Şamar oğlanına çevirdiği CHP ile geçen hafta manevi olarak da bayağı dalga geçti Sayın Erdoğan. Artık bir insanın maneviyatı ile dalga geçmenin hükmünü içerden verir cüppeliler herhalde.
Kılıçtaroğlu’nun dini konulara merak saldığını, azmini kırmak istemediğini ama bir meseleyi istismar etmek için o meseleyi yaşamak gerektiğini vurgulamıştı Erdoğan. Ve Kunut dualarının ayet olmadığını, öyle Kur’an’ı duvara asmakla din konusunda ahkam kesemeyeceğini anlatarak, Kılıçtaroğlu ve zihniyetini manen de hafife almıştı.
Bende Kemal Kılıçtaroğlu’nun duvara astığı, Tayyip Erdoğan’ın ise miting meydanlarında, o meydan senin bu meydan benim yanında halka gösterdiği Kur’an’ı Kerim’i açtım. Bir iki ayeti okudum. Bakın Yüce Allah bu ayetlerde ne diyor artı kime diyor. İyi anlayın!
“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” (Nisa Suresi 144)
“Onlardan çoğunun küfredenleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiştir. Onlar azapta temellidirler. Eğer onlar Allah’a, nebiye ve ona inene iman etmiş olsalardı onları dost edinmezlerdi.” (Maide S. 80, 81)
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.” (Maide S. 51)
“Kalplerinde hastalık bulunanların; “Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz” diyerek, onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder veya katından bir emir (iş) getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.” (Maide S. 52)
“Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin ve adalet numunesi şahitler olun! Bir topluluğa karşı, içinizde beslediğiniz kin ve öfke, sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Âdil davranın, takvaya en uygun hareket budur. Allah’a karşı gelmekten sakının! Çünkü Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.” (Maide S. 8)
“Sizinle din konusunda savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmak ve adaletli davranmaktan Allah sizi menetmez. Çünkü Allah adaletli davrananları sever. Allah sizi ancak sizinle savaşan, yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza arka çıkmış olanlarla dostluk etmenizden meneder.” (Mümtehine S. 8-9)
(Serahsi’nin, el-Mebsut adlı eserinde de belirttiğine göre İslam hukukçularının çoğuna göre savaşın illeti (meydana gelmesine sebep olan husus) karşı tarafın dinimize ve ülkemize saldırıda bulunmasıdır. Bunu da Kur’an’da bulunan “Savaş açanlara, Allah yolunda siz de savaşın, ancak (sakın) aşırı gitmeyin” (Bakara Suresi 190) ayet-i kerimesinden çıkarmak mümkündür.)
Hz. Peygamber (sav), savaşa gönderdiği komutanlarına şu talimatı verirdi;
“Düşmanla karşılaştığında onları şu üç şeyden birine davet et. Hangisini kabul ederlerse, sen de kabul et.
1- Onları Müslüman olmaya çağır.
2- Kabul etmezlerse, cizye teklif et. (Yani, vergilerini verip İslam Devleti bünyesinde yaşamalarını iste.)
3- Onu da kabul etmezlerse, savaş!” (Müslim, Cihat, 3, Tirmizi, Siyer 48, İbn-u Mace Cihat 38)
Efendimiz (sav) komutanlarına şu talimatı veriyordu; “Allah’ın adıyla yola koyulun, Allah yolunda mücadele verin, savaştığınız insanlarla aranızda bir anlaşma var ise ona riayet edin, haddi aşmayın. Meşru savaş esnasında öldürdüğünüz insanlara müsle (cesetlerine saygısızlık edip, burnunu kulağını kesme) yapmayın, çocukları, yaşlıları, kadınları, ibadethanelerdeki insanları öldürmeyin” (Müsned, 1/300; Ebu Davut, Cihat 82; Sünen-i Kübra, 9/90)
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, dost edindiği kişiye dikkat etsin!” (Sünen-i Tirmizi, Kitabu-z-Zühd 2484. Sünen-i Ebu Davut, Kitabu-l-Edeb 4833)
Evet, Allah (c.c) Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenlerin İslam’dan çıkacağını açıkça belirtirken Sevgili Peygamberimiz de (sav) kiminle dostsan onunla aynı inançta olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak Kur’an’ı Kerim’in duvarda asılı olması ile miting alanlarında elden ve dilden düşmemesi arasında hiç bir fark yoktur. Hatta ikincisi daha tehlikelidir. Asıl olan onu (Kuran’ı ve sünneti) kişinin hayatına hakim kılabilmesi bu gayrette olabilmesidir.
Bu ayet ve hadisler ışığında birkaç gündeme dair şu başlıkları bir hatırlayalım;
-Türkiye, Suriye’ye Nota verdi.
-Arap Birliği’nin Suriye kararı sonrası olaylar çıktı.
-Türkiye, Suriye’ye müdahale etsin
-Müslüman Kardeşler dün İstanbul’da bir basın toplantısı yaptı ve Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalede bulunmasını talep etti...
-Belediye başkanına falaka, Suriye’den işkence görüntüleri!!!
