İsrail yıllardır, Filistin'e saldırıyor. Türkiye de yıllardır; sert veya çok sert bir şekilde bu vahşeti kınayaduruyor. Kınama; Türk dil kurumuna göre ayıplama, davranışın beğenilmemesi olarak ifade ediliyor. Diplomatik kınama ise; Bir devletin başka bir devleti dahili ve uluslararası alanda sonuç doğuran tek taraflı politik eylem olarak tarif edilir. Demek ki, devletlerin kınaması sözden öteye geçecek ve sonuçları olan eyleme dönük olacaktır. Başka bir deyişle kınamadan sonra hiç değilse kılıcın kınından çıkması gerekir. Yoksa bir sonraki kınamanızı kimse ciddiye almaz. Türkiye olarak İsrail'i yıllardır kınıyoruz, kınıyoruz ama bir türlü kımıldamıyoruz.Bir olay karşısında kınama sadece bir defa olur. İkinci defa aynı olay tekrarlandığında bir adım ötesine geçmek zorundasınız. En düşük kademedeki bir devlet memuru, mevzuata aykırı bir davranışından kınama cezası almışsa tekrarı halinde artık o memur kınanmaz ikinci aşamaya geçilir. Memura; aylıktan kesme ve görevden uzaklaştırma gibi yaptırımlar uygulanır. Devlet iç işleyişinin ciddiyeti bunu gerektirir. İki üç defa kınama ve kınamanın ötesine geçmeyen uyarmalar artık ciddiye alınmadığı gibi dalga konusu olur.Devletlerarası kınama; kınanan olayın tekrarı halinde arkasından; askeri güç de dahil ticari ve diplomatik ilişkilerde somut adım atılacağı tehdidinin muhataba hissettirildiği güçlü bir uyarıdır. Sesin desibel seviyesinin yükseltilip eeyyy! diye bağırmanın veya meydanlardaki halka muhatabı şikayet etmenin diplomatik kınama ile hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca bunun muhataba bir etkisi de yoktur. Filistin'deki vahşet ile ilgili olarak mesela Venezüella, İsrail Büyükelçisini sınır dışı etmiştir. Şili ise ticari ilişkilerini askıya aldığını duyurmuştur.AKP hükümeti yıllardır İsrail'in saldırıları ile ilgili kınamanın ötesine yani yaptırım adına hangi adımı attı da haberimiz olmadı. Yapılan şey "kınama" kelimesinin önüne "sert" ve "çok sert" sıfatlarını getirmek oldu. Yıllarca sert, çok sert ve ultra sert bir şekilde kınadık ama bakın akabinde neler oldu:İsrail'i kınadık; ama ticari ilişkilerimiz son 10 yılda 4 kat arttı.İsrail'i kınadık; ama Başbakanımız Yahudi cesaret ödülünün de sahibi oldu.İsrail'i kınadık; ama İsrail'i Kürecik radar üssünden faydalandırdık.İsrail'i kınadık; ama İsrail pilotları, vuruş eğitimini Türk hava sahasında yaptı.İsrail'i kınadık; ama TSK'nın envanterinde bulunan 300 helikopterin güçlendirilmesi ve modernizasyonu ihalesini de İsrail'e verdik.İsrail'i kınadık; ama İsrail'in NATO tatbikatlarına vetosunu da kaldırdık. Liste bu şekilde devam ediyor.Kınamasak daha iyiymiş. Biz kınadıkça İsrail, kazanımları ile kına yakmış görünüyor. Böyle kınamaya kim ne der ki.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021