İstanbul Sanayi Odası (İSO), 2016 yılına ait sanayinin 500 büyüğünün analiz raporunu yayınladı.
Ülke sanayisinin geldiği duruma dair şok eden veriler var.
108 şirketin zararda olduğu beyan edildi.
Üretim sanayisinin GSYH içindeki payının 20 yılda yüzde 22.3 ten, yüzde 16.7 ye düştüğü ortaya çıktı.
Toplam varlık içinde, öz varlıkların yüzde 38.1'e indiği görüldü. Varlıkların yüzde 61.9'u borç.
Borçların öz kaynaklara oranının yüzde 185 ile tarihi rekor kırdığına şahit olduk.
Mali borçların büyüklüğü yüzde 102.5'e ulaşmış.
AR-GE harcamalarının 2015'e göre yüzde 16.3 gerilemiş.
Cirolar 450 milyardan 490 milyara çıkarak yüzde 8.8 artmış ancak bu artış yüzde 11.87'lik yıllık enflasyon oranının altında kalmış. Rakamsal büyüme var fakat reel küçülme yani...
52 milyar kârın 29 milyarı faize gitmiş.
Analiz iç karartıcı.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan'a göre, ağır tablonun bahaneleri; finansman zorluğu, kur dalgalanmaları, sosyal siyasal, terör ve jeopolitik olumsuzluklarmış.
Bu noktaya nasıl geldik?
Dışarıdan icazetli, IMF reçete ve talimatları ile gelinecek durum bu.
Üstüne toz kondurmayan iktidardan, ateşli konuşmalar, paketler, torbalar, teşvikler, ağdalı laflar....
Ekonomiyi şaha kaldırdık. Önünüzü açtık, yürüyün, koşun, dünyayı fethedin...
Fırlayacak da depoda benzin (para) yok.
Rapor ortada...
Resmen dökülüyoruz.
Bol palavra ve yalan rüzgârı var.
Batıyoruz dediğimiz de; paranoyaklıkla suçlanıyorduk.
Demek ki haklıymışız.
Suçlu sanayici mi?
Tabii ki; insan suçu hep kendinde aramalı da.
Biraz da etrafına bakmalı değil mi?
Tahditler, kotalar, dolaylı vergilerle üretim ve sanayiyi çökerten, ithalatı coşturan, 15 yılda 1 trilyon dolar dış açık veren ekonominin dümeninde Kemal Derviş'in politikalarını hayata geçiren AK Parti bulunmuyor mu? Komşularla kavgaya tutuşup Suriye'de 12, Libya'da 28, Mısır'da 12, Tunus'ta 4, Irak'ta 40, yılda 96 milyar dolar zararın suçlusu kim?
Yoksa zararın sorumlusu sanayici mi?
Zehirli akıl ve yabancı paraya tanınan sınırsız özgürlük ile desteğin talan ettiği ülke...
Sanayici, suçlu değilse de suçlu.
Özelleştirme, peşkeş, yolsuzluk... Ne suç işlerse işlesin desteğe ısrarın sonucu bu...
Bizi ret ediyorlar... Bari Haydar Baş Hocamızın modelinden yararlanan Trump'tan nasiplenseler. Vergi istisnaları, korumacı tedbirler, ithal ürünlerin içeride üretimini temin vs...
İşbirlikçiliği ret edip, milli iradeyi esas almadıkça olmadı, olmayacak.
Aklıselimi baş tacı etmedikçe kaybetmeye devam edeceğiz.
Ülke sanayisinin geldiği duruma dair şok eden veriler var.
108 şirketin zararda olduğu beyan edildi.
Üretim sanayisinin GSYH içindeki payının 20 yılda yüzde 22.3 ten, yüzde 16.7 ye düştüğü ortaya çıktı.
Toplam varlık içinde, öz varlıkların yüzde 38.1'e indiği görüldü. Varlıkların yüzde 61.9'u borç.
Borçların öz kaynaklara oranının yüzde 185 ile tarihi rekor kırdığına şahit olduk.
Mali borçların büyüklüğü yüzde 102.5'e ulaşmış.
AR-GE harcamalarının 2015'e göre yüzde 16.3 gerilemiş.
Cirolar 450 milyardan 490 milyara çıkarak yüzde 8.8 artmış ancak bu artış yüzde 11.87'lik yıllık enflasyon oranının altında kalmış. Rakamsal büyüme var fakat reel küçülme yani...
52 milyar kârın 29 milyarı faize gitmiş.
Analiz iç karartıcı.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan'a göre, ağır tablonun bahaneleri; finansman zorluğu, kur dalgalanmaları, sosyal siyasal, terör ve jeopolitik olumsuzluklarmış.
Bu noktaya nasıl geldik?
Dışarıdan icazetli, IMF reçete ve talimatları ile gelinecek durum bu.
Üstüne toz kondurmayan iktidardan, ateşli konuşmalar, paketler, torbalar, teşvikler, ağdalı laflar....
Ekonomiyi şaha kaldırdık. Önünüzü açtık, yürüyün, koşun, dünyayı fethedin...
Fırlayacak da depoda benzin (para) yok.
Rapor ortada...
Resmen dökülüyoruz.
Bol palavra ve yalan rüzgârı var.
Batıyoruz dediğimiz de; paranoyaklıkla suçlanıyorduk.
Demek ki haklıymışız.
Suçlu sanayici mi?
Tabii ki; insan suçu hep kendinde aramalı da.
Biraz da etrafına bakmalı değil mi?
Tahditler, kotalar, dolaylı vergilerle üretim ve sanayiyi çökerten, ithalatı coşturan, 15 yılda 1 trilyon dolar dış açık veren ekonominin dümeninde Kemal Derviş'in politikalarını hayata geçiren AK Parti bulunmuyor mu? Komşularla kavgaya tutuşup Suriye'de 12, Libya'da 28, Mısır'da 12, Tunus'ta 4, Irak'ta 40, yılda 96 milyar dolar zararın suçlusu kim?
Yoksa zararın sorumlusu sanayici mi?
Zehirli akıl ve yabancı paraya tanınan sınırsız özgürlük ile desteğin talan ettiği ülke...
Sanayici, suçlu değilse de suçlu.
Özelleştirme, peşkeş, yolsuzluk... Ne suç işlerse işlesin desteğe ısrarın sonucu bu...
Bizi ret ediyorlar... Bari Haydar Baş Hocamızın modelinden yararlanan Trump'tan nasiplenseler. Vergi istisnaları, korumacı tedbirler, ithal ürünlerin içeride üretimini temin vs...
İşbirlikçiliği ret edip, milli iradeyi esas almadıkça olmadı, olmayacak.
Aklıselimi baş tacı etmedikçe kaybetmeye devam edeceğiz.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020