Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Yiğit Alpogan, ABD'de Kasım ayında Temsilciler Meclisi seçimi olduğunu, bunun kampanyasının eylül ayında başlayacağını belirterek, seçim sürecinin Noel nedeniyle yıl sonuna kadar sarkacağını, dolayısıyla bu süreye kadar askeri müdahale ummadıklarını dile getirmişti.ABD cephesinde diğer önemli bir husus da ABD halkının Bush'a İran savaşı konusunda desteğinin oldukça az olması. Seçime giden ABD'nin, bu koşullarda en azından 2006 yılında bir müdahale yapması oldukça zor görünüyor.Peki, İran müdahalesinin ertelenmesinin sebebi sadece bu mu? Hayır.İran'daki gelişmeler, İran'ın milli direnci de önemli bir etken. Nitekim, ABD, bir ulus devlet olan, birliğini muhafaza eden İran'ı sadece havadan vurabilir, ama kara harekatında muvaffak olması asla mümkün değildir.İranlı yetkililer, hava harekatına da çözüm bulmuşlar. Herhangi bir ABD hava saldırısında İsrail'i vuracaklarını ifade ederek, ABD'yi yumuşak karnından yakalıyorlar. Yine İranlı yetkililer, "ABD hava yoluyla bizi nereden vurursa, hava sahasını kullandıran ülkeyi vururuz" tarzı açıklamalarla, ABD'nin üs kullanmayı düşündüğü ülkelere uyarılarda bulunuyor.İran müdahalesinin ertelenmesinde bu saydığımız etkenler oldukça önemlidir, ama bence en önemli etken Türkiye'nin atacağı adımlardır.İran, ABD için yenilmesi ve yutulması zor bir lokma. İşgale hazır olmasına, milli direnci oldukça düşük olmasına rağmen Irak işgalinde bile ABD, gözlerini Türkiye'ye dikmiş, adımını ona göre atmıştır.Bu manada, o dönemlerde ABD Savunma Bakan Yardımcısı olan Paul Wolfovitz'in yaptığı açıklamalar oldukça önemlidir.Wolfovitz, Irak işgali konusunda başlangıçta tedirginlik yaşadıklarını, AKP hükümetinin ve Erdoğan'ın kendilerine cesaret verdiklerini söylemiştir. Diğer bir ifadeyle iktidarımız, Irak işgalinden, orada yapılan katliamlardan ve tecavüzlerden, Ebu Garip cezaevindeki görüntülerden en az ABD kadar mesuldür.Gerçekten Türkiye'nin kararı bu kadar önemli mi?Hatırlayınız, 1991 yılında yapılan körfez savaşı sıralarında, ABD bugünkü işgali yapmayı hedefliyordu. Ama bugün İran konusunda yaşadığı sıkıntılardan büyük bir kısmıyla o gün de karşı karşıyaydı.Tek fark İran ile Irak arasındaki direnç farkıydı.Irak bölük pörçük olmasıyla işgale hazır olmasına rağmen, dönemin ABD Başkanı Clinton'un isteksizliği, ABD halkının desteğinin azlığı ve her şeyden önemlisi Türkiye'nin olumsuz kararı, Irak müdahalesinin 10 yıldan fazla ertelenmesine neden oldu.O dönemin Cumhurbaşkanı Özal, "bir verip üç alacağız" diyerek bu işgale destek verdiğini ilan ederken, destek kararının Yıldırım Akbulut hükümetinden çıkmaması ABD'nin işgalini erteletti. ABD'nin perde arkasındaki senaryo yazarları, Clinton'ı ikna mevzuunu Monica Lewinski skandalıyla halletmeye çalıştı, ama başaramadılar. Clinton'ı aşağıya çekip, Ortadoğu ve İsrail konusunda şahinliği ile tanınan Bush'lar devreye sokuldu. Bush'lar bu işgale öyle inanmaktaydılar ki, onlara göre bu bir "Crusade", yani Haçlı Savaşı idi.Nazlanan ve isteksiz olan ABD halkının, iknası da zor olmadı. 