Hazine Müsteşarlığı durmadan iş oluşturma maliyetlerini yayınlayıp duruyor.Öyle rakamlar karşımıza çıkıyor ki, ister istemez "Türkiye'de iş oluşturmak neredeyse imkansız" demek zorunda kalıyorsunuz.Rakamlara bakın: Ocak-Nisan döneminde bir kişilik iş oluşturma maliyeti ortalama 261.7 bin TL...TÜİK'in resmi işsizlik rakamları dikkate alınarak toplam maliyet hesabı yapıldığında Türkiye'nin boyunu aşan bir rakam ortaya çıkıyor: 988.2 milyar TL.Hükümet işin kolayını bulmuş.Türkiye'nin en büyük ekonomik sorunu işsizlik olunca, muhalefetten, iş dünyasından ve milletten bu konuda sesler yükselmeye başlayınca, Hükümet, masabaşı rakamlarıyla hedefi ulaşılması imkansız kılıp, attığı her adımı başarı olarak göstermeye çalışıyor.İşsizliğin çözümüne bu perspektiften bakınca gerçekten işin içinden çıkmak imkansız. Ama işsizliği gerçekten çözmek isterlerse çok basit çözümler var.Hazine Müsteşarlığı'nın açıkladığı iş oluşturma rakamları, haliyle, sıfırdan oluşturulan bütün maliyet kalemleri hesaba katılarak ortaya çıkıyor.Halbuki bugün Türkiye sanayisi tam kapasite çalışmıyor.Sanayi kapasite kullanım oranı yüzde 65-70'ler seviyesinde...Yüzde 30-35 atıl...Hatta bu fabrikalar ful çalışsa ek üretim tesisleri oluşturması, sıfırdan tesis oluşturması kadar maliyetli değildir.Yani hükümetin yapması gereken ilk iş önce sanayinin bu kullanamadığı kapasiteyi tamamlamasını sağlamaktır.Bir çok fabrika ve işyerinin iş yapamama sebebiyle kapısına kilit vurulduğu da hesaba katıldığında korkunç bir üretim potansiyeli atıl vaziyette beklemektedir.Peki, yapılması gereken nedir, bu potansiyel nasıl devreye konulabilir?Fabrikaların ful üretim yapamamasının temel sebebi iç talepte ve ihracatta yaşanan daralmadır.İhracattaki daralma küresel kriz ve maliyetlerimizdeki yükseklik sebebiyledir. Maliyetlerde yerli kaynaklar devreye konularak rekabet şansı yakalanabilir, ama belirsizliği devam eden küresel kriz için Türkiye olarak bir şey yapmak şu an mümkün değildir.O halde tek bir seçenek kalıyor: İç talebi canlandırmak.İç talep canlanırsa, önce stoklar erimeye başlar, ardından da atıl üretim kapasiteleri devreye girer. Fabrikalar yeniden işçi almaya başlar ve işsizlik azalmaya başlar.İç talep nasıl canlandırılmalı?ÖTV ve KDV indirimleri çok dar bir kesim için faydalıdır. Kişilerin parası varsa bu avantajdan istifade etmek ister.Ama bugün açlık sınırı altında yaşam mücadelesi veren asgari ücretlilerin ve emeklilerinin, ürününü zararına satabilen çiftçilerin, yine yoksulluk sınırı altında yaşayan kamu görevlilerinin çokluğu hesaba katıldığında ve bu kesimlerin ay sonunu getiremedikleri, borç batağında oldukları düşünüldüğünde yapılan indirimlerin hiçbir faydası olmayacaktır.Yapılması gereken vatandaşın cebine ayrım yapmadan bir şekilde para koymaktır. Rusya bunu yapmıştır, ABD, Çin, Brezilya bunu yapmıştır.Vatandaşın cebine konulacak bu para, eğer faizli borçlanma ile elde edilirse, bu dolaylı olarak vatandaşın sırtına kambur demektir, çok yanlıştır.Doğru olan, yerli paranın Merkez Bankası vesilesiyle piyasaya sürülmesidir ve devlete daha fazla bir gelir olarak dönecektir.Konunun detaylarını bilmek isteyenler Milli Ekonomi Modeli'ni mutlaka okusun.Sadece bir şartla: Önyargı gözlüğü çıkarılmalı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025