Tam zamanıdır. 1.Tezkerenin kabulu ve 2. tezkerenin reddi öncesi ve sonrasında yapılan görüşmeler ve varolduğu söylenen mutabakat metni derhal kamuoyuna açıklanmalıdır.
O kritik günlerde Amerikalılar neler istedi, neyi kabul etti, neleri kabul etmedi, anlaşmaya bağlanamayan konular nelerdi? Tüm bunları kapsamlı bir metinle millete duyurulmalıdır.
Görüşmeleri yürüten Dışişleri Bakanlığı, olmazsa bu sürecin en önemli ayağında bulunan Genelkurmay Başkanlığı, tezkerelerin seyrini aktarma konusunda tarihi bir görev ve vebal altında bulunuyorlar.
Bu konuda hiçbir nokta açıkta kalmamalıdır. Kalmamalıdır ki Amerika'nın Türk askeri ve Türkiye üzerindeki gerçek niyeti anlaşılabilsin.
"Türk askeri Irak'la girerse Türikye'nin menfaatleri korunacak" aymazlığını gösteren "temel iradeleri" ve gündemi yönlendiren medya belki bu yolla uyanır!
Dönemin Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın acemilik günlerine geldiği için ağzından kaçırdığı "öyle şeyler istiyorlar ki açıklasam hayretler içinde kalırsınız" dediği o süreç aydınlanmadan, Irak'a asker gönderelim tartışmaları durulamaz. Mürekkebi Amerikadan dolan kalemler ve işgal altındaki siyaset ve herkim varsa, Türiye'yi girdiği yanlış yoldan geri çevirmeliler.
Aksi takdirde korkarım Irak'a gel denilen Türk askeri bölgede hiç olmadığı kadar yıpranacak, deyim yerindeyse dayağı yiyip yerine oturacaktır. Bu temel tesbitin nedeni sakın yanlış anlaşılmasın, bölgede bir kurtuluş savaşı veren Irak halkı değildir. Tabii ki Irak halkı bu duruma karşıdır ve bunun için refleks tepkisini ortaya koyacaktır. "Türk Askeri gelmesin karşı koyarız" diyerekte zaten tepkisini ortaya koymuştur. Ancak benim bahsettiğim büyük tehlike Irak halkı değil bizzat ABD'nin kendisidir.
Süleymaniyede başına çuval geçirilen 11 Türk subayı....
9 Türkmen'i öldüren Albay Mayville'ın attığı kurşunlar...
Tüm bu saldırıların odağında kim var dersiniz?
Cevap ortada: ABD'nin hedefi TSK'dır ve görünen o ki Türk Ordusu terbiye edilecektir, taki Lejonerliği kabul edinceye kadar.
Türk milletinde "Dünyanın en güçlü ordusu bizim askerimizdir" inancını Süleymaniyede yerle bir eden ABD, şimdi de Irak'ta yeni oyunlar peşindedir.
Doğal olarak insanın aklına şu müthiş soru geliyor.
"Sakın Amerikalılar bu savaşı bizi Irak'a çekmek için uzatıyor olmasınlar"
İddia ciddidir ve işte tam da bu noktada tezkereler süreci aydınlatılmalı, Amerika ile yapılan görüşmeler hiç bir sır kalmaksızın halkla paylaşılmalıdır. Gerçekler işte o zaman gün yüzüne çıkacak, niyetler, senaryolar netleşecektir.
Bu çok önemli ve hayati duruma ilişkin temel soru şudur:
"Amerikalılar son anda ortaya çıkan meclis iradesi olmasaydı, Türkiye topraklarında 100 bin asker, bir o kadar üs ve uçaklarla acaba ne yapacaktı? TSK Irak savaşında Türk topraklarına konuşlanamayan ABD tarafından boğulamadığı için mi acaba daha müsait koşullara, Irak'a çekilmeye çalışılıyor".
Tezkere görüşmeleri açıklanırsa emin olun bunlar da aydınlanacaktır. ABD'nin Türk askerini kabul edip etmediği ortaya çıkacaktır.
Yaşar Yakış'a küçük dilini yutturan gerçekler bir bir dökülecektir.
Genelkurmay Başkanı'nın "Ben albayken Amerikalılar Irak için Türkiye'de üslenmişlerdi, Genelkurmay Başkanı oldum hala aynı iş için topraklarımızdalar. Doğrusu şu ki, ABD girdiği yerden çıkmıyor" açıklamasının perde arkası netlik kazanacaktır.
