Dünya iktisat tarihinde çığır açan Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde ortaya konulan görüşler ışığında, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin yeni bir çağın başlangıcı olduğu net bir şekilde teyit edildi. Prof. Dr. Baş'ın bu modelinin iktisat tarihinde yeni bir çağın başlangıcı olduğu söylemi bir iddia ve ütopya değil, tarihi bir gerçekliktir. Milli Ekonomi Modeli, bir sistem olarak yaklaşık 4 asırdır dünyada hakim olan kapitalist sisteme, gerçek anlamda meydan okuyup, onun yerini almaya aday tek sistemdir. Prof. Dr. Baş'ın ifadesiyle "Milli Ekonomi Modeli dünyanın kurtuluşunu öngören yegane reçetedir. "16. yüzyıldan sonra dünyaya dikte ettirilen kapitalist sistem, asırlar geçtikçe biçim ve odak merkezi değişiklikleriyle günümüze kadar sürüp geldi. 18. yüzyılda kapitalist gelişmenin odağı ticaretten sanayiye kaydı. Ve kapitalizm, klasik iktisat olarak da tabir edilen gerçek formuna 1776 yılında Adam Smith'in "Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations" (Ulusların Zenginliği) adlı meşhur eseriyle ulaştı. Bu eserin günümüz kapitalizminin en önemli temsilcisi Amerika'nın bağımsızlığının ilan edildiği yılda kaleme alınması ayrıca anlamlıdır. Aslında Smith'in ortaya koyduğu kapitalist sistem bir cümleyle özetlenecek kadar basitti: İksitadi kararlar, kendi kendini düzenleyen piyasa güçlerinin serbest gelişmesine bırakılmalıdır. Daha başka bir ifadeyle, "kapitalizm tefeciliktir. Gelişme çizgisinde ilk çıkışını küçük tefecilikle yapan kapitalizm, bu çizgiyi büyük tefecilikle devam ettirmektedir." Bu mantık, serbest piyasa ekonomisi adı altında, parayı ve gücü elinde tutan birkaç devletin tüm dünya milletlerini sömürmesini salık veriyordu. Ülkelerin milli ekonomilerini kurmalarına müsaade etmeyen ve ekonomiye devlet müdahalesini kesin bir şekilde yasaklayarak kontrolü devamlı elinde tutmak isteyen bu sömürü sistemi, asırlar geçtikçe, daha da katmerlenerek acımasız dişlilerini ve çarkını güçlendirdi. Çark büyüyüp, dişliler keskinleştikçe bu sömürü sisteminin önünde durabilmek imkansız hale gelmeye başladı. Ülkeler ve milletler bu sisteme alternatif, kendi kurtuluşlarını öngören yeni sistemler üretmek yerine, bu sisteme biat etmeye zorlandı. Bazı dönemlerde bazı sistemler kapitalizme karşı yeni bir model olmak adına ortaya çıktıysa da, gerçek anlamda milleti ve adaleti kucaklayamadıkları için atıl kaldılar ve hatta kapitalizmin kullandığı yan sistemler haline dönüştüler. Komünizm ve sosyalizm bu sistemlere en iyi örneklerdir. 1929 Dünya ekonomik bunalımı, kapitalizmin tahtını sallar gibi görünse de, 2. Dünya Savaşı'nın ardından ABD, İngiltere ve Japonya'nın inat ve ısrarının yanı sıra, alternatif ciddi bir modelin ortaya çıkamaması kapitalizmin ayakta kalmasını ve güçlenerek bugünlere gelmesini sağladı.İşte bu noktada, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nin kapitalizmin yıkılmaz gibi görünen tahtını nasıl yerinden oynattığını, dengeleri nasıl alt üst ettiğini iyi tahlil etmek gerekiyor. Tarih yazanlar ve o yazılan tarihe tanıklık edenler ilk anlarda pek farkında olmasalar da, aradan geçen zaman, yazılan tarihin kıymetini açığa çıkaran yegane değer vericidir. Milli Ekonomi Modeli'nin değeri ve anlamı da, bu yeni modelin hayata geçirilmesiyle daha iyi anlaşılacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012