Özellikle son bir buçuk yıldır seçim ile yattık, seçim ile kalktık. Bu süreçte Meclis'teki siyasiler tarafından akla gelmedik söylemler dillendirildi.
Siyaset çare bulma, çözüm üretme, plan ve proje yarışı ile daha iyi hizmet etme merciidir. Ülkemizin siyasi, ekonomik, sosyal, milli ve manevi değerler konusunda geldiği nokta ortada…
Ama bu aleni tabloya rağmen siyasetçilerin plan ve projeleri değil sosyal, milli, manevi, dini, tarihi ne kadar öğemiz varsa hepsi hakkındaki laf dalaşmaları, ithamları vs. gündem oldu.
Daha net ifade ile meydanlarda milli, manevi bütün değer ve öğelerimiz istismar edildi. Bir başka istismar edilen başlık ise kadınlarımızdı.
Evet, kadınlarımız sadece seçim dönemlerinde akla geliyor ve de siyasetçiler tarafından istismar ediliyor.
İstismarın en başında ise kadın istihdamı başlığı yer alıyor. Hemen her siyasi anlayış seçim meydanlarında, söylemlerinde, 'kadın istihdamını arttırmaktan, kadınları iş hayatına daha çok entegre etmekten' bahsediyor.
Hemen sorayım; bu mu kadına verilen değer? Çalışan kadın daha mı değerlidir? Kadın haklarından anladığınız şey, kadınları iş hayatına dâhil edip, çalıştırmak mı?
Bir başka sorum ise kadın çalışmak zorunda mıdır?
Bugün kapitalizme esir olmuş, kadını tanımayan, kadının toplum ve devlet için önemini anlamayan kişi ve anlayışlar bu sorulara direkt cevap veremez hatta bu sorulardan ötürü beni de kınayabilirler.
Bugün kadınların iş hayatındaki istihdam oranı % 32'ler civarındadır. Mevsimlik işler dâhil edildiğinde bu rakamlar çok yukarılara çıkmaktadır.
Ama isteyen araştırsın! Bugün ülkemizdeki kadınlarımızın % 80'inden fazlası hür iradesiyle çalışmıyor. Çalışmak zorunda bırakıldığı için yani mecburiyetten çalışıyor.
Kadınlarımızın çok büyük bir bölümü istedikleri işte değil; mecbur bırakılan işlerde, merdiven altı atölyelerde, sağlıksız ortamlarda çalıştırılmaktadır.
Bir başka gerçek ise çalıştırılan kadınlarımızın yine çok büyük bir bölümü sosyal hak ve güvencelerden mahrumdur.
Ücret noktasında da erkeklerden daha az ücretlerle çalıştırılmaktadırlar.
Bu tip ortamlarda çalışmak zorunda bırakılan kadınlarımızın çoğu ya okul bitirmemiş ya da ilkokul ve ortaokul mezunu kadınlardır.
Bu ve daha birçok başlık ülkemizde yaşanan gerçeklerdir. Bu sorunlara hâlâ çözüm getirememiş siyasiler ve sözde kadın hakları dernekleri meydanlarda 'kadınlara istihdam ve kadın hakları' söylemleriyle kadın provokatörlüğü, kadın istismarı yapmaktadırlar.
Başa dönersek! Ben kadınların çalışmasına karşı değilim. Karşı olduğum, kadınların çalışmak zorunda bırakılmasıdır. İş hayatına sürüklenen kadınların hem ücret açısından, hem de çalışma hakları bakımından sömürülmesidir.
Kadınları çalışmak zorunda bırakan kapitalist sisteme isyanımdır. Evet, kadınları çalışmak zorunda bırakan kapitalist sistem ve bu sistemi kabul edenler, uygulayanlar ve razı olanlaradır itirazım.
* * *
Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş'ın insan merkezli, bireyin her türlü sosyal ve ekonomik ihtiyaçları çerçevesinde, 'güçlü devlet, güçlü birey' mantığıyla ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde kapitalizm reddedilmiş ve insan paranın esiri olmaktan kurtarılmıştır.
Yine Prof. Dr. Haydar Baş bu eserinde ve daha önce insanımıza sunduğu 'Veda Hutbesinde İnsan Hakları' ve 'İslam'da kadın hakları' eserlerinde kadının asıl kimliği ve de hürriyeti anlatılmaktadır.
Bu yazımı Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu sözüyle tamamlayayım; "Bizim sistemimizde kadının çalışmama hakkı vardır."
(yarın devam edelim)…
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024