İşgalin bittiği tarihi kutlayabilmek için İşgalin nasıl ve hangi tarihte kimler tarafından yapıldığını bilmemiz gerekir.
15 Mayıs 1919 günü, Yunan Krallığının "Megola İdea" hayali ile küçük Asya denilen Anadolu'yu İşgale başlaması tarihidir.
Bizans'ın ihanetler ve entrikalarla dolu tarihine dönülmesi için, batılı devletlerin desteği ile sahnelenen rüya, uygulanmaya başlandı.
Katolik Batı Medeniyeti, Haçlı Seferleri ile sekiz kez Anadolu'yu İşgale kalkışmış, dokuzuncu haçlı seferi olan Birinci Cihan Harbinde bu işi bitirebilmeyi çok arzu etmişti. Fakat hiçbirinde bu hedeflerine ulaşamadılar.
İlk Haçlı seferinde Katolik batılılar, gerçek niyetlerini en iyi şekilde ortaya koyarak, Küçük Asya'nın ihtişamlı Konstantinopolis'ini 57 yıl boyunca işgal etmişlerdi. Aslında batılı Katolik devletler hep Kudüs'ün işgal rüyasını, Anadolu'nun İşgali üzerinden yapmak istediler.
En son ve en ihtişamlı işgal planlarını da, Birinci Dünya Harbinde sahneye koydular.
Hedefleri Çanakkale'den girip kirli oyunları ile Anadolu'yu işgal edebilmekti. Haçlı batılılara, Çanakkale'nin geçilmez olduğunu, Miralay Mustafa Kemal Paşa ve askerleri, büyük bir kahramanlıkla gösterdi.
İngilizler boylarının ölçülerini aldıklarından, Anadolu'yu işgal etmeyi istedikleri halde bu topraklara girmeye cesaret edemediler. İngilizler Misak-ı Milli sınırları içindeki Musul ve Kerkük'ü işgal edip diğer bütün bölgeleri maşalarına bıraktılar.
Anadolu işgalini başlatan Fransızların karşısında, savaşacak düzenli bir ordu olmadığı gibi erkeklerinin çoğu cephelerde öldürülmüş veya esir alınmış, düşmana karşı koyacak, çoluk çocuk kadın ve yaşlılardan oluşan bir topluluktan başka kimse yoktu.
Bunun yanında Anadolu'da yaşayan Ermenilerin de Fransızlara maddi manevi desteği fazla idi. 1918 yılının 23 Kasım'ında Fransızlar, Adana'dan başlattıkları Anadolu'nun işgalini, yerli halk gördükleri işbirlikçi Ermenilerle yapmaya çalıştılar.
Aziz milletimiz Anadolu'nun tek yerli halkının Müslüman Türk olduğunu gür bir seda ile haykırıp buna izin vermedi ve Fransızlar, 20 Ekim 1921 yılında yapılan Ankara antlaşması ile yandaşları olan Ermenileri, Anadolu'dan alıp gitmek zorunda kaldılar.
Yunan Krallığı tatlı Helen rüyasına kendisini o kadar kaptırmıştı ve üstüne de, istedikleri coğrafyayı ele geçirmişlerdi. Yunan Krallığına her türlü gazı, cephaneyi, teçhizatı tedarik eden İngilizler de, Anadolu'da yaşayan Rum Ortodoks halka çok güvenmişlerdi. İngilizler de Yunanlılarla beraber, Anadolu'nun yerli halkı olarak Rumları görmüşlerdi. Onlar da Anadolu'nun hala gerçek yerli halkının kim olduğunu görmezden gelmeleri kabul edilebilir bir hata değildi!
İngilizlerin diğer bir planı ise, Muhipler cemiyetindeki, aslı Türk olmayan devşirme hocaların fetvaları ile İslami hassasiyeti olan aziz Türk milleti, yeni kurulacak Türk'ün devletinden soğutulacak, yerli Rumlarla Yunan Krallığının hükmü altında yaşayacaklardı. (Gümülcine'de Türkleri ve onların kahraman liderleri aziz şehit Dr. Sadık Ahmet yaşattıkları gibi!)
Gazi Mustafa Kemal Paşa, yanında İsmet, Fevzi ve Nurettin paşalarla beraber, 26 Ağustos 1922 sabahı saat 04.30 da Kocatepe'de topçu ateşiyle Türk Taarruzunu başlatarak, Anadolu'yu İşgalden, düşmandan ve her türlü alçak oyunlardan, temizlemenin en son adımını atmışlardı.
Neticede de düşman askeri 9 Eylül 1922 günü İzmir'den denize dökülmüş, akabinde İngiltere ile Mudanya Ateşkes antlaşması (11 Ekim 1922) yapılmıştır. Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti tanınmış ve kabul edilmiştir. (24 Temmuz 1923).
Tam doksan yedi yıl önce 1923'te, böyle bir 6 Ekim günü İstanbul'dan düşman çıkartılmış, Anadolu'nun kalbine saplanmaya çalışılan hançeri tutan eller kırılmış ve Anadolu işgalden kurtarılmıştır.
Bundan sonra, kimse böyle bir işgali gözüne kestirmesin, böyle bir oyuna alet olmasın!
Bu aziz Millet, vatan toprağına sahip çıktığı gibi havasına, suyuna ve denizine sahip çıkmayı, atasından gördüğü gibi, vatan borcu olarak telakki edip, gereğini yerine getirecektir. Bizlere Hoş Geldin Atatürk eseriyle Ata'mızı, vatanımızı, milletimizi ve dinimizi sevdiren çok kıymetli muhterem Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i rahmet, minnet ve özlemle anarız.
Başta aziz Atamız olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi, Rahmet, minnet ve şükranla anar, emanet bıraktıkları bu vatanı gelecek nesillere en iyi şekilde emanet edeceğimize ant içeriz.
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024