İşlem tamam

K. Irak'ta bir "İngiliz-İsrail-ABD" imalatı olan Kürt Devletinin Türkiye tarafından korunması-kollanması ve bu yeni oluşuma gerek siyasi düzen (federasyon) ve gerekse toprak (G. Doğu'da bir Kürt Devleti) açısından kucak açılmasına ilişkin çarpıcı hamlelerin yapıldığı bir dönemden geçiyoruz. Selefi Eric Edelman'ı aratmayacak özelliklere sahip ABD Büyükelçisi Ross Wilson'un Ankara'ya ayak basmasının ardından önce FBI, sonra da CIA başkanları Ankara'da şimdi fink atıyorlar. Gündem PKK ve El-Kaide olarak ifade ediliyor. Ancak Kaide'yi bir tarafa atın, PKK için; neyin karşılığı ve PKK gözden mi çıkarılıyor, temel sorusunu sorarsanız şimdiden söyleyelim ki anlamlı bir sonuç elde etmiş olursunuz. Çünkü, madde 1: Söz konusu ziyaretler ile ilgili olarak kamuoyuna "PKK hallolacak" mesajı bol bol pompalanıyor. Kamuoyu bu şekilde bişeylere hazırlanıyor. Neye hazırlanıyor, elbette daha büyük bir tavize!.. Yani görünen o ki PKK konusunda bir takım aldatıcı adımlar atılacak ve PKK halloluyor şalı ile daha büyük bir kirlilik örtülecek! Bu kirliliğin ne olduğunu tahmin etmek zor değil! Bu arada Ross Wilson'un şu sözlerini de hatırlatalım: "PKK ile mücadele konusunda Türk hükümeti ile vardığımız ortak yaklaşımın henüz kamuoyuna açıklamadığımız bazı yönleri var." Wilson'un "bazı yönler" dediği, kamuoyundan gizledik dediği şeyler ortaya dökülüyor! MİT'in yeni müsteşarı Emre Taner'in Barzani ile görüşmesi ve bunun basına sızdırılması yeterince mesaj taşıyor. Aynı Taner'in ABD'ye demir atmış eski müsteşar Mehmet Eymür'e MİT'in kapılarını yeniden açması da anlamlı bir işaret! Hele ki, bazılarının Taner için "Kürt meselesinin profesörü" lakabıyla övgüler düzmesi de bir kamuoyu hazırlama meselesi ile iç içe konular. Buna Şemdinli tiyatrosunu ve Başbakan'ımızın alt kimlik-üst kimlik tartışmasını da eklediğimizde karşımıza acaba ne çıkıyor? Sakın Kürt devleti falan demeyin. O iş zaten K. Irak için çoktan halloldu! Mesele şimdi bu devletin yaşamında! Peki nasıl yaşayacak bu devlet?! Denizi olmayan, İran ve Suriye'nin kucağındaki bu devlet nasıl yaşayacak? Sam Amca'nın askerleri de hiç değilse kısmen çekilince ne olacak? Eh o kadarlık yükü de elbette Türkiye çekecek! Çuvaldaki müttefik olmak o kadar da kolay değil çünkü! Dahası, itiraz kapısına cevap olarak PKK da zaten 25 yıldır bir sopa olarak ve kalkık vaziyette tutulmuyor mu? PKK'ya şimdi, Barzani'nin gölgesinde petrolle kalkınacak K. Irak'ın, Güneydoğu için oluşturacağı öldüren cazibe rolünü de ekliyorlar! Bu koşullarda mesele Türkiye'nin önce, K. Irak'ta kurulacak devleti omuzlayacak bir siyasi sisteme dönüştürülmesidir. Böyle bir adımın iyi bir ihtimalle federasyon hatta konfederasyon olduğunu söylemek herhalde süpriz olmasa gerek! (ki bu sözü eş zamanlı olarak ve ortak kavramlarla Öcalan ve Erdoğan'dan duydunuz). Sonra... Sonra Allah Kerim... Federasyon veya konfederasyonu oluşturan devletlerin birlikten ayrılma imkanı doğal olarak ve anayasal olarak var olduğuna göre evli evine, köylü köyüne! Eğer sorun bu şekilde çözüldü ise, yani tüm karar vericilerimiz buna evet dedi ise göstermelik PKK operasyonları görebilirsiniz. Hatta bunu Barzani bizzat yapar ve Ankara'da müthiş bir Barzani sevgisi oluşur! Hatta ve hatta Öcalan'ın bir gecede ölüverdiğini dahi görebilirsiniz! Sam Amca askerini çekiyor ve gitmeden önce geliş sebebini %100 halletmek etmek istiyor! Başbakan'ın "İslam, ülkenin çimentosudur" lafını da hacı amcaları ve hacı teyzeleri oyalamak için söylediğini, bilmiyoruz belirtmeye gerek var mı? Roller paylaşıldı, çekimler tamam, filmin montajı de bitmiş durumda! Şimdi film vizyona sokuluyor. Ha filmin adı için kendinizi yormayın: Türkiye'nin parçalanması, Kürt devletinin kurulması!