Hükümet kamuda tasarruf paketini açıkladıktan sonra, bu pakette asıl israf yapılan noktalarda tasarruf yapılmaması ciddi tepkilere neden oldu.
Öyle ya, bütçede dev açıklara neden olan asıl sebep, memurların personel servisi değildi ya da kaldıkları lojmanlar da değildi. Hatta işin stresi ve de gelirin yetersizliği sebebiyle bunalan memurlarımızın bir nebze nefes almak için kullandıkları sosyal tesisler hiç değildi.
Saray'ın harcamalarından "itibardan tasarruf edilmez" bahanesiyle bir tasarruf yok. Cumhurbaşkanı'nın örtülü ödeneğinden, güvenlik harcamalarından, 13 adet uçağından, tahsis edilen araçlarından herhangi bir tasarruf yok.
Hollanda Başbakanı Rutte, Türkiye'ye gerçekleştirdiği resmi ziyarete bile "tarifeli uçak" ile geldi ve gitti. Bizimkilerin bakış açısıyla Hollanda Başbakanı'nın itibarı yerlerde olması lazım. Öyle mi? Adam geldi, taleplerini iletti, istediklerini aldı ve gitti.
Demek ki itibar denilen şey, bizim siyasilerin zannettiği gibi değilmiş!
Bütçedeki dev açığın sebeplerinden diğerleri ise, Kur Korumalı Mevduat Sisteminin yükü, Yap-İşlet-Devret modelinin geçiş garantileri, uçuş garantileri, hasta garantileri vs. Birilerinin oturdukları yerden elde ettikleri faiz gelirlerine ya da rantiye gruplarının elde ettikleri Hazine garantili milyarlarca liralık gelir akışına hiçbir tasarruf tedbiri yok.
Hükümet, tasarruf denince hemen kemer sıkmayı, israf yapmayandan ya da yapamayacak durumda olandan talep ediyor. İsraf yapanlardan kemer sıkılması istense zaten sorun kendiliğinden çözülecek.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, hükümetin açıkladığı kamu tasarruf paketini enine boyuna değerlendirdi ve dikkat çekici tespitlerde bulundu. Bunların bir kısmını aktaralım.
"Kamuda tasarruf bahane özelleştirme şahane. Bu kamuda tasarruf işinin sonu 'özelleştirme' furyasıdır demedi demeyin. Yine neyimiz var neyimiz yok satacaklar."
"En son kamuda tasarruf çağrısını 2021 yılında Erdoğan yapmıştı. Sonucunda kamudaki araç sayısı artmıştı. Mehmet Şimşek IMF'den aferin almak için 40 takla atıyor ama vatandaşa faydası yok."
"İtibardan tasarruf olmazdan, kamuda tasarrufa döndüler. Demek ki itibar hep söylediğimiz gibi vatandaşa lazım. Yöneticinin itibarı devleti itibarlı yapmaz. Yöneticinin itibarı devleti ancak fakirleştirir."
"Şimdi sen itibar arıyorsun tamam sana itibar verelim! Birinin itibarlı olması için ne gerekiyor? Araba, al sana bir araba, ev, al sana bir ev, uçak, al sana bir uçak vs. ne istiyorsan verelim! Ama o kadar abartılı bir noktaya getirildi ki, iktidar kadroları özellikle yönetici ve üst kadrodan bahsediyorum, o kadar hunharca harcama yaptılar ki, her şey göze batar hale geldi."
"Hakikaten bir köşk lazımsa Çankaya Köşkü vardı yetmedi… Eskiden ülkenin devlet başkanının, başbakanın, cumhurbaşkanının bir uçağı vardı şimdi uçak filosu var, her bir bakanın ayrı bir uçağı var."
"Şu anda birileri çıkıyor, 'Ben adliyede senin işini çözerim, ben Ankara'da işini çözerim' diyor. Niye? Açıyor fotoğraflarını telefondan, Erdoğan'la resim çekilmiş, bir bakanla bir yerdeyken bilmem ne yapılmış, AK Parti'nin bir organizasyonunda bir yerde görülmüş… Diyorsun ki 'Tamam bu benim işimi adliyede çözer, Ankara'da çözer, sokakta çözer, belediyede çözer' Niye? Bu iktidarla yakın, ilintili! Aradan komisyonculuk yapıyorlar ve milyonlar, milyarlar inanılmaz paralar dönüyor dolaşıyor bu tip işlerde. Bu aç gözlülük, bu hunharca harcama modeli seni kamuda tasarrufa itti."
"Halbuki kamuda israf eden sendin! Erdoğan kendi söyledi, 'İtibardan tasarruf olmaz' dedi. İtibardan tasarruf olmaz dedin ama günün sonunda kuzu kuzu kamuda tasarruf yapmaya çalışıyorsun! Nerede senin itibarın? Dışarıya itibar gösteriyordun, şimdi dışarıdan sana gülüyorlar artık halkın ne durumda diye. Şimdi mecbur kamuda tasarrufa dönüyorsun."
Evet, Sayın Baş'ın bu değerlendirmeleri çok önemli.
Şimdi BTP liderinin dediği gibi, kamuda tasarrufun bir sonraki hamlesi, borçları ödeyebilmek için elde kalan 3-5 şirketi de özelleştirme adı altında elden çıkarmak.
Belki bu bahaneyle her türlü tepkiye rağmen Kanal İstanbul projesini de devreye sokabilirler. Gidişat hiç de iyi değil.
Hükümet yetkilileri kamuda tasarrufu enflasyonla mücadele hedefiyle yaptıklarını iddia ediyorlar. Halbuki devlet daha da küçülürse, millete hizmet hedefli yatırımlarını daraltırsa, bu, enflasyonu azaltmaz daha da artırır.
Zaten Yap-İşlet-Devret denilen para emici, Hazine kurutucu safsata, devlet yatırım yapmasın mantığıyla ortaya çıkmadı mı? Şimdi onun oluşturduğu dev gediği kapatmak için milletten tasarruf bekleniyor.
Eğer hükümet gerçekten enflasyonla mücadelede samimiyse, bunun yolu devleti küçültmek değil, maliyetleri düşürmek için finans üretimini, hammadde üretimini ve de enerji üretimini devlete bırakmaktır.
Devlet senyorajını kullanarak, madenlerini ve enerji kaynaklarını işleterek üreticisine ucuz finans, ucuz hammadde ve ucuz enerji sağlarsa işte o zaman enflasyon sorunu kökünden çözülecektir.
Fakat bunu ne AKP hükümeti, ne de CHP yapabilir. Bu sadece ekonomi programında Milli Ekonomi Modeli olan Bağımsız Türkiye Partisi ve lideri Hüseyin Baş'ın başarabileceği bir konudur.
- Fırat’ın batısı da, doğusu gibi devlet istiyor / 03.12.2024
- Gelmiş ve gelecek tüm kadınların en üstünü: Hz. Fatıma (a.s.) / 30.11.2024
- Savaş riski varsa, ithalat neden? / 27.11.2024
- Siyasiler, bölünmeyi teşvik ediyor / 26.11.2024
- Birlik ve beraberliğin merkezi: Ehl-i Beyt / 23.11.2024
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024