmralı canisi ile görüşmeye giderken, biz de bu memleketi kuranları, vatanı ve milleti için hayatlarını ortaya koyan insanları anmak için, memleketimiz sahipsiz değildir demek için, 7 Aralık Pazar günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Anıtkabir'deki istirahatgâhında ziyarete gidiyoruz.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş Beyefendi eşliğinde 7 Aralık 2025 Pazar günü tüm vatandaşları Cumhuriyet'e ve Atatürk'e sahip çıkmaya davet ediyorum.
9. Olağan Kongresini 7 Aralık'ta Ankara'da yapacak olan BTP tüm vatandaşları ve geleceğe sahip çıkacak tüm gençleri bekliyor.
Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye…
- Gebzespor Futbol Kulübü / 22.11.2025
- Ruhu olan yollar / 21.11.2025
- Havadan sudan / 20.11.2025
- 26 Kasım deprem tatbikatı: 'Marmara’da yaşayan Simonlar' / 18.11.2025
- Hukuk / 17.11.2025
- Gençliğin umudu / 21.10.2025
- Gümüşhaneliler, Kirazpınar tapu meselesi / 20.10.2025
- Bir garip düzenleme / 26.09.2025
- Çamur at izi kalsın / 24.09.2025
















































