Böylece de "Türk askeri Irak'ta Türkiye'nin menfaatlerini koruyacak" iddiası ya bir yalan olarak çürüyecek ya da şartlara teslim olacağız.
Şimdi Hükümet ya da Genelkurmay tarafından açıklandığı takdirde cevabını bulacak tezkere sorularına geçebiliriz.
1- ABD görüşmelerin herhangi bir sürecinde Türk askerinin Kuzek Irak'a girmesini kabul etti mi etmedi mi? etmedi ise acaba bunun nedeni nedir? Konunun Kuzey Irak'ta kurmak istendiği söylenen Kürt devleti ile bir ilgisi acaba varmıdır?
2- ABD mart ayında Türk Askerinin bir tekini bile Irak'a kabul etmemişken (onca yıllık NATO dostlugunu da buna ekleyelim) şimdi 10 bin asker istemesi sizce normal mi dir?
3- Bu soruya Amerika sıkıştı, mecbur kaldı o nedenle Türk askerini istiyor cevabı acaba kimleri inandıra bilir?
4- Yine hatırlıyalım, savaşın ilk günlerinde çöl fırtınalarına ve Irak halkının direnci ile batağa saplanan ama buna rağmen Türk askerini kabul etmeyen ABD'nin, bugün bizden istediği asker talebinin bir tuzak olduğunu görmek için acaba ne olmak gerekiyor?
5- Sakın Türk askerini Condelesa Rice'ın söylediği "Orta Doğuda 22 ülke daha değişecek. Irak bunun ilk ayağıdır" sözündeki planlar için sürekli lejoner konumuna getirmeye çalışıyor olmasınlar? Bu da önemli ve üzerinde titizlikle durulması gereken konunun bir başka boyutu değil midir? Amerika'nın talepleri Irak'la bitecek midir? Yarın Askerimizi Fas'a isterse acaba ne yapacağız?
6- ABD tezkereler sürecinde Trabzon ve Samsun Limanını Irak'la ilgisi neydi ki istedi?
Sorular bunlar... Bu tezkereli sorulara bir de tezkere sırrı ekleyelim:
ABD'nin tüm niyetleri biliniyorsa, ve de bilmesi gerekenler bildiği halde "Büyük Senaryo'yu" bozacak hiç bir adım atmıyorlarsa acaba Atatürk'ün nutkun'da ifade ettiği "Gafletten de ilerde bir durum" içinde miyiz?
Tezkere'den- Tasfiye sürecine girdik te haberimiz mi yok?
O kritik günlerde Amerikalılar neler istedi, neyi kabul etti, neleri kabul etmedi, anlaşmaya bağlanamayan konular nelerdi? Tüm bunları kapsamlı bir metinle millete duyurulmalıdır.
Görüşmeleri yürüten Dışişleri Bakanlığı, olmazsa bu sürecin en önemli ayağında bulunan Genelkurmay Başkanlığı, tezkerelerin seyrini aktarma konusunda tarihi bir görev ve vebal altında bulunuyorlar.
Bu konuda hiçbir nokta açıkta kalmamalıdır. Kalmamalıdır ki Amerika'nın Türk askeri ve Türkiye üzerindeki gerçek niyeti anlaşılabilsin.
"Türk askeri Irak'la girerse Türikye'nin menfaatleri korunacak" aymazlığını gösteren "temel iradeleri" ve gündemi yönlendiren medya belki bu yolla uyanır!
Dönemin Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın acemilik günlerine geldiği için ağzından kaçırdığı "öyle şeyler istiyorlar ki açıklasam hayretler içinde kalırsınız" dediği o süreç aydınlanmadan, Irak'a asker gönderelim tartışmaları durulamaz. Mürekkebi Amerikadan dolan kalemler ve işgal altındaki siyaset ve herkim varsa, Türiye'yi girdiği yanlış yoldan geri çevirmeliler.
Aksi takdirde korkarım Irak'a gel denilen Türk askeri bölgede hiç olmadığı kadar yıpranacak, deyim yerindeyse dayağı yiyip yerine oturacaktır. Bu temel tesbitin nedeni sakın yanlış anlaşılmasın, bölgede bir kurtuluş savaşı veren Irak halkı değildir. Tabii ki Irak halkı bu duruma karşıdır ve bunun için refleks tepkisini ortaya koyacaktır. "Türk Askeri gelmesin karşı koyarız" diyerekte zaten tepkisini ortaya koymuştur. Ancak benim bahsettiğim büyük tehlike Irak halkı değil bizzat ABD'nin kendisidir.
Süleymaniyede başına çuval geçirilen 11 Türk subayı....