11 Eylül saldırıları imdada yetişti. Bu manada 11 Eylül saldırılarının kim yada kimlere faydalı olduğunu ve de kimlerin organize edebileceğini artık anlamışsınızdır herhalde.Türkiye'nin işgal konusunda iknası ise, bir şekilde ikna olmuş bir siyasi irade ile mümkündü ve ABD ülkemizdeki son seçimlere oldukça ciddi bir yatırım yaptı. Neticeyi biliyorsunuz.Peki, o zamandan bu zamana ABD boş durdu mu? Hayır. Türkiye'deki her türlü bölünme faaliyetinin bilfiil destekçisi oldu. PKK'yı Kuzey Irak'taki çekiç güçle yetiştirdi ve başımıza bela etti. Türkiye'nin azınlıklara bölünme projesinin de arkasında en az AB kadar ABD'nin de olduğunu unutmayalım.Evet, şimdi aynı senaryoların benzerleri İran için oynanıyor.Yaklaşan ABD temsilciler meclisi seçimlerinde yine şahinlerin ön planda olması gerekiyor. ABD halkı yine işgale karşı. Bu işgali isteyen BOP kurmayları tarafından, İran için bir motivasyonları gerekiyor. Bakalım bu sefer ne olacak? ABD halkı ABD tarafından nasıl ikna edilecek?Türkiye'de de hem cumhurbaşkanlığı seçimi, hem yeni Genelkurmay Başkanı'nın atanması, hem de yaklaşan genel seçimler var. ABD İran'a müdahale için bu seçimlerle yakından ilgileniyor. Taşları yerli yerine oturtması gerektiğinden bir takım senaryolarla da durumu kontrol altına almaya çalışıyor. Mesela, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını istemiyor. Cumhurbaşkanlığına İran konusunda belli bir kesimi ikna edecek bir ismi düşünüyor. ABD, askerimizin başına geçecek olan iradenin de İran konusunda kendilerine destek olacak, altındakileri de bu konuda ikna edecek biri olmasını istiyor. Neler olur göreceğiz?Bu arada İran konusunda da boş durmuyorlar. İran'ın içindeki azınlıkları ve muhalif grupları destekleyerek, Irak ve Güneydoğumuz benzeri bölünme senaryolarıyla İran'daki tek millet imajını tamamen ortadan kaldırmayı planlıyor. Azeriler için çıkan karikatür, Washington'daki İran'daki azınlıklar toplantısı, PKK'nın uzantısı olan Pjak'ın faaliyetleri buna örnek verilebilir. Yani İran'ın direncini kırarak, işgale hazır hale gelmesini temin ediyor.Ne olursa olsun, şunu asla unutmayalım ki, Prof. Dr. Haydar baş'ın ifadesiyle "Oyun Türkiye üzerine oynanıyor". Bütün bu işgallere, katliamlara dur diyebilecek tek irade Türkiye'dir, Türk milletidir. Ancak bunun için kendi ayakları üzerinde duran kendi gücünün farkında olan ve tarihi misyonunu üstlenen güçlü bir Türkiye olmak zorundayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025
- Komisyonda ‘ısınma turları’ mı? / 22.08.2025
- Memurlar, talep ettikleri zamma ulaşabilecek mi? / 21.08.2025
- Rusya-Ukrayna savaşı sona yaklaştı mı? / 20.08.2025
- Nesillerimizi kaybediyoruz / 19.08.2025
- Dün Andımız, bugün Türk milleti tanımı! / 14.08.2025
- BTP Gençlik Kampı ve örnek lider / 05.08.2025
- Ekonomik gerçekler, Bakan Şimşek’i yalanlıyor / 31.07.2025
- Komisyonda CHP dışındaki oylar nitelikli çoğunluk / 30.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025
- Komisyonda ‘ısınma turları’ mı? / 22.08.2025
- Memurlar, talep ettikleri zamma ulaşabilecek mi? / 21.08.2025
- Rusya-Ukrayna savaşı sona yaklaştı mı? / 20.08.2025
- Nesillerimizi kaybediyoruz / 19.08.2025
- Dün Andımız, bugün Türk milleti tanımı! / 14.08.2025
- BTP Gençlik Kampı ve örnek lider / 05.08.2025
- Ekonomik gerçekler, Bakan Şimşek’i yalanlıyor / 31.07.2025
- Komisyonda CHP dışındaki oylar nitelikli çoğunluk / 30.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025