İstanbul'un manevi kandilleri
Ali Toker ve Ufuk İşbaşar'ın sunumuyla her ay yenisi
düzenlenen "İstanbul'da 40 Pir, Ziyaret Makamları"
konferans serisinde bu ay Kuşadalı İbrahim-i Halveti
konuşuldu
19.03.2012 00:00:00
Ziyaret makamının fotoğraflarından oluşan ve Kübra Çevik'in fotoğrafları ile Seca Toker hazırladığı slayt gösteriminin ve de Ali toker'in seslendirdiği şiir videosunun ardından araştırmacı-yazar Ali Toker, İbrahim-i Halveti'nin tarikat silsilesinden başlayarak, ilmi kişiliğini, şeyhlerini, halifelerini anlattı. Konferans öncesinde Ali Toker'in hazırladığı ve Seçil ofset 'bir kültür hizmeti olarak basılan İbrahim-i Halveti Hazretlerinin hayatını konu alan bir kitap hediye edildi. Altı kişilik Tasavvuf musikısi ekibinin icrası programa renk kattı.
Kuşadalı İbrahim-i Halveti 1774'de Aydın Çınarlı'da doğar. İlk öğrenimini ailesinden alır. Babası ulemadan olan İbrahim-i Halveti, daha sonra Fevziye Mektebinde Molla Emin'den ders alır. Tasavvuf yoluna girer 23 sene İstanbul'da irşad vazifesinde bulunur. Daha sonra Şam'a göçer ve dervişlerini mektupla irşada devam eder. Kabri Mekke ile Medine arasında bir yer olan Rabiğ'tedir. Türbesi vehhabiler tarafından yıkılmıştır. Bir tek nutk-u şerifinden başka yazılı eseri yoktur. Buna rağmen Hanefi fıkhı ulemasındandır.
Bir gün Kuşadalı Hazretlerinin sohbeti esnasında dergahta yangın çıkar. Hazret aldırış etmez. Birkaç defa daha gelirler dergah yanıyor efendim derler. Pek aldırış etmez. Odaya duman dolanca dinleyenleri dönüp "artık kalkalım" der. Dergah yanar kül olurken "şükür merasimden kurtulduk" buyurur.
Günümüzde kitaplarla hakikate ulaşılabileceği yönünde bir anlayış gelişmekte olduğunu bunun yanılgı olduğunu vurgulayan Ali Toker, Aziz Mahmud Hüdayi'nin, Hacı Bayram-ı Veli'nin ve Eşrefoğlu Rumi'nin ve daha nicelerinin medreseden mezun olduktan sonra okuma yazması olmayan ümmi zatlardan hakikat bilgisini aldığını hatırlamamız gerektiğini söyledi.
Allah Resulü (s.a.v) Hz. Ali'ye anlayışlı kulaklardan olması için dua etmesinden sonra, hiçbir şeyi unutmadığını ve kavrayışının ziyadeleştiğini, bizim de öyle olmamız için dua etmemiz gerektiğini söyledi. "Biz de öyle olup büyük sözü dinleyip tutalım" dedi.
Program İstanbul pirlerinin nutuklarından oluşan bestelenmiş ilahilerin okunmasının ardından.
Ali Emiri Kültür Merkezi nde 2 Nisan Pazartesi günü Hz Pir Niyazi Mısri ile programa devam edileceği anonsu ile son buldu.
Kuşadalı İbrahim-i Halveti 1774'de Aydın Çınarlı'da doğar. İlk öğrenimini ailesinden alır. Babası ulemadan olan İbrahim-i Halveti, daha sonra Fevziye Mektebinde Molla Emin'den ders alır. Tasavvuf yoluna girer 23 sene İstanbul'da irşad vazifesinde bulunur. Daha sonra Şam'a göçer ve dervişlerini mektupla irşada devam eder. Kabri Mekke ile Medine arasında bir yer olan Rabiğ'tedir. Türbesi vehhabiler tarafından yıkılmıştır. Bir tek nutk-u şerifinden başka yazılı eseri yoktur. Buna rağmen Hanefi fıkhı ulemasındandır.
Bir gün Kuşadalı Hazretlerinin sohbeti esnasında dergahta yangın çıkar. Hazret aldırış etmez. Birkaç defa daha gelirler dergah yanıyor efendim derler. Pek aldırış etmez. Odaya duman dolanca dinleyenleri dönüp "artık kalkalım" der. Dergah yanar kül olurken "şükür merasimden kurtulduk" buyurur.
Günümüzde kitaplarla hakikate ulaşılabileceği yönünde bir anlayış gelişmekte olduğunu bunun yanılgı olduğunu vurgulayan Ali Toker, Aziz Mahmud Hüdayi'nin, Hacı Bayram-ı Veli'nin ve Eşrefoğlu Rumi'nin ve daha nicelerinin medreseden mezun olduktan sonra okuma yazması olmayan ümmi zatlardan hakikat bilgisini aldığını hatırlamamız gerektiğini söyledi.
Allah Resulü (s.a.v) Hz. Ali'ye anlayışlı kulaklardan olması için dua etmesinden sonra, hiçbir şeyi unutmadığını ve kavrayışının ziyadeleştiğini, bizim de öyle olmamız için dua etmemiz gerektiğini söyledi. "Biz de öyle olup büyük sözü dinleyip tutalım" dedi.
Program İstanbul pirlerinin nutuklarından oluşan bestelenmiş ilahilerin okunmasının ardından.
Ali Emiri Kültür Merkezi nde 2 Nisan Pazartesi günü Hz Pir Niyazi Mısri ile programa devam edileceği anonsu ile son buldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.