9 Türkmen'i öldüren Albay Mayville'ın attığı kurşunlar...
Tüm bu saldırıların odağında kim var dersiniz?
Cevap ortada: ABD'nin hedefi TSK'dır ve görünen o ki Türk Ordusu terbiye edilecektir, taki Lejonerliği kabul edinceye kadar.
Türk milletinde "Dünyanın en güçlü ordusu bizim askerimizdir" inancını Süleymaniyede yerle bir eden ABD, şimdi de Irak'ta yeni oyunlar peşindedir.
Doğal olarak insanın aklına şu müthiş soru geliyor.
"Sakın Amerikalılar bu savaşı bizi Irak'a çekmek için uzatıyor olmasınlar"
İddia ciddidir ve işte tam da bu noktada tezkereler süreci aydınlatılmalı, Amerika ile yapılan görüşmeler hiç bir sır kalmaksızın halkla paylaşılmalıdır. Gerçekler işte o zaman gün yüzüne çıkacak, niyetler, senaryolar netleşecektir.
Bu çok önemli ve hayati duruma ilişkin temel soru şudur:
"Amerikalılar son anda ortaya çıkan meclis iradesi olmasaydı, Türkiye topraklarında 100 bin asker, bir o kadar üs ve uçaklarla acaba ne yapacaktı? TSK Irak savaşında Türk topraklarına konuşlanamayan ABD tarafından boğulamadığı için mi acaba daha müsait koşullara, Irak'a çekilmeye çalışılıyor".
Tezkere görüşmeleri açıklanırsa emin olun bunlar da aydınlanacaktır. ABD'nin Türk askerini kabul edip etmediği ortaya çıkacaktır.
Yaşar Yakış'a küçük dilini yutturan gerçekler bir bir dökülecektir.
Genelkurmay Başkanı'nın "Ben albayken Amerikalılar Irak için Türkiye'de üslenmişlerdi, Genelkurmay Başkanı oldum hala aynı iş için topraklarımızdalar. Doğrusu şu ki, ABD girdiği yerden çıkmıyor" açıklamasının perde arkası netlik kazanacaktır.
Böylece de "Türk askeri Irak'ta Türkiye'nin menfaatlerini koruyacak" iddiası ya bir yalan olarak çürüyecek ya da şartlara teslim olacağız.
Şimdi Hükümet ya da Genelkurmay tarafından açıklandığı takdirde cevabını bulacak tezkere sorularına geçebiliriz.
1- ABD görüşmelerin herhangi bir sürecinde Türk askerinin Kuzek Irak'a girmesini kabul etti mi etmedi mi? etmedi ise acaba bunun nedeni nedir? Konunun Kuzey Irak'ta kurmak istendiği söylenen Kürt devleti ile bir ilgisi acaba varmıdır?
2- ABD mart ayında Türk Askerinin bir tekini bile Irak'a kabul etmemişken (onca yıllık NATO dostlugunu da buna ekleyelim) şimdi 10 bin asker istemesi sizce normal mi dir?
3- Bu soruya Amerika sıkıştı, mecbur kaldı o nedenle Türk askerini istiyor cevabı acaba kimleri inandıra bilir?
4- Yine hatırlıyalım, savaşın ilk günlerinde çöl fırtınalarına ve Irak halkının direnci ile batağa saplanan ama buna rağmen Türk askerini kabul etmeyen ABD'nin, bugün bizden istediği asker talebinin bir tuzak olduğunu görmek için acaba ne olmak gerekiyor?
5- Sakın Türk askerini Condelesa Rice'ın söylediği "Orta Doğuda 22 ülke daha değişecek. Irak bunun ilk ayağıdır" sözündeki planlar için sürekli lejoner konumuna getirmeye çalışıyor olmasınlar? Bu da önemli ve üzerinde titizlikle durulması gereken konunun bir başka boyutu değil midir? Amerika'nın talepleri Irak'la bitecek midir? Yarın Askerimizi Fas'a isterse acaba ne yapacağız?
6- ABD tezkereler sürecinde Trabzon ve Samsun Limanını Irak'la ilgisi neydi ki istedi?
Sorular bunlar... Bu tezkereli sorulara bir de tezkere sırrı ekleyelim:
ABD'nin tüm niyetleri biliniyorsa, ve de bilmesi gerekenler bildiği halde "Büyük Senaryo'yu" bozacak hiç bir adım atmıyorlarsa acaba Atatürk'ün nutkun'da ifade ettiği "Gafletten de ilerde bir durum" içinde miyiz?
Tezkere'den- Tasfiye sürecine girdik te haberimiz mi yok?
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021