-THE TIMES: Türk Ordusu Suriye’ye Girecek…
-Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
Kılıçtaroğlu’nun dini konulara merak saldığını, azmini kırmak istemediğini ama bir meseleyi istismar etmek için o meseleyi yaşamak gerektiğini vurgulamıştı Erdoğan. Ve Kunut dualarının ayet olmadığını, öyle Kur’an’ı duvara asmakla din konusunda ahkam kesemeyeceğini anlatarak, Kılıçtaroğlu ve zihniyetini manen de hafife almıştı.
Bende Kemal Kılıçtaroğlu’nun duvara astığı, Tayyip Erdoğan’ın ise miting meydanlarında, o meydan senin bu meydan benim yanında halka gösterdiği Kur’an’ı Kerim’i açtım. Bir iki ayeti okudum. Bakın Yüce Allah bu ayetlerde ne diyor artı kime diyor. İyi anlayın!
“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” (Nisa Suresi 144)
“Onlardan çoğunun küfredenleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiştir. Onlar azapta temellidirler. Eğer onlar Allah’a, nebiye ve ona inene iman etmiş olsalardı onları dost edinmezlerdi.” (Maide S. 80, 81)
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.” (Maide S. 51)
“Kalplerinde hastalık bulunanların; “Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz” diyerek, onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder veya katından bir emir (iş) getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.” (Maide S. 52)
“Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin ve adalet numunesi şahitler olun! Bir topluluğa karşı, içinizde beslediğiniz kin ve öfke, sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Âdil davranın, takvaya en uygun hareket budur. Allah’a karşı gelmekten sakının! Çünkü Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.” (Maide S. 8)
“Sizinle din konusunda savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmak ve adaletli davranmaktan Allah sizi menetmez. Çünkü Allah adaletli davrananları sever. Allah sizi ancak sizinle savaşan, yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza arka çıkmış olanlarla dostluk etmenizden meneder.” (Mümtehine S. 8-9)
(Serahsi’nin, el-Mebsut adlı eserinde de belirttiğine göre İslam hukukçularının çoğuna göre savaşın illeti (meydana gelmesine sebep olan husus) karşı tarafın dinimize ve ülkemize saldırıda bulunmasıdır. Bunu da Kur’an’da bulunan “Savaş açanlara, Allah yolunda siz de savaşın, ancak (sakın) aşırı gitmeyin” (Bakara Suresi 190) ayet-i kerimesinden çıkarmak mümkündür.)
Hz. Peygamber (sav), savaşa gönderdiği komutanlarına şu talimatı verirdi;
“Düşmanla karşılaştığında onları şu üç şeyden birine davet et. Hangisini kabul ederlerse, sen de kabul et.
1- Onları Müslüman olmaya çağır.
2- Kabul etmezlerse, cizye teklif et. (Yani, vergilerini verip İslam Devleti bünyesinde yaşamalarını iste.)
3- Onu da kabul etmezlerse, savaş!” (Müslim, Cihat, 3, Tirmizi, Siyer 48, İbn-u Mace Cihat 38)
Efendimiz (sav) komutanlarına şu talimatı veriyordu; “Allah’ın adıyla yola koyulun, Allah yolunda mücadele verin, savaştığınız insanlarla aranızda bir anlaşma var ise ona riayet edin, haddi aşmayın. Meşru savaş esnasında öldürdüğünüz insanlara müsle (cesetlerine saygısızlık edip, burnunu kulağını kesme) yapmayın, çocukları, yaşlıları, kadınları, ibadethanelerdeki insanları öldürmeyin” (Müsned, 1/300; Ebu Davut, Cihat 82; Sünen-i Kübra, 9/90)
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, dost edindiği kişiye dikkat etsin!” (Sünen-i Tirmizi, Kitabu-z-Zühd 2484. Sünen-i Ebu Davut, Kitabu-l-Edeb 4833)
Evet, Allah (c.c) Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenlerin İslam’dan çıkacağını açıkça belirtirken Sevgili Peygamberimiz de (sav) kiminle dostsan onunla aynı inançta olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak Kur’an’ı Kerim’in duvarda asılı olması ile miting alanlarında elden ve dilden düşmemesi arasında hiç bir fark yoktur. Hatta ikincisi daha tehlikelidir. Asıl olan onu (Kuran’ı ve sünneti) kişinin hayatına hakim kılabilmesi bu gayrette olabilmesidir.
Bu ayet ve hadisler ışığında birkaç gündeme dair şu başlıkları bir hatırlayalım;
-Türkiye, Suriye’ye Nota verdi.
-Arap Birliği’nin Suriye kararı sonrası olaylar çıktı.
-Türkiye, Suriye’ye müdahale etsin
-Müslüman Kardeşler dün İstanbul’da bir basın toplantısı yaptı ve Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalede bulunmasını talep etti...
-Belediye başkanına falaka, Suriye’den işkence görüntüleri!!!
-THE TIMES: Türk Ordusu Suriye’ye Girecek…
-Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
Akın Aydın / diğer yazıları
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024